
Şimdi Gazze!
Şimdi, büyük savaşların gürültüsü ve siyasi analizlerin karmaşası arkasında, Gazze halkının hikâyeleri acı verici bir sessizlik içinde gömülüyor.
Baha Rahal’ın alquds’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
Şimdi bir kız bebek, Refah veya Han Yunus sınırındaki eski bir çadırda, açık havada doğdu. Kader onu soykırım ve ölümün hüküm sürdüğü bir dönemde dünyaya getirdi ve onu, bombardıman sırasında ölen annesinin rahminden iterek kurtaran ebe sayesinde hayata kavuşturdu. O, ilk andan itibaren yetimdi, şansı yoktu, onu koruyacak bir kucak yoktu, günlerinin güvenliğini sağlayacak bir babası yoktu, ya da ilk günlerinde emeklemeyi öğretecek bir ailesi yoktu, böylece ayağa kalkıp hayatın havasını soluyabilirdi.
Şimdi başka bir yaşlı adam, bir sığınakta, uçakların güdümlü füzeleriyle bombalanmasının ardından ölüyor. Seksen yaşındaydı, yıpranmış bir vücudu ve unutkanlık hastalığını ortadan kaldırmayı başaran güçlü bir hafızası vardı. Ancak, Kanlı Pazar günü sabah namazını kılan yaşlı adamın vücuduna isabet eden füze, hafızasını paramparça etti.
Şimdi açlık ve susuzluk çocukların bedenlerini kemiriyor ve bir kadın, işgalcilerin önceden planlayıp kasıtlı olarak düzenledikleri baskınlar sonucunda gıda dağıtım merkezlerinin ölüm tuzaklarına ve cinayetlere dönüştüğü için, aç çocuklarının ağlamaları üzerine ağlıyor, çaresizliğinden, zayıf durumundan ve belirsiz kaderinden şikâyet ediyor.
Şimdi, bir büyükanne, iki çadır arasında yaşayarak bir dizi felaketi atlatmış bir hayatın ardından, keder içinde son nefesini veriyor. 1948'de ilk çadırda doğuşuna tanık oldu, 2025'te ikinci çadırda ise ölümüne tanık olacak. Bu iki çadır arasında, bir ömür boyu göğsünde umutlar biriktirdi ve Aşkelon'da yerinden edildiği evin anahtarını sakladı.
Şimdi, ikinci yıldır, Gazze'deki öğrenciler, devam eden yok etme savaşı, okulların ve üniversitelerin yıkılması nedeniyle lise sınavlarına girme hakkından mahrum bırakılıyor. Batı Şeria ve Kudüs'teki öğrenciler bugün ilk sınavlarına girerken, Gazze'deki sınıf arkadaşlarının acısı için kalpleri sızlarken, Gazze'deki öğrenciler acı, açlık ve yıkımın gerçekliğini yaşarken bu sahneyi izliyorlar.
Şu anda İran ve İsrail arasındaki savaş uydu kanallarının, analistlerin, gözlemcilerin ve takipçilerin dikkatini çekerken, soykırımın ağırlığı altında açlık çeken ve ölenlerin sesleri susturuluyor ve cinayetler her geçen an daha da yoğunlaşıyor.
Şimdi, büyük savaşların gürültüsü ve siyasi analizlerin karmaşası arkasında, Gazze halkının hikâyeleri acı verici bir sessizlik içinde gömülüyor. Hayat ölümün eşiğinde doğuyor, umut yıkılmış çadırların ve evlerin enkazı altında gömülüyor ve çocukluk hayalleri yarının defterlerinden siliniyor.








HABERE YORUM KAT