1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Nehyi anil münker niyetine...
Nehyi anil münker niyetine...

Nehyi anil münker niyetine...

Millet iç çamaşırları ile abiyeleri ile yatak kıyafetleriyle sokaklarda, caddelerde, kafelerde, okullarda, amfilerde, kantinlerde, toplu taşıma araçlarında kısaca, her yerde arzı endam ediyor...

29 Temmuz 2025 Salı 19:58A+A-

Aydın Aktay / adayorum.com

Niyetim ahlak ya da namus bekçiliği yapmak değil... Fakat tuhaf bir biçimde etrafımda gördüğüm iğrenç bir beden teşhiri manzarası var...Gün geçtikçe de normalleşiyor, sıradanlaşıyor... Çoğu kimse bundan rahatsız fakat sessizliğe mahkum bir çaresizlik içinde... Toplumda emri bil ma'ruf mekanizması çökmüş gibi...LGBT despotizminin neşvu nema bulduğu ve güç kazandığı bu habitus içinde bu şekil yaşamaya alışmak ve tavırsız, tepkisiz kalmak daha da tahammül edilemez bir durum...

Millet iç çamaşırları ile abiyeleri ile yatak kıyafetleriyle sokaklarda, caddelerde, kafelerde, okullarda, amfilerde, kantinlerde, toplu taşıma araçlarında kısaca, her yerde arzı endam ediyor... Bayağılık, pespayelik dip yapmış durumda...Bu açık ya da kapalı olmakla ilgili bir durum değil...İffet ar damarları hastalıkları ile ilgili bir metastaz durumu...Gün geçtikçe küresel kültür endüstrisi ve onun türlü enstrümanları, taşeronları aracılığıyla yayılıyor...

Amaçsız çoğalan kanser hücreleri gibi toplumsal organizmayı büsbütün tehdit eder hale geliyor... Buna dair ilgili ve yetkili ve dahi etkili ne bir kişi, grup ne de kurum var... Hepsi birlik ve dirlik hamaseti ile yerli ve milli arabayı üretmenin, bireysel ve toplumsal kalkınmanın peşinde...Küresel kültüre, ekonomisine kentlileştirip, sekülerleştirdikleri bu halkı banka kredilerine koşturmanın derdinde... Kültür, Aile, Eğitim, Diyanet kurumları da bu koşuşturmacaya uygun bireyleri sosyalleştirmenin derdinde...

Yeni jenerasyonlar diyeceğim fakat ebeveynlerinde de bir kabullenmişlik ve rıza var...Hiçbir örfü, değeri, kuralı umursamıyorlar...Buna dönük bir uyarı, nasihat veya imayı bir özgürlük manifestosu ile karşılamaya ailecek teşneler ve bu rahatsız olan herkesi korkutup, susturuyor ve de sindiriyor...Daha da enteresan olanı bu ülkede bu denli fütursuz bir teşhirin aktörleri olanların özgürlük taleplerinin ve dahi baskı altında olduklarına dair seslerinin çok baskın olması ve giderek seslerinin daha da gür çıkması ... Tam bir arsızlaşma hali...

Siyasetçiler, eğitimciler, akademisyenler, ebeveynler ve dahi cümle muhafazakarlar bu baskın, despot ses ve gürültüye karşı kulaklarını tıkamak ve teşhir kirliliği ve tacizine karşı gözlerini kapatmakla meseleyi çözme derdindeler...

Diyanet ise kurulduğundan bu yana her zamanki gibi evin yabancısı pozisyonunda ve evden çıkartılmaktan korkan gariban kiracı sendromunda... Sığınmacı ürkekliğinde ve yevmiyeyi, vaziyeti kurtarma derdinde...

Velhasılı, bu kürenin köyünde, emri bil ma'ruf benim gibi gariban Bekri Mustafa'lara düşmüş durumdaysa vay ki  ne vay?

HABERE YORUM KAT

5 Yorum