Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Sultan al-Kanj / Al Monitor

Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerdeki yıkıcı ekonomik koşullar ve yükselen işsizlik oranları, birçok genci Halep'in kuzey kırsalındaki muhalefetin ve İdlib'deki Tahrir El Şam'ın kontrolündeki bölgelerden Türkiye'ye doğru itiyor.

Bu gençler hükümet tarafından kontrol edilen şehirlerin arasında yolculuk yaparken birçok tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Çoğu genç, rejimin dayattığı zorunlu askerlik hizmetine katılmadıkları için aranıyor.

Zorunlu askerlikten veya Rejimin tutuklamalarından kaçınmak için muhalefet kontrolündeki bölgelere, özellikle de Türkiye ile ittifak halinde olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) fraksiyonları tarafından tutulan bölgelere geçiyorlar.  

Şu anda İdlib'de ikamet eden gazeteci Muhanned Derviş, Al-Monitor'a: “Bu gençleri bu tehlikeli yolculuğa çıkmaya iten çeşitli nedenler var. Birincisi, Suriye rejim bölgesindeki sefil ekonomik durum. Rejime bağlı milislerin konuşlandırılması, yolsuzluğun yayılması ve devlet kaynaklarının israf edilmesi dayanılmaz bir ekonomik yaşamı oluşturdu. Suriye lirası aşırı değer kaybetti ve kişi başına düşen milli hasıla neredeyse sıfır. Bu, rejime yakın olanları bile daha iyi yaşam koşulları arayışına itiyor."

Derviş, "İkinci neden, gençlerin askere alınma korkusu. Rejimin ordusu, Suriyeli gençler için gerçek bir mezarlık haline geldi. Ordu güçleri, 10 yıla kadar sürebilecek bir askerlik süresi için tutuklama operasyonları ve zorla askere alma eylemleri gerçekleştiriyor. Pek çok genç Suriyeli, başka bir iş bulamadan 10 yıl sonra eylemde öldürülüyor veya terk ediliyor. Bu, deneyimlerinin bir sonucu olarak yaşadıkları kötü psikolojik durumdan bahsetmek anlamına gelmiyor. Bütün bunlar, rejime bağlılığıyla tanınan Alevi gençlerin bile askerlik hizmetinden kaçmayı düşünmesi için yeterli nedenlerdir. Rejim yetkililerinin zorla ve baskıcı olarak askere almaları sonucunda çok sayıda [genç Alevi erkek] öldü. "

Derviş üçüncü nedenin siyasi olduğunu belirterek şöyle söylüyor: “Rejim bölgeleri hiçbir şekilde entelektüel veya siyasi özgürlük sunmuyor. Pek çok genç erkek, siyasi konumları veya fikirleri nedeniyle tutuklanmaktan korkuyor. Bazen rejime bağlı milisler sivilleri tutuklamak için suçlamalar uyduruyor. "

Derviş, “Rejim kontrolündeki bölgelerden muhalefet kontrolündeki bölgelere giden bu yolculuğun tehlikeleri çok büyük. Rejim milisleri kaçamaya çalışanları zaman zaman öldürüyor ya da tutukluyor. Üstelik rejimin bölgesinden muhaliflerin kontrol ettiği bölgelere geçmekte rejim tarafından suç olarak tanımlanıyor. Göç edenleri bekleyen de iki büyük tehlike var çatışma alanı olan rejim-muhalefet sınırları ve Türkiye sınırına döşenen kara mayınları.”  

Kaçak yollardan rejim bölgesini terk etmeyen Musa yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Kaçakçılar beni, benim gibi kaçakçılarla dolu bir otobüse, askeri yolları kullanarak götürdüler. Kaçakçılar, güvenli bir şekilde geçmek için rejim kontrol noktalarındaki bazı üyelerle anlaşma yapıyor. Sessiz kalmaları ve asker kaçaklarının tutuklanmadan geçmelerine izin vermeleri için onlara rüşvet veriyorlar. Otobüsteki her kaçakçı için 100 ila 200 dolar arasında ödeme yapılıyor. Risklere maruz kalmadan Azez şehrine ulaşmak için ödediğim bedel bu. Ardından, Konya'daki aileme katılmak için Türkiye'ye geçmek için de 800 dolar ödemek zorunda kaldım."

Suriyeli gençlerin göçü sadece hükümetin veya SDG’nin kontrolü altındaki alanlarla sınırlı değil.

Suriye-Türkiye sınırlarında uygulanan sert önlemlere rağmen, Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) veya Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) İdlib'de tuttuğu bölgelerden onlarca genç Suriyeli Türkiye'ye geçmeye devam ediyor.

Bazıları iş bulduktan sonra oraya yerleşirken, diğerleri daha iyi bir yaşam için Avrupa'ya gitmeyi planlıyor.

Muhalefetin kontrolündeki bölgeler yüksek işsizlik ve yoksulluk oranlarından muzdarip olsa da, bölgedeki Suriyeliler, hükümetin veya SDG'nin kontrolü altındaki bölgelerdeki gençlerin aksine - ÖSO veya HTŞ'nin dayatmadığı - zorunlu askere alınmaktan güvende.