1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Proje Esther nedir? ABD, soykırıma karşı çıkanları nasıl susturuyor?
Proje Esther nedir? ABD, soykırıma karşı çıkanları nasıl susturuyor?

Proje Esther nedir? ABD, soykırıma karşı çıkanları nasıl susturuyor?

Belén Fernández, Proje Esther isimli protokolle ABD’nin Siyonizm karşıtı sesleri nasıl susturmaya çalıştığını inceliyor.

21 Mayıs 2025 Çarşamba 13:30A+A-

Belén Fernández / Al Jazeera

Proje Esther ve Siyonizmin silahlandırılması

7 Ekim 2024'te, Gazze Şeridi'nde 53.000'den fazla Filistinlinin ölümüne yol açan ABD destekli İsrail soykırımının üzerinden tam bir yıl geçmişken, Washington merkezli Heritage Foundation, Project Esther: Antisemitizmle Mücadele İçin Ulusal Bir Strateji başlıklı bir politika belgesi yayınladı.

Muhafazakar düşünce kuruluşu, ABD'de yürütme gücünü sağlamlaştırmak ve şimdiye kadarki en iyi sağcı distopyayı oluşturmak için bir plan olan Project 2025'in arkasındaki güçle aynı. Project Esther tarafından önerilen "ulusal strateji" - Yahudileri antik Pers'te yok olmaktan kurtardığı kabul edilen İncil kraliçesinden adını alıyor - temelde İsrail'in mevcut soykırımına karşı muhalefeti suç haline getirmekten ve bir sürü başka hakla birlikte ifade ve düşünce özgürlüklerini yok etmekten oluşuyor.

Raporda listelenen ilk "anahtar çıkarım", Amerika’daki bazı STK’ların şiddetli bir şekilde İsrail karşıtı, Siyonizm karşıtı, Amerika karşıtı oldukları ve küresel bir Hamas Destek Ağı'nın (HDA) parçası oluşturdukları vurgusudur. Aslında, "küresel Hamas Destek Ağı" diye bir şey olmadığı gibi, Heritage Foundation'ın da uydurduğu gibi "Hamas Destek Örgütleri (HDÖ) ” diye bir şey de yoktur. Bu iddia edilen HDÖ'ler arasında Jewish Voice for Peace gibi önde gelen Amerikan Yahudi örgütleri de bulunmaktadır.

Raporun ikinci "anahtar çıkarımı", sözde HDÖ'nün "kapitalizmi ve demokrasiyi yok etmeye adanmış aktivistler ve fon sağlayıcılar tarafından desteklendiği"dir. Şüphesiz bu tanım şu anda ABD demokrasisinden geriye kalanları ortadan kaldırmak için elinden geleni yapan bir düşünce kuruluşundan ilginç bir terim seçimi.

"Kapitalizm ve demokrasi" ifadesi raporda en az beş kez geçiyor - ancak Hamas'ın, 19 aydan uzun süredir milyarlarca dolar değerinde ABD tarafından finanse edilen askeri yıkımın hedefi olan Filistin topraklarını yönetmek dışında kapitalizmle ne ilgisi olduğu tam olarak açık değil. En azından silah endüstrisinin bakış açısından soykırım kapitalizmin en iyi halidir.

Ve Project Esther'in soykırım mantığına göre Filistinlilerin toplu katliamını protesto etmek temelde anti-Semitiktir dolayısıyla "HDÖ'nün etkisini toplumumuzdan yok etme" başlıklı öngörülen ulusal stratejiyi izleme ihtiyacı vardır.

Heritage Foundation raporunun Ekim ayında yayınlanması, düşünce kuruluşunun Gazze'deki soykırımda tam ve mutlak suç ortaklığına rağmen "kesinlikle İsrail karşıtı" olarak teşhis ettiği Başkan Joe Biden'ın yönetiminin gözetiminde gerçekleşti. Rapor, "istekli bir Yönetim Beyaz Saray'ı işgal ettiğinde ABD'deki antisemitizm belasıyla nasıl mücadele edileceğine" dair birçok öneri içeriyordu.

Yedi ay ileri saralım ve yakın zamanda yapılan bir New York Times analizi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ocak ayında göreve başlamasından bu yana "Beyaz Saray ve diğer Cumhuriyetçilerin Project Esther'in önerilerinin yarısından fazlasını yansıtan eylemler çağrısında bulunduğunu" gösteriyor. Bunlar, sistematik katliama karşı direnişi susturmayı reddeden ABD üniversitelerine devasa miktarda federal fon sağlamayı engelleme tehditlerinden, Filistinlilerle dayanışma gösterdikleri için yasal ABD sakinlerini sınır dışı etme çabalarına kadar uzanıyor.

ABD akademisine sızmak ve "genellikle çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ve benzeri Marksist ideoloji şemsiyesi altında veya başlığı altında üniversiteler, liseler ve ilkokullar arasında Siyonizm karşıtı anlatılar yaymak" iddialarına ek olarak, Project Esther'in yazarları "HDÖ’lerin Amerika'nın liberal medya ortamının kullanımında ustalaştıklarını ve ülke çapındaki her platformda düzenlenen büyük veya küçük gösteriler düzenlemeyi başardıklarını" iddia ediyorlar.

Üstelik hepsi bu kadar değil. HDÖ’ler, antisemitik propaganda yaymak için tüm dijital ekosistemde TikTok gibi sosyal medya platformlarını verimli ve kontrolsüz bir şekilde kullanmışlar…

Tüm bu amaçlar için politika belgesi, yerel Filistin yanlısı hareketin, genel olarak insani ve etik tutumların nasıl ortadan kaldırılacağına dair bir dizi öneri sunuyor:

Eğitim kurumlarından "HDÖ’yü destekleyen öğretim üyeleri ve personelini" temizlemekten, "potansiyel göstericilerin HDÖ’lerle ilişki kurmaktan korkmasını" sağlamaya, sosyal medyadan "antisemitik içerik" yasaklamaya kadar - ki bu, Heritage Vakfı jargonunda elbette soykırım karşıtı içerik anlamına geliyor.

Ve yine de Forward'daki Aralık ayındaki bir makaleye göre Project Esther'in HDÖ tarafından oluşturulan görünüşte varoluşsal antisemitik tehdit konusundaki tüm yaygarasına rağmen, "hiçbir büyük Yahudi örgütünün planın taslağına katılmadığı veya yayınlanmasından bu yana kamuoyuna onaylamadığı" ortaya çıkıyor.

Amerikan Yahudilerine yönelik bir haber kuruluşu olan Forward, Heritage Vakfı'nın "birkaç Evanjelik Hristiyan grubu tarafından bir araya getirilmiş gibi görünen antisemitizm planı için Yahudi destekçileri çekmekte zorlandığını" ve Project Esther'in "sadece İsrail'i eleştiren sol görüşlü kişilere odaklandığını, beyaz üstünlükçüler ve diğer aşırı sağ grupların antisemitizm sorunlarını görmezden geldiğini" bildirdi.

Bu arada bu ay yayınlanan bir açık mektupta etkili Amerikan Yahudi liderleri, ABD'deki bir "aktörün" şu anda "Yahudi güvenliğiyle ilgili sözde endişeyi, yüksek öğrenimi, usulüne uygun siyasi süreçleri, denge ve denetimleri mekanizmalarını, ifade özgürlüğünü ve basını zayıflatmak için bir sopa olarak kullandığı" konusunda uyardı.

Şimdi Trump yönetimi Project Esther'i esas alıp siyasi vizyonunu ona göre inşa ediyorsa bu daha çok Siyonizm ve anti-Semitizm suçlamalarını kendi aşırılıkçı amaçları için kullanan beyaz milliyetçi bir gündemi yayma endişesinden kaynaklanıyor. Ve bu ne yazık ki çok daha ayrıntılı bir projenin sadece başlangıcı…

Al Jazeera’da yayımlanan bu makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.

HABERE YORUM KAT