1. YAZARLAR

  2. Charles M. Sennott

  3. Mısır’ın ‘Derin Devleti’ Hep Oradaydı

Charles M. Sennott

Yazarın Tüm Yazıları >

Mısır’ın ‘Derin Devleti’ Hep Oradaydı

Ekim 2013A+A-

Charles M. Sennott, 20 yıl Mısır muhabirliği yaptı. 2011 yılının başlarında Tahrir Meydanından Frontline muhabiri olarak haber geçti. Rain Media ve Global Post ile ortak olarak “Kahire’de Devrim” belgeselinin, özel ‘Kardeşler’ bölümünde haberleriyle yer aldı. Sennott, Mısır’a pek çok tarihsel dönüm noktasında olduğu gibi yeniden döndü ve Rain Media ile Frontline ortak yapımı “Krizdeki Mısır” belgeseli için muhabir olarak görev yaptı.

 

Mısırlılar ona ‘derin devlet’ der.

Dünya izleye dursun, görmek isteyen gözler için Mısırlıların son iki buçuk yılda sokakları doldurması büyük ölçüde halk eliyle, halk için devrim olarak görüldü.

Koyu güneş gözlükleriyle arz-ı endam eden General Abdulfettah es-Sisi, 3 Temmuz 2013’te tankları ve askerleriyle Müslüman Kardeşlerin iktidardaki yeni hükümetine karşı darbe yaparak Mısır halkının demokratik şekilde seçtiği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi görevdeki bir yılını doldurmadan tutukladı. 

Gökyüzünü yaran büyük bir homurtuyla Mısır Hava Kuvvetleri jetleri Mısır bayrağının üç rengini buhar şeklinde göğe şerit şerit çizerken, Mursi karşıtı büyük kalabalık sokaklarda tezahüratta bulunuyorlardı.

4 Temmuz’da vuku bulan olaylara Washington tamamen sessiz kaldı. Obama yönetimi kınamada dahi bulunmadan yaşananları seyretti. Olay bir askerî darbe olmasına rağmen, Beyaz Saray bu sözcükleri kullanmamaya büyük özen gösterdi.

Mısırlılar için ‘derin devlet’ bugünlerde Kahire’nin dört bir köşesinde kullanılan ulusal terminolojinin bir parçası oldu. Kahire’de protesto yürüyüşleri ve sokak çatışmalarının ardından ordu bir kere daha iş başındaydı.  

‘Derin devlet’ tabiri Mısır’ın son 60 yılının bir ifadesi olarak askerî, siyasal ve bürokratik yapının işleyişine bir atıf. Ülkenin 30 yılına Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek damgasını vurmuş ve 25 Ocak Devrimi olarak bilinen halk ayaklanmasının başlaması ile de devrilmişti. 

Bugün ise demokratik şekilde seçilen Mursi gözaltında ve Mübarek, davası devam ederken hapisten çıkarıldı. Mısırlılar ve dünya 2011 yılının başlarında yaşananların gerçek bir devrim olup olmadığını şimdilerde tartışıyor. Pek çok analist, aktivist ve tarihçi eşine rastlanmadık bir geri gelişle derin devletin dramatik ve şiddetli biçimde otoritesini yeniden tesisine şahit oldu. 

Derin Devleti Açıklamak

‘Derin devlet’ tam olarak ne demek?

Amerikan Harbiye Akademisi tarafından emir komuta zinciri içinde rutin olarak eğitilen Mısır ordusu 350 bin askerden oluşan bir hiyerarşik yapı. Sistemin içinde yuvalanan Amerika’nın Mısır hazinesine sağladığı 1,3 Milyar Dolarlık yardımdan yemlenen ordu, üretimden inşaata, petrolden enerjiye dev bir ekonomik saltanat kurdu. 2012 tarihli Global Post Frontline araştırması pek çok uzman tarafından dile getirildiği şekilde, Mısır ordusunda işlerin yaygın şekilde yolsuzluk ve rüşvet ile yürütüldüğünü ortaya koymakta.

Polis devleti, Anayasa Mahkemesi, devlet eliyle yürütülen medyaya gelince, SCAF olarak bilinen Milli Güvenlik Konseyi, 21 general tarafından tek elden ve beraberce yönetiliyor. Bu piramidin en tepesinde Milli Güvenlik Konseyi generallerinin en gençleri bulunuyor ve bu ‘derin devlet’ yapısına şimdi onlardan biri kumanda ediyor: General Sisi. George Washington Üniversitesi profesörü ve Ortadoğu’daki İslami hareketler uzmanı olan Nathan Brown şöyle diyor: ‘Derin devlet’ tabiri köken olarak Türkiye’den geldi. Burada kastedilen, doğrudan hâkim erkin ordu değil, siyasetin derinlerinde yatan bir yapının mekanizmayı gerçekte belirleyici şekilde idare etmesidir.  

Müslüman Kardeşlerin Özgürlük ve Adalet Partisi yönetici kadrosundan olan ve aynı zamanda Temmuzda patlayan olaylarda Mursi’nin yakın çevresinde bulunan Amr Darrag, ‘derin devletin’ herkesin sandığından daha derinlerde olduğunu ifade etti. Darrag, sözlerini “Gerçekten derin. Çünkü 60 yıllık kötü idarenin ve yolsuzlukların bir sonucu. Bu nedenle (düzelmesi için) zamana ihtiyaç var. Kurtulmak için gerçek ve kalıcı tedbirlere ihtiyaç var.” şeklinde sürdürdü.  

Uzun, Sıcak Yaz

Mısır’da 30 Haziran’da başlayan ve 20 milyon kişiyi Mursi’nin başarısızlığı bahanesiyle sokaklara döken huzursuzluk ve şiddetle geçen bunaltıcı bir yaz oldu geride kalan mevsim.

Mursi’nin görece olarak genç ve karizmatik savunma bakanı, SCAF, diğer adıyla Müttefik Güçler Milli Güvenlik Konseyinden yükselip gelen general ansızın ve dramatik şekilde Mursi’ye, ya seçim çağrısı yapması ya da devrileceği ültimatomunu verdi. 3 Temmuz’da General Sisi, güvenlik güçleri Mursi’nin cumhurbaşkanlığı sarayını kuşatıp onu bilinmeyen bir yere götürürken, bu defa çok daha buyurgan bir üst perdeden konuşacaktı.  

Mursi destekçilerinin ve Mursi’nin şahsının ve siyasi partisinin bağrından koptuğu hantal Müslüman Kardeşler mensuplarının karşı protestoları polis ve asker tarafından zorbalıkla bastırıldı. 

8 Temmuz’daki tek bir saldırıda 50 sivil protestocu vurularak öldürülüyordu. Müslüman Kardeşler Ramazan ayının başında Nasr şehrinde Rabiatul Adeviyye Camiinin çevresinde kamp kuracaktı. Otuz gün boyunca İslamcılar oruç tuttu ve yine güvenlik güçlerine karşı bütün gece süren sokak çatışmalarına katıldı. Ta ki, ordu artık yeter diyene kadar.

14 Ağustos’ta askerler tanklarla, göz yaşartıcı bomba ve çatılara yerleştirilen nişancılar ile meydanı boşaltmak için harekete geçti. Günün sonunda ordunun saldırısı sonucu en az 600 kişi öldürülmüştü.

Müslüman Kardeşler dağıtıldı, en azından şimdilik. Liderleri tutuklandı ya da saklanmak durumunda kaldı. Bazıları ülkeyi terk etti. Hareket 80 yıldır üs edindiği ve serpildiği yere, yani o yeraltına geri dönmüş oldu. 

Pek çok Müslümanın kalbini fetheden böylesi geniş tabanlı bir hareket ile uzlaşma olmaksızın ülke nasıl ilerleyebilecek, işte soru bu. Mısır uzmanları ve İslami hareket mensupları 700 bin aidat ödeyen üyesi bulunan ve 2010 yılında parlamentonun yüzde 40’ını temsil eden böylesi bir siyaset ve dinsel enerji kaynağının kolay kolay bir yere gitmeyeceği konusunda hemfikir.

Müslüman Kardeşlerin siyasal enerjisi Mısır’ın geleceğine mi kanalize edilecek yoksa tıpkı on yıllar boyu olduğu 2011 devrimiyle patlayan Mısır devrimi gibi eritilerek yeraltına çekilen varlığına baskıya mı devam edilecek, bunu zaman gösterecek. 

Gerçekten de tarih buna bir cevap verecek. Ama şimdilik ‘derin devlet’ işbaşında.

 

Global Post / Eylül 2013 / Çev: Eyüp Togan

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR