1. YAZARLAR

  2. Senem Zeynep Karayiğit

  3. Kavrayışın Kokusu!

Senem Zeynep Karayiğit

Yazarın Tüm Yazıları >

Kavrayışın Kokusu!

Kasım 2001A+A-

En has selamlar...

Daha Haksöz'e abone bile olmayan gizli bir okuyucunun sizlere kifayetsiz birkaç satır yazmasını nasıl algılarsınız bilemem. Ama şunu iyi biliyorum ki, siz adanmış yürekler; muhlis gönlünüze hitabeden, hele hele bir çocuk edasıyla "yürekçi, yürekçi!.. Adanmış yüreklerim var!.." diyen masumane sese gönül kapınızı aralar ve onca laftan sonra ne eleştirisi yapacak diye de gözlerinizi açarsınız.

Derginizi sürekli takip eden bir diş doktoru abi vesilesiyle tanıdım. Ona gelen sayıları da bürosundan alarak okuyorum.

İlk zamanlar "hiçbir şey anlamadım" cümlesini söyletecek bir dergi edasıyla durdu Haksöz karşımda. Ee.. Alışmıştık biz toplum olarak slogan figüranlığı yapmaya. Alışmıştık kalıplaşmış cümleleri ağzımızda sakız gibi gevelemeye. Üstelik falım sakızlarına ilgimiz vardı. "Acaba bu ülkenin hali n'olacak? Kim kurtaracak?" soruları beynimizde asılı birer pankart. Falımızda; "Yeni bir parti kurulacak. Tayyib başkan olacak. Sizi o kurtaracak!" cümleleri çöl olmuş yüreğimize su serpiyor. Ancak bu su; giden bir yolcunun ardından ninelerimizin döktüğü bir kova su kadar bile; yıkılan ümitlerimizi, yitik sevdaları, kırılan kalbimizi, eriyen ruhumuzu unutturamıyor ne yazık ki... Oysa dergi sayfalarından sökmeye çalıştığımız yazılar; unuttuğumuz, kış uykusuna yatırdığımız bilincimizi ayağa kaldırıyor aksine. Ve uzun sözün kısası, artık "hiçbir şey anlamadım" cümlesinin yerine "çok şey anlıyor, kavrıyor ve birçok duyguları yüreğimde kavuruyorum" diyebilirim. Bunu Haksöz'le yapıyorum. Bu kavrayışın kokusu çevredeki arkadaşları sardı bile. Ve özellikle Bünyamin Abinin, Nehir Ablanın yüreğine sağlık. Diğer Haksöz sancaktarlarının da beyinlerine, ruhlarına tabii.

Şu an eleştiri babında yazabileceğim herhangi bir durumum yok. Bu arada unutmadan söyleyeyim, beni sözlük kurdu ettiniz. Ve umarım tanıtım yaptığınız kitaplarla da kitap kurdu olurum.

Takdir ettiğim bir diğer taraf da; yazılarınızda "Al ye!" türünde bir yemekten öte, "ye! Ama biraz tuzludur. Biber seven alsın, masanın üstünde..." gibi öz benliğe, kavrayışa ve anlayışa bir teslimiyettik var. Ruhun sağlığına, yüreğin coşkunluğuna, beynin aktifliğine bir özen gizli yazılarınızda... Bu sırrı yakalayana ne mutlu!..

ORDU

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR