1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Düzenin Kuşatması Altında İmam-Hatip Gerçeği

Düzenin Kuşatması Altında İmam-Hatip Gerçeği

Haziran 1997A+A-

Mayıs Cumartesi günü İDKAM'da "Düzenin Kuşatması Altında İmam-Hatip Gerçeği" konulu bir panel düzenlendi. Panelin yöneticiliğini Arif Çiftçi yaparken konuşmacı olarak Şaban Karataş, Fevzi Zülaloğlu, Fatma Candan katıldılar.

Arif Çitçi panelin açış konuşmasında "31 Mart 1997'de MGK'da mecburi eğitim adı altında alınan kararın, İHL'lerin kapatılma aşamasına gelindiğini belirterek amacın toplumsal eğilimlerin önünü tıkamak, halkın yönelişlerini değiştirmek, resmi ideoloji doğrultusunda tek tip insan yetiştirmek" demek olduğunu belirtti.

Panelin ilk konuşmasını Şaban Karataş yaptı. Karataş konuşmasında Türkiye'de din eğitiminin tarihinden bahsetti ve İHL'nin tarihi seyrini şöyle anlattı: "Cumhuriyet döneminde medreseler kapatıldı Darü'l-Fünun'da a) İlahiyat b) İmam-Hatip yetiştirecek okulların açılması kararlaştırıldı. 1930'dan sonra reform çalışmaları neticesinde ezan yasaklandı, Kur'an toplatıldı. Baskıcı bir dönem başladı. Halkın dine hasreti ve baskıya boyun eğmeyişi neticesinde 18 yıl sonra 1948 yılında Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğüne bağlı 10 aylık İmam-Hatip kursları açtı. Bu kurslarda Kur'an-ı Kerimin arapça okunmasına karşı çıkılmış fakat muvaffak olunamamıştır. Sonra bu süre iki yıla çıkartılmıştı. CHP'nin çöküşü ve muhalefetin yükselişinin ardından 1951 yılında 5+4+3 şeklinde olmak üzere İstanbul Ankara, Adana, Konya, Isparta, Kayseri illerinde İmam-Hatip okulları açtı. İHL'ler ilk açıldığı yıllarda hiç bir yüksek öğretim kurumuna giremediler. 1973 yılında Orhan Oğuz (Milli Eğitim Bakanı) bu okulların orta kısımlarını kapattı. 5+3+4 şeklinde değiştirerek liseyi 4 yıla çıkarttı. O günden bu yana İmam-Hatip okullarının orta kısımları tartışmalı bir şekilde devam etti. 1983'ten itibaren üniversite kapıları açıldı. % 40 meslek dersi % 60 kültür dersi olarak değişime uğradı".

İkinci konuşmayı Fevzi Zülaloğiu yaptı. Zülaloğlu mevcut yapının ihtiyaca cevap vermediğinden bahsederek bütün ilkokulların sekiz yıla çıkartılması neticesinde bütçeye 900 trilyonluk bir yük getireceğini söyledi. Olayın İmam-Hatipleri kapatmak için planladığını bu amaçla medya tarafından Türkiye gerçekleri gözardı edilerek gündemde tutulduğunu belirtti. Son MGK kararlarının ve Genelkurmay Brifinginin Nato patentli olduğunu, mevcut telaşın müslümanların sistem için bir tehlike arz etmesinden değil, tehlikenin "geliyorum" deyişinden kaynaklandığını belirten Zülaloğlu, konuşmasını özetle şu tesbitle bitirdi:

"İmam-Hatiplerin geleneksel din anlayışının odaklandığı kurumlar olmasına rağmen, zaman içersinde serbest tartışma ortamının getirdiği hürriyet içinde bunun aşıldığına şahit oluyoruz. Tevhidi bilinç, Türkiye genelinde ne ise İHL'de de o orandadır".

Son konuşmacı Fatma Candan ise İHL'lerin Türkiye'deki İslami bilinçlenme çizgisine katkılarını ve olumsuz etkilerini değerlendirdi. İHL'lerin taşıdığı olumsuzluklar bağlamında bu okulların; devletçi, milliyetçi kafa yapısına sahip mezunlar vermesi, bu kitlenin sağlıklı bir sistem eleştirisi getirememesi ve bunun sonucunda müslümanların düzene alternatif bir güç olamaması konularına değindi. Ancak bunun yanı sıra varolan artıların görülmesi ve değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde durdu. Örneğin İHL'lerin geleneksel İslami anlayışı taşıyan halk kitlesinden öğrenci bulması, İslami duyarlılığın bu şekilde İHL'lere kanalize olması ve bu kitlenin önemsenmeye değer bir potansiyel olması vurguladı.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR