HAKSÖZ HABER

Hatay’da satırla kovaladığı kadını görgü tanıkları olan; tavla oynayanların arasında köşeye sıkıştıran saldırgan gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi.

Sosyal medyada saldırı anına dair görüntüler yayınlandığında birçok kişi tavla oynayanların neden müdahalede bulunmadıklarını yorumlayarak tavla oynayanlara hakaret ve linç söylemlerinde bulundu.  

Hatay’da satırla kovalanan kadın tavla oynayanların bulunduğu yere gelerek saklanmaya çalışmış, video kaydına göre de tavla oynayanların satırlı saldırgana aldırış etmediği görülmüştü.

Olay anında pasif kalmayı tercih etmiş gibi görünen görgü tanıklarına karşı sosyal medya üzerinden linç kampanyası başlatıldı.  

Gözaltına alınan saldırgan Oğuzhan Kaplan’ın adliyeye sevki esnasında adliye önünde bekleyen E. D. saldırganın gözaltına alınmasını istemediğini belirterek ağlamaya başladı.

E.D isimli saldırıya uğrayan kişi, “Onu affedin onun tutuklanmasını istemiyorum” diyerek sitemde bulundu.

Satırlı saldırı anı

Gayri ahlaki bir ilişki içerisinde olduğu belirtilen saldırgan ve mağdur arasındaki kavga esnasında kabak, tavla oynayanların başına patladı.

“Neden satırlı saldırgana müdahale etmediği?” sorusu üzerinden linç edilen tavla oynayanlar; umarsızlık, ataerkillik, bencillik, 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıkla' suçlandı. 

Geçtiğimiz yıl buna benzer bir kaç olay yaşanmış ve ölümler gerçekleşmiş yine sorunların kökeni değil olaya şahit olanlar sorumlu tutulmuştu.

Kadın ve erkek arasındaki kavgaya müdahil olan kişi, erkek saldırganın kalbine bıçak saplayarak ölmesine sebebiyet vermiş ve dayağa maruz kalan taraf olduğu iddia edilen kadının da uyuşturucu satmaktan dolayı olaydan birkaç ay sonra yakalandığı ve yakalanmadan önce birçok kavgaya karıştığı öğrenilmişti.

Yine bir erkek saldırganın eski eşini öldürdüğü anlar video kaydını alınmış ve video kaydına alanın, “Neden müdahale etmediği? tartışmaları uzun bir süre kamuoyunu meşgul etmişti. Asıl sorunun ne olduğu ise tartışılmamıştı.

Son yaşanan olayla beraber kamuoyunda kavgalara, özellikle eş kavgası olduğu düşünülen olaylara karşı temkinli bir yaklaşım sergilendiği görülüyor.  

Sosyal medya kullanıcıları ise saldırı videoları karşısında öfke ve linç duygusuna kapılarak olay anında pasif kalan kişilere karşı öfke duygusu beslemeye başlıyor.  

“Pasif kalmakla, olaya müdahale etmemekle, sadece video çekmekle” itham edilen hatta suçlanan kişiler hakkında, gayri ahlaki sözlerin ve nefret söylemlerinin boca edildiği görülüyor.

Olayların sebep ve sonuç ilişkisini doğru değerlendirmekten gittikçe uzaklaşan sosyal medya kullanıcılarının, kişi hak ve hürriyetlerine karşı geliştirdiği karmaşık tehdit ve linç söylemlerinin toplumun bir sorunu olarak görülmesi ve çözüm yollarının bulunması gerektiği sonucuna varılıyor.