1. YAZARLAR

  2. ALAADDİN YURDERİ

  3. Sezai Karakoç'tan bayram mesajı / tebriği
ALAADDİN YURDERİ

ALAADDİN YURDERİ

ALAADDİN YURDERİ
Yazarın Tüm Yazıları >

Sezai Karakoç'tan bayram mesajı / tebriği

04 Mayıs 2022 Çarşamba 15:40A+A-

Ramazan Bayramı her Müslümanın ve her İslâm topluluğunun, bir ay oruç tutup vücutların sağırlığını kaybetmiş ve ruhun seslerini duyar hale gelmiş, ruhların en kabartma yükselişine varmış olduğu, yani ruha ve içe çekilip orada yenilendiği, tazelendiği bir dönemden sonra, tekrar dışa, eşyaya, bir hünkâr alayı halinde, tantanalı ve eşyanın ve dünya nimetlerinin içindeki sevinci çınlatarak çıkışıdır.

İslâm'da bayram, bütün Müslümanların, ruh ve eşya zenginliklerini, ruhlarının deniz gibi incileriyle gökyüzü çiçeklerini ve eşyalarının gençliklerini sergileme ve bu sergide bir tek ruh ve bir bütün haline gelmeleridir.

Bayram ki, taştan değil, rüzgâr çizgilerinden değil, yaprak hışırtısından değil, bir medeniyet esintisinden, bir tarih ilhamından, Müslümanların aydınlık gönüllerinden gelen bir şuur hafifliğidir, geliyor ve bizi ak çeşmelerin ışığıyla dolduruyor.

Bayram, iki yüz yıldır İslâm dünyası için, içi acılıklarla dolu bir yemiş gibi sunulmakta kader tarafından bize. Ne kadar çelişkili bir psikolojiyi yaşıyoruz bayramlarda! Gereğince üzülemiyoruz, ne de olsa bayramdır diyoruz, gereğince sevinip neşelenemiyoruz, gözlerimizin önünde İslâm âleminin her tarafındaki trajik levhalar canlanıyor.

Filistin'de, Gazze'de [daha birçok Müslüman mülkünde] esaretin en acı, en hor hakir kılıcı türü altında ezilen Müslümanlar geliyor gözümüzün önüne. Tütmez ocaklar, sahipsiz yetimler geliyor aklımıza. Haykırarak ağlamalı mı bayram gününde. Bu da olmaz. Çünkü: bayramın da bir hakkı var üstümüzde. Bayram şekerini zakkum meyvesi yapamazsınız. Gecenin gece, gündüzün gündüz olduğu gibi, bayramın da bayram olması lâzım, hiç olmazsa bir nisbet derecesinde.

Evet, İslâm âlemi, neredeyse yüzyıllar oldu, hep kara bayramları yaşıyor. Ak bayramları unutmuş gibi. Bayramlarımız üzerine sabahın gümüşsü beyazlığı, ışığı saçılmıyor. Bayram aydınlıklarında bile yer yer karanlığın çizgileri hâkim.

Evet, bayramlar terk edilmez. Gerçek bayramlar gelinceye kadar, acı acı da olsa, buruk buruk da olsa bayramlarımızı kutlayacağız. Bir hâtıra gibi kutlayacağız. Geleceğe bir hazırlık gibi kutlayacağız. Kara bayramları ak bayramlara çevirme umudu kaybolmasın diye kutlayacağız. Sonra bir gün, bayramları gerçeğine dönüştürmenin sırrını aramaya başlayacağız ve mutlaka bulacağız.

Bugün dünya üzerindeki bütün Müslümanlar, geçirilen bir aylık orucun üstün insana sunulan bayram nimetini kutlayacaklar... İşte o ulu geçmişten elimizde bu bayramlar kaldı. Ona sıkı sarılalım da hiç olmazsa bu son PEYGAMBER ARMAĞANINI olsun elden kaçırmayalım.

BU ŞUUR İÇİNDE KUTLU OLSUN BAYRAMLARINIZ MÜSLÜMANLAR!

NOT: Bu notlar Sezai Karakoç’un Samanyolunda Ziyafet kitabında bulunan Bayram ve Kara Bayramı Aka Çevirmek başlıklı yazlarından derlenmiştir.

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum