1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. ‘Şam’daki adamımız’
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Şam’daki adamımız’

01 Temmuz 2012 Pazar 07:22A+A-

Sihirbaz son numarasını yapıyor. Küresel sihirbazımız, ‘kiralık diplomat’ Annan’dan başkası değildir. Zira olmayacak duaya amin diyor ve bütün zıtları bir araya getirmeye çalışıyor. Kiralık Kofi Annan’ın meş’um planı işe yaramadı ve iflas etti. Lakin Beşşar’a; ‘bir umut, hâlâ halkını sindirebilir’ diye kredilerini açık tutuyorlar ve bunun için de planlarının iflasını ilan etmiyorlar. Hatta Beşşar bile sanki Annan planını uyguluyormuş gibi plana karşı olanlardan bahsediyor. Beşşar hamisi İran ile birlikte Annan’ın şapkasından tavşan çıkarmaya çalışıyor ve kendilerinin planı yaşatmaya düşmanlarının ise öldürmeye çalıştıklarını ileri sürüyor. 3 aylık plan zaten ölü doğmuştu ve 6 maddesinden ilki bile hayata geçirilememişti. Ama olsun Beşşar’a göre plan ucu açık bir biçimde tıkır tıkır işliyor. Neden Annan planından vazgeçmiyorlar peki? Halkı öldürmek için bir şemsiyeye ihtiyaçları var. Bu şemsiye Annan’ın planıdır. Beşşar ve çeteleri bu şemsiye altında Suriye halkını kırmaya devam ediyorlar ve kayıpların sayısı ve oranı her geçen gün artıyorsa da ne gam! Kofi Annan, 3 aylık planının tarihinin ve miadının dolduğunu ve başarısızlığını örtmenin de imkanı kalmadığını görerek şimdi planını Cenevre Konferansı üzerinden yaşatmaya çalışıyor. Türkiye’de Suriye rejiminin peşine takılarak Şam’ın güllük gülistanlık gösterenler sözlerinin üzerinden daha bir ay geçmeden ülkede iç savaş halinin egemen olduğunu yazıyorlar. Fahim Taştekin gibi kimi yazarlar böyle diyorlardı şimdi acaba kendi kendilerine muhasebe yapıyorlar mı? Ne söyledik ne çıktı veya gerçekleri niye örtbas ettik diye! Bu onları ilgilendiren bir husus. Lakin artık çatışmaların başkanlık sarayına kadar bile sıçradığı bizzat Annan tarafından doğrulanıyor. Annan baştan beri Suriye rejimini kurtarmak için Rusya’nın vekilharcı olarak devreye girmişti. Korkarım Srebrenitsa katliamının ortaklarından olan Hollandalı komutan gibi bir gün hesap verebilir ve kendisini savaş suçları mahkemesinde bulabilir. Zira yaptığı tamamen katliamlara sütre ve paravan olmaktır.

¥

Annan süreçte Rus Matruşka sisteminin bir parçası haline gelmiştir. Matruşkanın katmanları arasında Putin, Beşşar ve Annan bulunuyor. Annan, Matruşka sisteminde Putin’in sihirbazıdır ve görevi sihir yaparak dünya kamuoyunu aldatmak ve mümkün olduğu kadar Beşşar’ı iktidarda tutmaktır. Beşşar ise Amerikalıların deyimiyle Rusya’nın Şam’daki adamıdır. Beşşar’ın çifte sadakatinden bahsetmek mümkündür. Birinci olarak, İran’ın güdümünde ikinci olarak da Rusya’nın yörüngesindedir. Rusya hem İran hem de Esat’ların büyük patronudur. Bununla birlikte Ruslar pragmatik patronlardır ve Burhan Galyon’un deyimiyle onları birinci derecede ilgilendiren Beşşar değil rejimin veya statükonun devamı ve bekasıdır. Yani çıkarlarıdır. İranlılar da Beşşar’ın gözüne kaşına hayran değil. Onlar için de öncelik rejimin muhafazası ve muhalif İslamcıların eline geçmemesidir. İsrail’in bakış açısı da budur. Bununla birlikte yerine birisini ikame edinceye kadar Beşşar’la yollarına devam etmek istiyorlar. Cenevre Konferansı işte bu nedenle ‘alternatifsiz’ Annan’ın yeni bir sihirbazlık numarasıdır. Güya milli birlik hükümeti vaad ediyor. Lakin resmi muhaliflere bu milli birlik hükümeti çatısı altında yer yok. Öyleyse bu ne menem birliktir! Sadece dışarıdan teknokrat bazı isimler atanacak ve alınacak ve Esat’ın adamları da yine hükümette temsil edilecekler. Esasında Beşşar bunu zaten yapıyor. Geçen dönemlerde Baas’ın dışında iktidarının geniş kesimlere de açık olduğunu gösterebilmek ve halkın gözlerini boyayabilmek için hariçten bağımsız şahsiyetlere de kabinede yer veriyordu. Suriye Kültür eski Bakanı Nassan Agha örneğindeki gibi. Öyleyse Annan yeni ne getiriyor ve seraptan başka ne vaad ediyor?

¥

Sürecin Beşşar’ın gitmesine de açık olduğunu söyleyen Annan lakin fiiliyatta bunu açık ve dalgalanmaya bırakmakta yani ipe un sermektedir. Cenevre sürecine göre Beşşar’ın gidip gitmeyeceği kesin ve belli değildir. Ruslar ise bu noktada dünya kamuoyun aldatmak ve savunulamayacak politikalarını pazarlayabilmek için ikircikli davranıyorlar. Budala Ruslar alemi kör ve sersem sanıyorlar. Bu bir şaşkınlık hali değil, politikadır. Kah tarafsız olduklarını söylüyor ve Suriye’deki rejimin değişmesine Suriye halkı karar verir diyorlar ama bir taraftan da Beşşar rejimiyle birlikte Suriye halkını da öldürmeye devam ediyorlar. Aynen sihirbaz Annan gibi gözleri boyamak için belirsizlik/ambiguity politikası izliyorlar. Daha doğrusu dünyanın niyetlerini anlamasını istemiyorlar. Yoksa dertleri Beşşar’ı giyotinden kurtarmak. Bütün numaraları buna yönelik. Bununla birlikte giyotin Beşşar ve çetesini delip geçtiği gibi sıra er geç işbirlikçi Putin ve Annan çetesine de gelecektir. Dünya bilsin ki o günler yaklaşıyor. Bu süreçte Beşşar, Putin’in himayegerdesi yani protege’dir. Beşşar, İran kanallarına İran için (belki de Türkiye’ye nazire olarak) ‘hikmetli dostumuz’ diye hitap etti. Kişi sevdiğiyle beraberdir. Annan ise kiralık arabulucudur. PKK, Ebu Nidal gibi kiralık bir silah olduğu ve en son olarak Suriye rejimi tarafından kullanıldığı gibi Annan da diplomasi fahişesidir ve son olarak Rusya’nın kullanımına amadedir. Beşşar dış müdahaleye karşı olduğu gibi dış çözüme de razı olmadığını söylemektedir. Lakin kendisini iktidarda bırakan bütün dış formüllere ve çözümlere de razıdır. Sadece aleyhinde olursa karşıdır. Bugün çözülmekte olan Şam ordusunun donanımını sağlayan ve komutasını yönlendiren Rusya ve İran’dır. Suriye’de dış müdahalenin ötesinde ortaklık vardır. Annan Cenevre’de bu blokun kirveliğini yapmaktadır. Suriye halkının “sadece Allah’ımız var” diye ona iltica ettiği sahnede Allah’a dayanan bir halkı kim yenebilir?

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT