1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Türkiye Solu PKK’nın kendini fesh etme kararına ne dedi?
Türkiye Solu PKK’nın kendini fesh etme kararına ne dedi?

Türkiye Solu PKK’nın kendini fesh etme kararına ne dedi?

PKK’nın Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası topladığı kongreyle 47 yıllık kanlı süreci sonlandırma kararı Türkiye Solu’nun fraksiyonları tarafından değerlendirildi.

13 Mayıs 2025 Salı 16:30A+A-

Yahya Fırat/Haksöz Haber


Abdullah Öcalan’ın Türkiye’nin yetkili isimleriyle yaptığı bir dizi görüşmeler sonrasında örgüte yaptığı “PKK silahları bırakıp kendisini fesh etmeli” çağrısı karşılık buldu.

Örgüt, 5-7 Mayıs tarihlerinde 12. Kongresini toplayarak önemli kararlar aldı. Nihayet 12 Mayıs’ta kongre kararlarını açıklayan PKK, örgütün silahlı yapılanmasının fesh edileceğini duyurdu.

Böylece 47 yıllık kanlı serüveni sonlandırma kararı alan PKK’nın açıklaması, Türkiye Solu’nun fraksiyonları tarafından değerlendirildi.

Karardan son derece memnun bir tablo çizen DEM Parti ve bileşenleri, bu süreçte üzerlerine düşen sorumluluğun yerine getirileceğini vurguladı.

Ancak, örgütün milliyetçi ve muhafazakâr bir iktidar tarafından sonlandırılmasını hazmedemeyen bazı Sol-Kemalist çevreler, Türkiye’nin ülke olma vasfını yitirdiğini, nasıl olur da terör örgütü elebaşıyla masaya oturduğunu, yetkililerin bir terör örgütüne inanacak kadar aklını yitirdiğini ima eden açıklamalar yaptılar.

Bu kişilerin kim oldukları herkesin malumu. Burada tek tek isimlerini zikretmeye gerek yok. Daha çok CHP ve sol grupların açıklaması üzerinde duracağız.

Özgür Özel: CHP olarak barışın yanındayız

CHP Genel Başkanı açıklamasında şunları kaydetti:

“Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel bir tutarlılık içerisinde, barışın yanındayız. Aynı şekilde, terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Bu topraklarda 47 yıldır süren terörün, akan kanın sonsuza kadar durması ortak temennimiz ve irademizdir. PKK’nın silah bırakma kararı aldığını ve örgütsel yapısını feshettiğini ilan eden son açıklaması, Türkiye’nin yıllardır ağır bedeller ödediği bir dönemin sona ermesi açısından kritiktir. Ancak, bu sürecin başarılı olması ve kalıcı toplumsal barışa evrilmesi; atılacak adımların samimiyeti, hukukiliği ve demokratik meşruiyeti ile doğrudan ilişkilidir. Sürecin tüm aşamalarıyla nihayete ermesini, on binlerce canımızı kaybetmemize yol açan, ağır ekonomik ve toplumsal yıkım yaratan terörün ilelebet sonlanmasını bekliyoruz.”

Türkiye İşçi Partisi: Barışın yanındayız, Saray’ın karşısındayız. Ülkemizde silahların susmasına, barışın sağlanmasına hizmet edecek adımları ve gelişmeleri olumlu buluyor ve destekliyoruz. Türkiye’nin barışa olan özlemini mevcut rejimin devamı ve yeni anayasa dahil Saray'ı güçlendirecek girişimler için istismar edilmesine izin vermeyeceğiz. Barışın gerçek anlamına kavuşması ve kalıcılaşması ancak halk düşmanı karakterini defalarca kanıtlamış olan Saray iktidarının sona erdirilmesiyle mümkündür.

EMEK Partisi: Muhtemelen, sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceği zaman içinde daha fazla netlik kazanacak. Ancak bu aşamada, iktidarın ve devlet tarafının yapması gerekenlerin bir kez daha altını çizilmesi ve hatırlatılması önemlidir. Bu sürecin, Kürt meselesinin demokratik çözümüne kapı açabilmesi için, demokratik ve hukuki bir çerçeveye kavuşturulması gerektiğini açıktır. Kürt halkının anadilinde eğitim hakkı başta olmak üzere, ulus olmaktan kaynaklı taleplerinin Anayasal güvenceye kavuşturulması yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Meseleye yaklaşımda eşit yurttaşlık anlayışı temel alınmalıdır.

Sol Parti: Uzun yıllardır halkın bağrında derin yaralar açan ve bir arada yaşamın zeminlerini tahrip eden savaşın sona ermesini savunan bir Parti olarak, bugün ilan edilen silahlı mücadeleyi sonlandırma kararının verilmiş olmasını önemli buluyoruz. Bu kararın bir arada yaşam ve barış iradesini güçlendirmesini umuyoruz. Buna karşın, silahların susmasının getireceği iyilik, iktidarın varlığını sürdürmesine hizmet eden bir kötülüğe payanda yapılmamalıdır. Büyük acılar yaşanmış, yoksulluğa ve sefalete mahkûm edilmiş Kürt, Türk, Alevi, Sünni bütün emekçi halklar olarak geleceğimizi şimdi tek adam rejimine karşı sokakları dolduran birleşik halk muhalefetini çoğaltarak kazanacağız.

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan: Sürece dair başından beri şunu söyledik: Silahların susması, bir anlaşma, bir barış, buna itiraz edilemez. Bu iyi de bir şey. Herkesin daha açık bir biçimde nasıl bir Türkiye istediğini söylemeye başlaması gerekecek. Hem Öcalan'ın açıklamasında hem PKK'nin açıklamasında Osmanlı'ya dair bir hesaplaşma yok. Hesaplaşma Cumhuriyet üzerinde. Demek ki orada bir ortaklık var. Biz Cumhuriyet'in kuruluşundaki probleme ya da o döneme ait probleme sınıfsal yaklaşıyoruz. Ama Cumhuriyet'in kuruluşu, Lozan, o dönemki Türkiye'yi Osmanlı'yla hesaplaşarak yeniden kurma iradesi; burada bir problem görmüyoruz. Şimdi problemi başka bir yerde görüyorlar. Ama bunlar artık tartışılmak zorunda. Nasıl bir Türkiye istiyoruz? Şeyh Saidlerin çizgisinin bugünkü devamı, eğer bugünkü AKP projesine bir tarihsel meşruiyet katmak ve bu doğrultuda devam etmek üzerine kurulu bir şeyse, biz bunun karşısında duracağız.

Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut: Hiç kimse boş hayallere kapılmasın... PKK kendini feshetmiş... Yahu nasıl oluyor? PYD/YPG adlı yapısı, Suriye'nin şu anki yüzölçümünün yüzde 25'i üzerinde ve Suriye petrollerinin yüzde 70'inin bulunduğu coğrafyada devlet kurmuş, Amerika'yla iç içe. Orada 7-8 tane Amerikan üssü var. Oradaki devletin, hava savunma silahları dahil 100 bin kişilik ordusu var. ABD Emperyalist Haydudu adamları devletleştirmiş; kağıt üzerinde PKK varlığını sürdürse ne, "ortadan kaldırdım" dese ne... Asıl oyun şimdi başlıyor. Bunun karşılığında Türkiye neler verecek? Tayyipgiller ve onun kaset tutsağı Bahçeli neler verecek? Eğer bu hainane plan başarıya ulaşırsa Lozan ortadan kaldırılacak. Ardından Anayasa ortadan kaldırılacak ve BOP'a göre yeniden şekillenecek. Tabiî bu bir anda olmayacak. Ama BOP'a giden yolun önü açılacak. BOP'un Türkiye ayağının gerçekleşmesi önündeki barikat ortadan kaldırılacak. Bu şekilde belli bir süre yol alındıktan sonra işler artık silahlı aşamayla son vuruşun yapılması dönemine geldiğinde, silahlı aşama da hayata geçirilecek.

Uğur Dündar: PKK'nın kendisini feshedip silâh bıraktığını açıklaması başarıdır.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan'ı reddeden, terör örgütü PKK'ya karşı verilen mücadeleyi Türk-Kürt savaşı olarak tanımlayan ve "Kürt Soykırımı"ndan söz eden PKK fesih açıklaması "Terörsüz Türkiye" hedefinin çok ötesinde ağır ve kabul edilemez ifadeler içermektedir. Bunlar Sevr özlemiyle kaleme alınmış, reddedilmesi gereken dayatmalardır.

Yılmaz Özdil: Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu an itibarıyla devlet olma özelliğini yitirmiş durumda. Sahada kazandık, masada kaybettik.

Emre Kongar: PKK bildirisi sadece Lozan’ı suçlamak ve mahkûm etmekle kalmıyor, Türkiye’yi soykırım ile suçluyor ve bu konuda “uluslararası güçleri” yardıma çağırıyor. Herkes adı artık ‘Barış Süreci’ olarak ilan edilen olayın iç boyutunun İktidarın “Şahsım Devleti Rejiminin” ve kendisinin ömrünü uzatmak, dış boyutunun ise Suriye’nin Kuzeyinde PKK, PYD, YPG aracılığı ile bir Kürt Siyasal Entitesi yaratmak olduğunu biliyor ve görüyor.

Nevşin Mengü: PKK’nın açıklamasında, Kürt sorununun başlangıcı olarak Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası gösterilmiş. Kimileri bu vurgudan özellikle rahatsız oldu- ki hassasiyet gösterenler haklılar- ancak açıklamada ‘tüm dünyaya sosyalizm gelene kadar devam’ da deniyor. O nedenle açıklamada pek çok ifade kuyruğu dik tutmak için kullanılmış diye düşünüyorum.

Naim Babüroğlu: ABD’nin gözden çıkardığı ve Türkiye’de neredeyse gücü kalmayan PKK’nın silah bırakması Türkiye’ye yönelen tehdidi azaltmaz ki… Tersine tehdit büyür… Nasıl mı? PKK’nın silah bırakması rüzgarıyla, Türkiye Suriye’deki PYD’nin özerk ya da federal yapısını tanımış olacak. Böylece, ABD ve PKK, Suriye’deki hedefine ulaşacak.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum