1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Regeni cinayeti, Mısır’daki hak ihlallerinin aynasıdır
Regeni cinayeti, Mısır’daki hak ihlallerinin aynasıdır

Regeni cinayeti, Mısır’daki hak ihlallerinin aynasıdır

Giulio Regeni’nin annesi Paola Regeni, "Bizi hiçbir şey durduramaz. Savaşımız Mısır'da bir insan hakları savaşı haline geldi. Giulio Regeni davası, Mısır'da her gün işlenen ihlallerin aynasıdır.” dedi.

19 Aralık 2020 Cumartesi 18:59A+A-

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Barbara Bibbo / Middle East Eye

 

İtalyan savcılar, beş yıllık karmaşık bir soruşturmanın ardından bu hafta, aralarında eski bir generalin de bulunduğu dört Mısırlı güvenlik görevlisinin Giulio Regeni'ye işkence ve cinayetten dolayı gıyaben yargılanacağı sonucuna vardı. Roma başsavcısı Michele Prestipino, Kahire'nin işbirliği eksikliğine rağmen, iddianamede kilit rol oynayan "önemli kanıt ve ifadeleri” topladıklarını belirtti.

28 yaşındaki Cambridge öğrencisi Regeni, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i deviren Mısır ayaklanmasının beşinci yıldönümü olan 25 Ocak 2016'da ortadan kaybolduğunda sendikaları araştırmak için Mısır'daydı. Cesedi kaybolduktan bir hafta sonra yarı çıplak bir halde bir çukurda bulunmuştu. Vücudunda kırık kemikler, yanıklar ve çürükler ile bulunan gencin annesi oğlunu tanımakta zorlandığını, "burnunun ucundan tanıyabildiğini" söylemişti. Savcılar, Regeni'nin casus sanıldığını ve günlerce işkence ile darp edildikten sonra öldürüldüğünü düşünüyor.

Giulio Regeni’nin annesi Paola Regeni, "Bizi hiçbir şey durduramaz. Savaşımız Mısır'da bir insan hakları savaşı haline geldi. Giulio Regeni davası, Mısır'da her gün işlenen ihlallerin aynasıdır.” dedi. Regeni’nin ailesi defalarca İtalyan hükümetinden Kahire’deki büyükelçiyi geri çağırmasını ve Kahire’nin işbirliği yapmayı reddetmesine misilleme olarak Mısır’a silah satışını durdurmasını istemişti. Ancak İtalya hükümeti bu istekleri sessizlikle karşıladı. Ailenin avukatı Alessandra Ballerini İtalya Dışişleri Bakanı'nı kastederek, "Bakanla en son bir yıl önce Mısır'ın bu konudaki hareketsizliğinin 'sonuçları' olacağına söz verdiğinde görüştük. Ama o zamandan beri hiçbir şey olmadı." dedi. 

Üstelik İtalya son yıllarda Mısır'a silah satışlarını artırdı. Mısır'ın İtalya’dan silah satın alımı son beş yılın zirvesine çıkarak 77 milyon dolara ulaştı. Bu yıl Mısır, iki İtalyan askerî fırkateynini yaklaşık 1.3 milyar dolara satın alınması yönünde ön anlaşma da yaptı.

İtalyan hükümetinin Mısır rejimiyle olan ilişkisini tehlikeye atması pek olası da görünmüyor. Bu yalnızca silah satışını değil, Mısır kıyılarındaki kilit enerji kaynaklarının yönetimini ve göçmen akışlarının kontrolünü de kapsayan bir durum olarak görülüyor. İtalya, Mısır'ın en önemli ticaret ortakları arasında yer alıyor. İtalya için önemli bir petrol ve gaz üreticisi olan İtalyan şirketi Eni, Mısır'ın en büyük gaz sahası olan Zohr'u da yönetiyor.

İtalyan hükümeti, Mısır'daki ekonomik çıkarlarını tehlikeye atmadan tek başına Roma'nın, insan hakları konularında Kahire'ye baskı yapamayacağının farkında. Ortak bir Avrupa ve Batı tutumu olmadan, Roma insan hakları adına çıkarlarından vazgeçmeye istekli olmadığı gibi, Fransa ve diğer hevesli Avrupalı ​​komşularının da almayı planladığı tutumun benzerini takınacak gibi görünüyor.

İtalya Temsilciler Meclisi başkanı Roberto Fico, bu hafta düzenlediği basın toplantısında, "Regeni'nin davası, insan hakları gibi konularda ortak bir yanıt almak söz konusu olduğunda, Avrupa'nın zayıflığının aynasıdır." dedi.

Cenevre'deki Adalet Komitesi insan hakları grubu yöneticisi Ahmed Mefreh, “Mısır rejimi, insan hakları koşullarını iyileştirmeye yönelik tüm yabancı girişimleri engellemek için yatırım, mülteciler, terörizm ve Libya çatışması gibi konuları kullanmayı başardı.” dedi.

Mefreh ayrıca Mısırlı subayların yargılanması dahilinde Kahire hapishanelerinde çürümekte olan binlerce Mısırlı insan hakları savunucusu, kurban ve tutuklu için sembolik bir anlam taşıyacak olan bu dava için, "Umarız bu yargılamalar rejimin ve onun güvenlik ve istihbarat aygıtının yargılanmasını ve Sisi'nin ofisi altında benzeri görülmemiş bir pervasızlıkla işlenen cürümleri de kapsayacak bir hale gelir." dedi.

Ailenin adaleti sağlama kararlılığı sarsılmadığı gibi, Kahire yönetiminin işbirliği yapmayarak davanın kamuoyunun dikkatini çekmeyeceğini umması ters tepti. Regeni'nin ailesi, davalarını Mısır’da daha büyük bir adalet savaşına dönüştürerek daha kararlı hale getirdi.

Aile, Regeni için adalet tesis edilirse, bunun Sisi rejiminin tüm kurbanlarına - en azından sembolik olarak - teslim edileceğini umuyor.

 

*Barbara Bibbo’nun Middle East Eye’da yayımlanan yazısı derlenerek çevrilmiştir. Tüm yazı için: https://www.middleeasteye.net/opinion/how-giulio-regeni-murder-case-could-become-trial-sisis-regime

HABERE YORUM KAT