
"Ve onların arkasından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz..".
"Ve onların arkasından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu müjde benim karşıma çıkacağından çekinen ve benim tehditlerimden korkanlar içindir." (İbrahim / 14)
وَلَنُسْكِنَنَّكُمُ الْاَرْضَ مِنْ بَعْدِهِمْۜ ذٰلِكَ لِمَنْ خَافَ مَقَام۪ي وَخَافَ وَع۪يدِ ﴿١٤﴾
"Ve onların arkasından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu müjde benim karşıma çıkacağından çekinen ve benim tehditlerimden korkanlar içindir." (İbrahim / 14)
Unutmamak gerekir ki, peygamberlerle kavimlerinin arasını ayırmak için devreye giren bu büyük güç, her zaman peygamberlerin kavimlerinden tamamen ayrılmalarından sonra devreye girer. Müslümanlar, yüce Allah kendilerini kurtardıktan, dinleri ile özel İslâmi toplumları ile, kendilerine özgü yönetimleri ile apayrı bir yapı olarak varlıklarını sürdürmede ısrarlı olduktan sonra… Dolayısıyla bir kavim, inanç, sistem, yönetim ve toplum olarak iki ayrı ümmete bölündükten sonra… İşte o zaman en büyük kuvvet, bitirici darbesini indirmek, mü’minleri tehdit eden tağutları yerle bir etmek, mü’minleri yeryüzüne yerleştirmek, kendilerine zafer ve egemenlik vereceğine ilişkin yüce Allah’ın peygamberlere yönelik vaadini gerçekleştirmek için devreye girer. Müslümanlar cahiliye toplumuna karışmış bulunuyorken, onun rejiminin ve yönetiminin belirlediği ölçüler içinde çalışıyorlarken, bağımsız islâmi bir yönetim altında bağımsız ve organik bir hareket olarak belirginleşmemişken, ilahi müdahale asla sözkonusu olmaz.
“Rabbleri onlara vahiy yolu ile bildirdi ki, Biz zalimleri kesinlikle yokedeceğiz.”
Kesinlikle yok edeceğiz ifadesinde hem büyüklük, hem de vurgulama yeralmaktadır. Bunlar, bu zorlu anda havaya belli bir gölge ve belli bir ses tonu katıyorlar. Tehditler savuran zorbaları, bu tehditlerle hem kendilerine, hem gerçeğe, hem peygamberlere, hem de insanlığa zulmeden müşrikleri kesinlikle yokedeceğiz.
“Ve onların arkasından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz.”
Bu, her zaman için yürürlükte olan, adil bir kanundur.
“Bu müjde benim karşıma çıkacağından çekinen ve benim tehditlerimden korkanlar içindir.”
Bu yerleştirme ve halifelik görevi benim karşıma çıkacağından çekinen, üstünlük taslamayan, zorbalık yapmayan ve tehditlerimden korkanlar içindir.
Böylece küçük ve komik kuvvet -zalim tağutların kuvveti- zorlu ve muazzam kuvvetle -her şeye egemen, ulu ve ezici kuvvetle- karşı karşıya kalıyor. Çünkü peygamberlerin görevi apaçık bir duyurma ve mü’minlerle yalanlayanların iyice belirginleşip ayrılması ile sona eriyor.
FİZİLALİL KUR’AN
İşte kıyâmete kadar genel geçer bir yasa olarak Rabbimiz de buyuruyor ki, siz yolunuza devam edin, Biz zalimleri helâk edeceğiz. Onların işlerini bitirecek ve sizleri onların yerlerine egemenler kılacağız.
İşte kıyâmete kadar değişmeyecek Allah yasası budur. Hangi insan, hangi aile, hangi cemaat, hangi toplum ki Allah’ın makamından korkar, Allah’ın azametinden etkilenir, Allah’ın istediği gibi müslüman olma derdini içinde hissederse, samimiyetle Allah’a kul olma kararı içine girerse o mutlaka Allah’ın bu vaadine ulaşacaktır. Benim takdirim, Benim yasam budur, bundan hiç kimsenin bir şüphesi olmasın diyor Rabbimiz.
BASAİRUL KUR’AN
HABERE YORUM KAT