1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. TMK’nın Silahı Halkın Üzerinde

TMK’nın Silahı Halkın Üzerinde

Eylül 2006A+A-

Haziran ayında TBMM'den geçerek yasalaşan Terörle Mücadele Yasası (TMK), yasalaşma sürecinde ortaya çıkan tartışmaları doğrular şekilde hukuka aykırı gelişmeler ile uygulanmaya başlandı. Daha önce AİHM'de Türkiye'nin defalarca mahkum edilmesine neden olan ve nihayetinde 1999 yılında yürürlükten kaldırılan 1992 tarihli Terörle Mücadele Yasası'na benzer yönler barındıran yeni TCK; hukukçular tarafından halkı terörize eden yönler barındırdığı ve suç kavramını muğlaklaştırdığı için eleştiriliyor.

Dahası yeni TCK ile muğlaklaştırılan bir diğer alan da, "suç işleyen devlet görevlilerinin soruşturulmasına dair" hukuki prosedür. Yasanın bu alanda oluşturduğu boşluklar çatışmaları besleme potansiyeli barındırıyor. Bu öngörüleri doğrular haberler de gelmeye başladı. Bir ilk olay olarak geçtiğimiz ay Adana'da bildiri dağıtırken vurulan genç öldü.

PKK lehine bildiri dağıttığı gerekçesiyle müdahale eden polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle tabancayla başından vurulan 15 yaşındaki Fevzi Abik yaşamını yitirdi. Adana'nın Gülbahçe Mahallesi'nde 12 Ağustos akşamı meydana gelen olayda, polisin 'Dur!' ihtarına uymadığı iddia edilen Adanalı tekstil işçisi Abik başından ve arkadaşı 16 yaşındaki Cumali Korkmaz bacağından yaralanmıştı.

Dört gün boyunca komada kalan Abik, 16 Ağustos 2006 günü Adana Numune Hastanesi'nde öldü. Abik, Adana Küçükoba Mezarlığı'nda toprağa verildi. Yakınları ve ailesi, Abik'in ölümüne polislerin sebep olduğunu ve kasıtlı bir öldürmenin söz konusu olduğunu ileri sürdü. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü söyleyen devlet yetkilileri, Abik'i öldüren kurşunun polisin silahından çıkmadığı savını öne sürüyorlar.

"Yargısız İnfaz" Demek de Suç!

Fevzi Abik'in öldürülmesi olayı kamu görevlilerinin muhaliflerle mücadele ederken işlemeleri muhtemel suçlarla ilgili yeni TMK çerçevesindeki ilk içtihadı oluşturacak olması açısından bir örnek olay.

Ölümle sonuçlanan bu olay kadar, olay sonrasında yaşananlar da  yeni TMK'nın devlet güçlerinde oluşturduğu psikolojik atmosferi izah eden bir içeriğe sahip. Olayla ilgili 16 Ağustos 2006 günü Adana İnönü Parkı'nda basın açıklaması yapan İHD'lilerden Ethem Açıkalın, yeni TMK'yla yargısız infazların başladığını söyleyince gözaltına alındı.

Yeni TMK Ne Getirdi?

Terörle Mücadele başlıklı 5532 sayılı kanun ile ülkede sistem muhaliflerinin bastırılması ve terörize edilmesine dair verimli bir zemin oluşuyor.

Kanunun 14. maddesindeki değişiklikle "Yukarıda sayılanlardan kamu görevlileri, görevlerinden ayrılmış olsalar dahi terör suçluları tarafından kendilerine veya eş ve çocuklarının canına vuku bulan bir taarruzu savmak için silah kullanmaya yetkilidirler." ifadesi getirildi. Bu madde emekli olsalar dahi birçok devlet görevlisinin "doğrudan ve duraksamadan" silah kullanmasını sağlayan boyutlar içeriyor.

Kanun "terör suçu ile yargılanan" kişilere tek avukat bulundurabilme sınırlaması dahil savunmaya dönük birçok kısıtlamalar getirirken; örneğin Fevzi Abik'i vuran polisin en üst avukatlık tarifesinden, ücretini devletin ödeyeceği üç avukat ile savunulabilmesini, tutuksuz yargılanmasını, çeşitli idari ve adli imtiyazlardan faydalanmasını  içeriyor.

En Büyük Etkisi Psikolojik

Hukukçular TMK değişikliği ile yasadaki yargısız infaz türü uygulamalara dair muğlaklığın artırıldığını, devlet görevlilerine yönelik koruma kalkanının genişletildiğini ifade ediyorlar. Fevzi Abik olayı; TMK'nın çıkması için baskılar yapan askeri ve sivil bürokrasinin hedeflerine dair önemli bir kazanım elde ettiklerini ispatlıyor. Abik'in katillerinin soruşturmasını idari içtihat oluşturacak bir ilk olay olarak yakından takip etmek gerekiyor.

Yeni TCK'nın devlet görevlileri üzerindeki en büyük etkisi psikolojik. Yasa çıkartılırken tasarıda bulunan daha ağır ifadeler kanun metninden çıkartılmış olsa da "Artık güvenlik güçlerinin eli güçlendi, avantaj elde ettiler." yönünde yapılan yayınların askeri ve polisiye güçlerde yeni hukuksuz uygulamalara zemin oluşturması ve cesaretlendirici unsur olması pek çok çevrenin ortak kaygısı.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR