1. YAZARLAR

  2. Abdulbari Atwan

  3. Obama ve 'önce Riyad' sürprizi
Abdulbari Atwan

Abdulbari Atwan

Yazarın Tüm Yazıları >

Obama ve 'önce Riyad' sürprizi

29 Mayıs 2009 Cuma 03:52A+A-

ABD yönetiminin Başkan Obama'nın Kahire'ye yönelmeden önce Suudi Kralı Abdullah'la görüşmek için Suudi Arabistan'a gideceğini açıklaması, olağanüstü bir durumun ABD başkanının programında değişikliğe gidilmesini gerektirdiği anlamına geliyor. Obama'nın kararlaştırıldığı gibi Kahire Üniversitesi'ndeki konuşması öncesi Riyad'da yetkililerle görüşeceği kesinleşti.

ABD Başkanı Arap bölgesinde barış planını açıklamak, Irak ve Afganistan'da şu ana kadar 1,5 milyon ölü bırakan yıkıcı Amerikan savaşları sebebiyle dolaylı özrü içeren Müslümanlarla uzlaşı çağrısında bulunmak amacıyla İslam dünyasına seslenmek için Mısır'ın başkentini seçtiğini söylemişti. Fakat görüşünü ve ziyaret programını değiştirmesi, ilk Arap durağının Suudi Arabistan'ın olmasını kararlaştırması, bu değişikliğe yönelik Mısır resmî tepkisi ve Suudi Kralı ile ABD Başkanı'nın ele alacağı acil konular etrafında birçok soru işareti oluşmakta.

Mısır yönetiminin ve özellikle de ABD Başkanının İslam dünyasına seslenmek için ziyaret edeceği ilk Arap başkenti olarak Kahire'yi seçmesini büyük bir fetih gören Mısır medya organlarının bu değişiklik karşısında büyük hayal kırıklığına uğrayacağı kesin. Riyad'ın ABD Başkanı'nın ziyaretini hak eden önemli bir Arap ve İslam başkenti olduğu şüphesiz. Zira Riyad, Arap barış girişiminin sahibidir ve terörle mücadelede bütün Amerikan savaşlarını yapılandırarak ve sadece Arap yarımadasında değil, Afganistan ve Irak'ta da destekleyerek önemli rol oynadı ve oynuyor.

ABD açısından Suudi Arabistan bu derecede önemliyse niçin Obama'nın İslam dünyasına sesleneceği kürsü olmadı? Bu soru şu soruyu beraberinde getiriyor: Başkan Obama önem açısından Kahire'yi Riyad'a önceleyerek skandal stratejik bir hata işlediğini anlayıp Riyad'ı gezisinin çalışma takvimine katarak bu hatayı daha skandal bir hatayla düzeltme kararı mı aldı?

ABD Başkanı'nın gezisindeki bu değişikliğin İsrail'in yoğun askerî tatbikatlarıyla aynı zamana denk gelmesi ve Kuzey Kore'nin Doğu Asya'da ve ABD içinde endişe yaratan yeni nükleer denemesi, ABD'nin bölgedeki stratejisini yeniden düzenlediğini gözler önüne seriyor. Obama'nın Kahire'den önce Riyad'da durmasına yol açan gerçek etkenler hakkında kehanette bulunmak zor; ancak unsurları şu noktalarda özetlenebilecek bölgedeki son gelişmeler ışığında hızlı bir okuma yapmak mümkün:

Birincisi İsrail'in İran'a karşı savaş davulları çalması, özellikle de hava gücünün katıldığı yoğun askerî tatbikatlar yapması ve Kuzey Kore'nin son nükleer denemesi. Bütün bunlar ABD yönetimini İsrail Başbakanı Netanyahu'nun İran nükleer programından kurtulmanın gerekli olduğu yönündeki görüşüne daha fazla ikna etti. Zira Kuzey Kore ile İran ilişkileri çok güçlü ve iki devlet Washington'un 'şer ekseni' içinde 'iki temel ayağı' oluşturuyor.

İkincisi, Suudi Arabistan'ın Washington'un İran stratejisinde belirgin ortaklardan biri olarak görülmesi. Zira Arabistan'ın İran nükleer programına yönelik endişesi İsrail'inkinden daha büyük olmasa da geride kalmaz. İran'a karşı ortak veya münferit İsrail-Amerikan savaşında Riyad dolaylı veya direkt taraf olacaktır. Bu yüzden ABD'nin bu çerçevedeki hareketi içine Riyad'ın konulması gerekir.

Üçüncüsü, terör konusunun Obama'nın düşüncesinde belirgin bir yer alması. Yani ortada Obama'nın Riyad'dan özellikle de Pakistan, Afganistan, Somali ve Yemen'de oynamasını istediği bir rol var.

Dördüncüsü, Obama ve yardımcısı Biden, Netanyahu hükümetinin yerleşim birimlerini dondurmaya teşvik edilmesi için Arapların doğal adımlar atmasının gerekliliğinden dem vurdular. Obama'nın Kahire'de yapacağı konuşmada 'tamamlayıcı' veya 'güçlendirici' yeni planını açıklayarak Arap barış girişimine bazı düzenlemeler getirme kararlılığı olduğuna dair Arap hükümetlerinden bazı bilgiler sızdı. Bu düzenlemeler İsrail'le Arap-İslam doğal halkasının genişlemesini, dönüş hakkından vazgeçilmesini, Filistinli mültecilerin oturdukları ülkeleri vatan edinmesini içeriyor.

Bu düzenlemeler Riyad'la ön görüşmeleri, onayının alınmasını veya beklenen Kahire konuşmasında resmî olarak ilan edilmeden önce karşı çıkmayacağının temin edilmesini gerektiriyor. Riyad'ın yeni Obama planını medya kanalıyla duyması mantıklı olmaz. Bizi en çok korkutan, Başkan Obama'nın önceki Amerikan başkanlarının yolunda gidiyor olması. Obama'nın Riyad ziyareti bütün ölçüleriyle 'kuşku verici' ve son düzenlemeler bizleri bu ziyaretin yeni bir barış girişimini başlatmak değil, savaşa hazırlık ziyareti olduğu kanaatine daha yakın kılıyor. Bizler bölgede yeni bir stratejik denge karşısındayız. Bunun en önemli ipucu İran, Suriye, Hizbullah ve Filistin direniş gruplarına karşı ABD'nin desteğiyle bir İsrail-Arap koalisyonu. Bu yüzden bize düşen, gelecek altı ayın şu an bölgede ve bölge için neler pişirildiğini gözler önüne sermesini beklemek.

Londra'da Arapça yayımlanan El Kuds ül araiİ gazetesi

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT