1. YAZARLAR

  2. Furkan Kılıç

  3. Yoldaki Ensar ve Muhacirler

Yoldaki Ensar ve Muhacirler

Temmuz 2015A+A-

Ey ensar kardeşim! Ey ensar kardeşlerim!

Âdem’in torunları.

Sonsuz kâinatın boynuna takılmış mavi gerdanlığın sakinleri.

Karanlık ufukları aydınlatan yıldızlar.

Neden birer güneş olmuyorsunuz muhacir kardeşlerinize? Kendi ufuklarınızı aydınlatan sımsıcak güneş?

Ey ensar kadınlar!

Göğsünde güneşi emziren kadınlar.

Sizler muhacir kardeşlerinizi sevgiyle yoğurmak için bir tutam saçınızı süpürge etseniz ruhlar apak olmaz mı?

Gözlerinizden fışkıran sevgi pınarları karanlık ruhları aydınlatmaz mı?

Bizler; ensarlar ve muhacirler, hepimiz birlikte baharın yağmurları değil miyiz kır çiçeklerine hayat veren?

Bir ucundan bir ucuna sonsuz göğü saran rengârenk kuşak değil miyiz?

Bizler nuru değil miyiz insanlığın?

Havva’dan bu yana hiç sönmeyen kor ateşler gibi küle bürünmek, yitirmek parlaklığı yakışır mı bu Müslüman ihvanına, dayanışmaya ve bu kutlu davaya?

Aydınlatmak için yanmalı değil mi mum misali Müslümanlar?

Siyonistler ve emperyalistler tarafından kokuşmuş ve kararmış yıkılmış insani değerleri yeniden cilalama zamanı gelmedi mi?

Bütün karaları örten bembeyaz kar misali yağma zamanı değil mi Müslümanların insanlığı kurtarmak için?

Ey ensar olan erkekler! Ey ensar olan erkek kardeşlerim!

Âdem’den bu yana dağ gibi dimdik yıkılmayan erkekler…

Kılıçlarıyla, kalemleriyle, yürekleriyle çarpışan erkekler…

Attığınız her adımda yanınızda duranları, diğer yarınızı, eksik tarafınızı düşman edinmeyen erkekler…

İnsanlığın yeniden inşası için yüreğinizi ortaya koyma zamanı gelmedi mi?

Kin, nefret, kan dökme düşmanınız değil mi artık yoksa?

Filistin’de dökülen onca mazlum kanını unuttunuz mu yoksa?

 

Harabeye dönmeden insanlık, vurgun yemeden insan, insanlığın onurunu omuzlama zamanı değil mi?

Kardeşlerim! Erkek kardeşlerim!

Yüreğinizi, bileğinizi, Müslüman toplumları en yukarıya, insanlık onuru koltuğuna oturtma, muhacirlere ensar olma uğraşı için kullanma zamanı değil mi?

Hiçlik, sefalet, savaş ne zaman pılını pırtını toplayıp gidecek Müslüman topraklardan?

Sizler bir kahraman mı bekliyorsunuz?

Sizler Mehdi mi bekliyorsunuz yoksa? Her biriniz kahraman olsanız, nisan yağmurları gibi yağsanız, yeşerse insanlık…

Bütün kardeşler! Bütün erkekler ve kadınlar!

Bütün ensar ve muhacirler!

Şeref madalyası gibi güneşin boynuna asılmayı, bizden sonraki nesillere “öncü nesil” olmayı arzulamaz mısınız?

***

Karanlık ufuklara ay ve güneş olmayı, geleceğe yıldızlar serpmeyi gözlerindeki pırıltıda görüyorum.

Yüreğimde yeşermesine izin vermediğim korkuyu, gözlerinde görmektense ölmeyi tercih ediyorum.

Ya birlikte kurtuluşa ereceğiz ya da bu yolda ölmeyi göze alacağız.

Değmez mi insanlık için dirhem dirhem erimeye?

Bütün yüreklerin, insanlığın her bireyi üzerinde kelebekler gibi özgürce uçmasını arzuluyorum.

Ben Filistin’de, Suriye’de, Myanmar’da, Amerika’da, Rusya’da, Türkiye’de ve bütün mazlumların bulunduğu ülkelerde mazlumlara uzatılan yardım eli olmak istiyorum.

Ben şahitlerden olmak istiyorum.

Ben muhacire ensar olmak istiyorum.

Ben İhvan-ı Müslimin’i yaşayıp yaşatmak istiyorum.

Ben yeniden ben olmak istiyorum.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR