1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. ‘Mezardan yönetilen ülke’ gerçeğiyle yüzleşmek!
‘Mezardan yönetilen ülke’ gerçeğiyle yüzleşmek!

‘Mezardan yönetilen ülke’ gerçeğiyle yüzleşmek!

Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları Türkiye’de siyasetin yıllardır aynı konu etrafında dönüp durduğunu gösteriyor.

30 Kasım 2020 Pazartesi 11:47A+A-

Aburrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Ben eminim Atatürk bugün yaşasaydı Saadet Partili olurdu." diyerek tarihi tekerrür ettirmiş.

Karamollaoğlu’nun sözleri üzerinde çok fazla durmaya gerek yok. Bu sözler başka muhafazakar siyasetçilerin son dönemdeki sözlerine benzer bir şekilde sığınmacı bir anlayıştan kaynaklanarak söylenmişe benziyor. Mustafa Kemal’in Türkiye’de Müslümanların değerlerine karşı olan menfi tavrını görmezden gelen bu tarz yaklaşımların konjonktürel olarak alıcısı çıkacaktır muhakkak.

Asıl mesele ise bu sözlerin ötesinde önem taşıyor. Bundan tam 23 sene önce Necmettin Erbakan başta olmak üzere dönemin Refah Partisi yöneticileri tarafından da benzer sözler söylenmişti. 23 senede bir tekrardan başa dönen Türkiye siyasetinin bu kısır döngüyü aşmak gibi bir çabası yok mu acaba?

Kendisini Atatürk ve Kemalizm üzerinden anlatmaya çalışmak, muhafazakârların aşamadığı tabusu haline geldi. Vesayeti ortadan kaldırmak adına gösterilen onca çaba, verilen onca emek 23 senede bir sıfırlanıyor. Bu basiretsizliği bir tek Temel Karamollaoğlu yapmıyor. AK Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi fark etmeksizin muhafazakâr dindar hatta bir nebze İslamcı kuşaklardan gelen insanların siyasi organizasyonları da bugün bu tabu üzerinden kendini anlatmaya çalışıyor.

Memleketin sorunlarına umut olması gereken siyasi yapılar, iktidarından muhalefetine, sığınmacı bir vasatta bir araya gelebiliyorlar. Bu kısır döngüyü kırmadan gelecek adına ümitlenmek çok mümkün değil ne yazık ki…  Bir diğer problem ise siyasi oluşumların kullandıkları müdaheneci argümanların ötesinde çok daha büyük bir soruna işaret ediyor. ‘Köprüyü geçene kadar…’ metaforuyla anlatılan politik serencamın, yıllar yılı kendi sürekliliği içinde ortaya çıkarttığı toplumsallık, “vesayetle kimlerin derdi kaldı?” sorusuyla bizleri baş başa bırakıyor.

Siyaset belirli bir tecrübe üzerine inşa ediliyor. Biz’i oluşturmak adına bir hikayeye sahip olmanız gerekiyor yani. Türkiye’de dindarların rejimin tasallutu altında yaşadıkları zulümlerle hesaplaşacak güçleri kalmadı mı? Vesayetin zaten aşıldığını söyleyenler varsa Karamollaoğlu’nun sözlerini hatırlatmak isteriz. Türkiye’de iktidarların geçici olduğunu, muktedir olanın mezardan bu ülkeyi yöneten sistem olduğunu göremeyenlere söyleyecek çok fazla söz yok!

HABERE YORUM KAT

9 Yorum