1. YAZARLAR

  2. YAHYA FIRAT

  3. "Neden Atatürk'ü anmadın" faşizmi ülkeyi esir alıyor!
YAHYA FIRAT

YAHYA FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

"Neden Atatürk'ü anmadın" faşizmi ülkeyi esir alıyor!

30 Ağustos 2022 Salı 16:22A+A-

Türkiye’de neredeyse hayatın her alanında Kemalizm’in baskısıyla karşılaşmak mümkün. Siyasetten akademiye, medyadan kültürel ve sanatsal alanlara kadar Kemalizm’i tazim etme çabaları büyük bir ibadet aşkıyla icra ediliyor.

Kemalist ulus-devletin ürünü olan “milli bayramlar” da resmî ideolojinin hâkim kılınması için birer araç işlevi görüyor. Her milli bayramda senaryosu ustalıkla yazılmış kahramanlık hikayeleri başta medya organları olmak üzere muhtelif ortamlarda dilden dile dolaşıyor. Bu günlerde Kemalizm’in ilke ve inkılaplarını tüm topluma aşılamak için büyük bir çaba ortaya konuluyor.

Ülkede neredeyse bütün siyasi partiler, bürokratlar ve devlet kurumları mümessilleri, “Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere” şeklinde başlayan cümlelerle “Ata”yı anar, bugün de onun gösterdiği yolda bıkmadan, yılmadan mücadelelerini sürdürdüklerini vurgulayarak mesajlarını bitirmeye gayret ederler.

Kemalistler, adeta ibadet aşkıyla Mustafa Kemal’e yönelik tapınma ritüellerini gerçekleştirirken,  “Ata”ya minnet duyulması hususunda tüm toplumun üzerinde de tahakküm kurmaya çalışıyor. Sadece kendilerinin “Ata”yı minnetle ve şükranla anması yetmiyor, Türkiye’de yaşayan her ferdin bu duyguyla hareket etmesi yönünde büyük bir baskı oluşturuyorlar. “Türkiye’de yaşayan herkesin Ata’yı sevmesi gerektiği” mantalitesi tepeden tırnağa inşa edilmeye çalışılıyor. 

İstisnasız her milli bayramda “Neden Atatürk’ü anmadı”, “Atatürk’ün ismini anmadan falanca konu hakkında konuştu”, “Hutbede Atatürk’ün ismi geçmedi” gibi tehditvari cümlelerle başta siyasi kurumlar olmak üzere tüm devlet kurumlarına ihtar çekilir. Bu minvalde siyasi parti temsilcileri ve bürokratlar açıklama yapmaya ve “Ata”ya şükran duymaya zorlanıyor. Bunda başarılı da oluyorlar. İslami kimliğe sahip siyasi parti temsilcileri ve bürokratlar bu baskıya boyun eğerek “Atatürk hepimizin değeri” açıklaması yapma gereği hissediyorlar. 

Özellikle Diyanet’e yönelik bu baskı son zamanlarda daha fazla görünür oldu. İmamların hutbelerde Mustafa Kemal’e rahmet okumadığı, Diyanet’in resmî ideolojiye ait günlerde “Ata”nın ismini anarak onu yad etmediği gibi safsatalar hepimizin malumu. Kemalizm’in siyasetçi, akademisyen ve gazeteci neferlerinin “Atatürk düşmanlığı” adı altında herkese had bildirme hadsizliği artık baş ağrıtan bir boyuta ulaştı. 

Laik, seküler, Batıcı ve Türkçü bir zeminde nevşünema bulan Kemalizm’in yıllardır sürdürdüğü İslam düşmanlığı tam gaz sürerken “Mustafa Kemal’in askerleri”nin Ata’ları için Müslümanlardan rahmet dileme beklentisi içine girmesi ikiyüzlülüktür. Beklentinin de ötesinde Müslümanlara baskı kurma hadsizliği ise tam anlamıyla aymazlıktır. 

Tam da bu noktada şunu sormak gerekiyor: Mustafa Kemal adının hutbelerde geçmesini, kendisine dua edilmesini ister miydi? İslam’ı siyasal ve toplumsal alandan kazımak isteyen, Müslümanları değerleri ve görünüşleri nedeniyle tahkir eden bir anlayışın baş aktörünün kendisine rahmet okunmaya pek sıcak bakmayacağı aşikâr.

Resmî ideolojiyi iliklerine kadar benimseyen ve ona biat edenlerin Kemalist değerleri icra etmeleri kendilerini bağlar. Lakin, Kemalistlerin cahili unsurlarını toplumun tüm kesimlerine dayatmasına karşı durmak İslami kimliğimizin gereğidir.

Ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarını teslim alma ve Mustafa Kemal’i üst ve evrensel bir değer olarak kabul ettirme çabalarının Müslümanlar nezdinde güçlü bir şekilde reddedilmesi elzemdir.

Bu vasatta, Kemalist zorbalığının “Ya bizdensin ya da Atatürk Türkiye’sinde yaşama şansın yok” diktasına boyun eğmemek ve İslam’ı yalnızca Allah’a has kılarak yaşamak Müslümanların şiarı olmalıdır.

YAZIYA YORUM KAT

15 Yorum