1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Fisk: Batılılar, Diktatörleri Destekliyordu
Fisk: Batılılar, Diktatörleri Destekliyordu

Fisk: Batılılar, Diktatörleri Destekliyordu

Robert Fisk: Batı’nın Arap Uyanışı’nı tetiklediği gibi bir şey gerçekçi değildir.

22 Kasım 2011 Salı 04:33A+A-

İthaki Yayınları’nın İstanbul’a getirdiği Ortadoğu uzmanı ve İngiliz Independent gazetesi muhabiri Robert Fisk ile kaldığı otelde görüştük. Yıllardır Lübnan’da yaşayan Fisk, Arap ülkelerindeki isyanları yakından takip ediyor. Geçtiğimiz günlerde de Şam’da bulunan Fisk, Arap Baharı’na neden Arap Uyanışı dediğini, isyanların sebeplerini, Tunus’taki seçimleri İslâmcıların kazanması ve Suriye’nin geleceğini konuştuk.

¥ Ortadoğu uzmanlarının Arap Baharı’nı değerlendirdikleri açıklamaları arasında farklılıklar görülüyor. Siz Arap Baharı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Öncelikle, ben “Arap Baharı” ifadesini kullanmıyorum, onun yerine “Arap Uyanışı” diyorum. Zaten şu an orada da kış. Bu ifade Amerikan söyleyişidir ve ben Amerikan söyleyişinden uzak duruyorum. Biz yani Batılılar, Arap ülkelerinde diktatörleri destekledik. Arap ülkelerindeki insanlara yeni doğmuş çocuklar gibi davrandık. Onlara öyle muamele ettik. Araplar, böyle bir davranışa muhatap oldular. Batılılar, diktatörleri destekliyordu, yardımlar yapıyordu, çocuklar gibi paralarını veriyorlardı. Bunun sonucunda onlara sahte hükümetler, sahte seçimler, sahte gazeteler verdik. Eğer diktatörler bunlara karşı çıkarsa gidecekleri yer polis istasyonuydu. İşte sistem böyle çalıştı.

¥ Ne oldu da sizin tabirinizle Arap Uyanışı oldu?

- Bunun üç sebebi var. Birincisi; seyahattir. Araplar dünyayı gezmeye başladılar. 35 sene önce ben Arap ülkelerindeyken, mesela; Mısırlılar aslen Mısır’ın dışına çıkmamış durumdaydılar ama şimdi Ürdün’e, Lübnan’a, Avrupa’ya, Amerika’ya gidiyorlar ve diğer ülkelerde sistemlerin nasıl işlediğini gördüler. İkincisi; eğitimdir. Arapların eğitim düzeyleri arttı. Mısır’dan yine örnek verecek olursak, Tahrir Üniversitesi önceden eğitim konusunda çok kötü bir yerdeydi. Şimdi ise kendilerini çok geliştirdiler. Üçüncüsü; teknoloji. Bu nedenlerden dolayı o çocuklar büyüdü ve fark ettiler ki aslında Mısır’da, hükümet çocuklardan oluşuyor. Bunlardan biri de 83 yaşında. Yani farklı şekillerde Ortadoğu’da gerçekleşen buydu. Birde dikkat çekilmesi gereken bir nokta şudur; Arap Uyanışı, 1922’de Osmanlı’nın düşüşünden sonra bölgenin en önemli olayıdır.

¥ Arap Uyanışı’nın arkasında Batılıların olduğu iddia ediliyor?

- Tamamıyla saçmalık. Batı henüz olanların farkında değil. Ne olduğunun tam bilincine varamadı. ABD Başkanı Barack Obama’nın fikirleri çok zayıf, belirsiz. Arap ülkelerinde önceden, herhangi bir konuda, “Amerikalılar ne diyecek şeklinde” bir endişe vardı. Ama artık bu devrimlerden sonra böyle endişeler kalmadı. Sonuç olarak Batı’nın Arap Uyanışı’nı tetiklediği gibi bir şey gerçekçi değildir.

¥ Suriye’de Beşşar Esed’in sonu ne olur?

Ben geçtiğimiz günlerde Suriye’deydim. Suriye’deki Baas rejimi daha korunaklı, daha güvenli bir durumda. Suriye hükümeti kontrolü hâlâ elinde tutuyor. Humus’ta gerçek bir isyan var ama hükümet Şam’ı güçlü bir şekilde hakimiyeti altına almış. Birde Amerika Esed’in gitmesini istemiyor. Şu anki haliyle değil ama bir şekilde Esed’in varlığını devam ettirmesini istiyor. Çünkü Esed’in hâlâ Şiiler, Dürziler, Ermeniler ve Hıristiyanların üzerinde etkisi var. Suriye’deki geçiş Libya’daki gibi olmayacak. Bir sürü kurumun bu işte çıkarı var. İşte bu Esed’in çıkarı olan gruplar, insanlar Esed’i elde tutmak istiyorlar. Böyle olmazsa Suriye’de mezhep çatışmaları yaşanır. Esed’in gitmeyeceğini düşünüyorum.

¥ Peki, Lübnan, İran, Rusya ve Çin, Suriye’yi neden destekliyor?

- Rusya, Suriye’yi desteklemeye devam edecek. Çünkü Suriye şehri Tartus, Akdeniz’de Rus donanmasına 24 saat açık olan tek limanı barındırıyor. Rusya Suriye’yi desteklemezse ekonomik dayanaklarını kaybeder. Çin ise, Amerika’ya karşı bir politik gücü olduğunu kanıtlama peşinde. Amerika’nın nerede işini zorlaştırabiliyorsa onu yapmaya çalışıyor. İran’ın meselesi kendine özgüdür. Suriye İran için bir kapıdır.

¥ Türkiye’nin Arap Uyanışı’na etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’nin Arap Uyanışı’na etkisi olduğunu düşünmüyorum. Araplar, Türkiye’nin Arap Uyanışı’nı onayladığına inanıyorlar ama Amerika’nın onaylamadığını düşünüyorlar. Türkiye’yi bu açıdan farklı görüyorlar. Araplar bu olaylarda herkesi dost olarak görüyorlar. Bir süre öncesine kadar Osmanlı’dan nefret ediyorlardı ama şu anda her yerde Türk bayrakları görüyorsunuz. Ve ben Türkiye’nin bir rol model olmasını düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’nin Kürt sorunu, sözde Ermeni soykırımı, basın özgürlüğü gibi kendi problemleri var.

¥ Peki, Arap Uyanışı’nın Filistin’e etkisi nedir?

Çok güzel bir soru. İlk olarak Filistin’de bir diktatör yok. Filistin işgal edilmiş bir durumda. Arap Uyanışı olmasaydı, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Birleşmiş Milletler’e başvuru yapamazdı. Mesela, şu anki Mısır, Filistin’i desteklemezdi.

¥ Arap Uyanışı İsrail’i zor bir duruma soktu mu?

- Normalde sokmuş olmamalıydı ama İsrail kendisini böyle bir pozisyona soktu. İsrail Arap Uyanışı’nı anlayamadı. Arapların kendi başlarına yeterli olabileceğini düşünmedi. Yanlış düşündüler, anlayamadılar. Büyük bir hataydı.

¥ “Arap Uyanışı” ile “Wall Street’i işgal et” isyanları arasındaki fark nedir?

“Arap Uyanışı” ile “Wall Street’i işgal et” isyanları arasında direkt, doğrudan bir bağlantı yok ama Araplar diktatörlere karşı isyan edip, “bizim malımız, bizimdir” derken, Avrupalılar ise bankalara isyan edip, “bizim malımız, bizimdir” diyor. Aradaki bağlantı budur.

Hüseyin Kulaoğlu / Yeni Akit 

HABERE YORUM KAT