HAKSÖZ HABER

Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait bir gazetede şöyle bir haber başlığı var, “Camiler: 90 tanesi kapatılacak” Bu camilerin cemaatsiz kaldıkları gerekçesiyle kapatılacağını bildiren haber tabi ki gücünü “cami ve mescidler usul ve mevzuata göre kendilerinden başkaca istifade edilme üzere kapatılır” şeklindeki ilgili kanundan alıyor.¹

Cumhuriyet modernleşmesinin en temel özelliklerinden birisi cami ve ezan düşmanlığıydı. Camiler bir şekilde işlevsiz hale getirilmeye çalışılırken ezan da zaten malum olduğu üzere yasaklandı. İşte bu modernleşmenin bir ürünü olan Türkiye’de sol çevreler de Kemalizm’in cami-mescid düşmanlığını aynen sürdürüyorlar. Geçtiğimiz günlerde Bartın’da yaşananları Haksöz Haber’de konu edinmiştik.

Sol-Kemalistlerin cami düşmanlığı devam ediyor!

Son örneğimiz MEB ile İnsan Vakfı arasında imzalanan bir protokolle ilgili. ‘Mescidsiz Okul Kalmasın Projesi’ isimli protokole göre İnsan Vakfı okullara mescid inşa edilmesi var olanların durumunun düzeltilmesi, kütüphaneye kavuşturulması vb. işler hakkında çalışma yürütecek.

Neresinden bakılsa ‘kamu yararına’ olacak bir protokol sol eğitim sendikalarını ve BirGün’ü rahatsız etmiş. Dilan Esen’e ait olan “Gerici vakıftan sıra sıra mescit” başlıklı haber sol-Kemalistlerin zihin dünyalarını ifşa edecek cinsten. Oryantalist ötekileştirmenin bütün özelliklerini yansıtan haber alışıldık ‘gerici’ ithamı üzerine inşa edilmiş. Acaba haberi bir gazeteci değil de cuntacı paşalar mı yapmış diye düşünmeden edemiyor insan!

“Gerici İnsan Vakfı”, “MEB’in eğitimi gerici tarikat ve cemaatlere teslim ettiğine…” vb. önyargı dolu kalıp ifadeler içeren haber Eğitim-Sen’den bir yetkili ile yapılan görüşmeden bazı anekdotlar da aktarıyor. Şu cümle oldukça ilginç: “Bu vakıflardan öğrenebilecek bir doğru yok.”

“Bu nasıl bir cümle?” diye düşünmekle hiç uğraşmayın, biz sizi kendi haberimizin 4. paragrafının son cümlesine yönlendiriyoruz, cevabı orada bulacaksınız! Tarz olarak militarist, despotik modernleşme öğretisinin bir ürünü olan sol çevreler kendilerini doğrunun ölçütü olarak gördüklerini de az evvel ki küstah cümle ile bir kere daha göstermiş oluyorlar!

Netice olarak protokolün yürürlükten kaldırılmasını isteyen BirGün ve Eğitim-Sen işin özünde insanların özgürce ibadet etme hakkını da elinden almak istiyorlar. Zira kimseye "okula mescid yapıyoruz, herkes namaz kılacak!" falan denildiği yok! BirGün vb. için namaz kılmak için mescid inşa edilmesi bile yeteri kadar büyük bir kayıp herhalde...