1. YAZARLAR

  2. Amani Mecid

  3. Mısır’da Yeni Kurulan Dostluklar: İktidar Arayışı İslamcı Güçleri Yakınlaştırıyor!

Mısır’da Yeni Kurulan Dostluklar: İktidar Arayışı İslamcı Güçleri Yakınlaştırıyor!

Ağustos 2011A+A-

İslami hareketler, geçmişte kendilerini sık sık çatışmalara sürükleyen ideolojik ve doktrinsel farklılıklara rağmen bugünlerde görüşmeler yapmak için çaba sarf ediyorlar. Müslüman Kardeşler ve Selefiler gibi bir zamanlar birbirlerinin gırtlağına sarılan gruplar, şimdilerde laiklere karşı bir cephe oluşturmak ve gelecek mecliste daha fazla sayıda koltuğu garantilemek için gayri resmi ittifaklar oluşturuyorlar. Bu grupların temsilcileri, Haklar ve Reform İçin İslami Hukuk Organizasyonu, İslami Güçler Koalisyonu, Ulema Şura Konseyi ve Mısırlı İslamcılar gibi bazısı birbirinin içine geçen oluşumlar içinde yer alıyorlar. Bu oluşumların ilki içinde, farklı İslami eğilimlerden 100’den fazla İslam âlimi yer alıyor.

Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nin hazırlanacak yeni anayasaya takaddüm edeceğini ilan ettiği anayasal ilkeler yasası taslağı bu koalisyonların yüz yüze olduğu en acil gündemi teşkil etmekte. İslamcılar bu kanun tasarısının, -hâkim olmayı umdukları- yeni meclisin anayasa hazırlama noktasındaki serbestîsini sınırlandıracak bir girişim olmasından korkuyorlar. Muhtemel bir haklar bildirgesinde orduyu anayasanın muhafızı olarak adlandırma girişiminin, orduya yasama ve yürütme erkleri üzerinde siyasi bir rol vermek olacağını ve yasama-yürütmenin alanına ilişkin konularda ordunun müdahalesine kapı aralayacağını savunuyorlar.

Selefi lider Yaser Berhami, Selefilerin konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi:

Allah’ın sözü dışında hiçbir şey anayasanın üzerinde olmamalıdır!

Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi kanun tasarısına karşı yürütülen kampanya kapsamında Haklar ve Reform İçin İslami Hukuk Organizasyonu “Mısır halkının karşı karşıya kaldığı sorunlar” ı tartışmak amacıyla İslamcı güçler ve hareketleri toplanmaya davet etti. Tartışmada yer alan katılımcılar Mısır halkının iradesini azalttığından hareketle anayasa üstü ilkeler içeren herhangi bir belgenin yasalaşması düşüncesine itirazlarını dile getirdiler. Ayrıca içinde liberallerin, solcuların ve Ulusal Demokrasi Partisi’nin eski üyelerinin yer aldığı yeni kabineye yönelik eleştirilerini ortaya koydular. Göstericilerin öldürülmesinden sorumlu olanların bir an önce ve seri bir şekilde yargılanması konusunda halkın taleplerinin yerine getirilmesinin gerekli olduğunu dile getirdiler. Ve Askeri Konsey’i mevcut “rotadan sapma” eğilimine karşı sokaktaki rolleri ve güçleri oranında İslamcı ve milli akımların fikirlerini dikkate almaya çağırdılar.

Bu talepler için İslamcılar Konsey’e süre tanıdılar ve eğer istenilenler bu süre zarfında yerine getirilmezse bunun Mısır halkını 29 Temmuz’da “Mısır devriminin kazanımlarını, kimliğini ve meşruiyetini savunmak amacıyla milyonların katılacağı bir gösteri” yapmaya davet etmek anlamına geleceği konusunda Konsey’i uyardılar.

Haklar ve Reform İçin İslami Hukuk Organizasyonu, Selefi Çağrı (ülkedeki en geniş Selefi hareket), Müslüman Kardeşler, Cemaa el-İslamiyye ve Halkın İradesi Cephesi -her ne kadar ilk 3 grup taleplerin yerine gelmesi için ay sonuna kadar süre tanıdıklarını söylemiş olsalar da-  gösteride yer almayı kararlaştırdı.

Anayasa değişikliği için Mart’ta yapılan referandum sonrası Müslüman Kardeşler ve Selefiler arasında ortaya çıkan yakınlaşmanın sebebi tam olarak belli değil. Geçmişteki ilişkileri bir dizi sorunla dolu. Selefiler Müslüman Kardeşler’i dinî meselelere karşı ilgisiz; dinden çok siyasete önem veren ve partizanlık yapan kimseler olarak görmekte.  Müslüman Kardeşler ise Selefileri iktidara haddinden fazla itaat etmekle, eleştirme, uyarma ve otoriteye tavır alma konusunda çekingen davranmakla eleştiriyor. 25 Ocak Devrimi gösterilerinde yer almayı yasaklayan Selefi fetvalarına işaret ederek ve bugünlerde ise sokağa çıkma arzusunda olan Selefilerin fırsatçılığına gönderme yaparak Selefi liderleri dini ilkeleri otoritenin arzularına göre şekillendirmekle suçluyor.

Bu çekişme, siyasal İslam uzmanı Hossam Temmam’ın da belirttiği gibi, kimlik mücadelesinde İslam’a ve şeriata yönelik bir tehdit söz konusu değilken dahi, Müslüman Kardeşler’in kendisini İslam’ın ve şeriatın savunucusu olarak konumlandırmasının sebebini de açıklamaya yardımcı olabilir.

Yeni gelişen Kardeşler ve Selefi ittifakının bir planlama sonucu oluşmadığı; şartların, fırsatların ve bazı fikirlerin yakınlaşmasıyla anlık olarak gelişmiş olduğu görülüyor. Selefi hareket güçlü, geniş kitlelere ulaşmış ama siyasi açıdan deneyimsiz. Kullanma zahmetine değecek potansiyel siyasi bir güç. Ki, Müslüman Kardeşler’in şimdi yapmakta olduğu tam da bu. Sahip oldukları benzerliklerin onları ayıran yanlardan çok daha fazla olduğu Selefileri ikna etmek için İslam’ı ve şeriatı savunma ve kimlik için mücadele gibi vurgular önem arz ediyor.

Selefilere gelince, onların da kendi gündemlerini hayata geçirmek için Müslüman Kardeşler’e uygun bir araç gözüyle baktıkları görülüyor. Müslüman Kardeşler’in çoğunun, özellikle cemaat içerisindeki orta sınıfın, bir süredir Selefilerle yakınlaştığı görülüyor. Temmam, Müslüman Kardeşler’in şimdilerde kendilerini Selefilerle aynı gemi içinde bulduklarını söylüyor. Ayrıca cemaatin herhangi bir demokratik dönüşüme kendisini giderek daha fazla kapattığını da iddia ediyor. Temmam, Kardeşler’in gittikçe artan biçimde demokrasiyi tehdit olarak algıladıklarını ve karşıt bir tavır geliştirdiklerini düşünüyor.

İslamcı akımlardan oluşan koalisyonun -özellikle geçmişte düşman şimdi ise dost olan Müslüman Kardeşler ve Selefiler- Mısır’ın siyasi ve sosyal dengesini yeniden şekillendireceği görülebiliyor. Bunun tam olarak nasıl ve ne ölçüde olacağı ise 29 Temmuz’da açıklığa kavuşacak.

Ahram / 21-27 Temmuz 2011

Çev: Meryem Özdemir

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR