1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Mahmud Abbas'ın çöküşü
Mahmud Abbas'ın çöküşü

Mahmud Abbas'ın çöküşü

Mahmud Abbas, 18 aydan fazla süren sessizlik ve suç ortaklığının ardından şimdi halkına hakaret etmek, işgalin suçlarını meşrulaştırmak ve Netanyahu'yu savunmak için ortaya çıkıyor.

25 Nisan 2025 Cuma 19:53A+A-

Thaher Saleh’in arabi21’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.


Mahmud Abbas'ın (Ebu Mazen) son açıklamaları bir sürçmeden ziyade milli ve ahlaki bir sürçmeydi. İslami Direniş Hareketi Hamas liderliğindeki Gazze'deki Filistin Direnişi'ne sert bir saldırı başlatan Abbas, halk ve sosyal medya kullanıcıları arasında bir öfke dalgasına ve yaygın tartışmalara yol açtı.

Filistin Merkez Konseyi'nin (PCC) 32. oturumunu açarken Direniş'in elindeki İsrailli esirlerin teslim edilmesini istedi. Bunu yaparken suçlamalarını Siyonist varlığa yöneltmek ve Filistin halkına karşı katliam ve tekrarlanan saldırıları durdurmasını talep etmek yerine Direniş'e karşı aşağılayıcı ve uygunsuz bir dil kullandı.

El Fetih Merkez Komitesi, geniş çaplı tartışmalara yol açan bir açıklamayla İslami Direniş Hareketi Hamas'a “Filistin halkının kaderini yabancı gündemlere göre yönlendirmekten vazgeçmesi” çağrısında bulundu. Hamas'ı Filistin ulusal sürecini engellemekle sorumlu tutan Merkez Komite, Hamas'tan Mahmud Abbas'ın çabalarına uymasını ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün izlediği politikalara bağlı kalmasını talep etti.

Gözlemci ve analistlere göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız saldırılarının arttığı ve ulusal krizin derinleştiği bir döneme denk gelen bu açıklamalar, Filistin Yönetimi'nin siyasi önceliklerindeki bir kaymayı yansıtmakta ve işgalle yüzleşmek yerine krizin sorumluluğunu Direniş'e yıkmaya yönelik tehlikeli bir girişimdir.

El Fetih Merkez Komitesi'nin açıklamaları, Filistin Yönetimi'nin İsrail İşgali ile güvenlik koordinasyonu, Batı Şeria'daki Direniş savaşçılarına zulüm ve “ulusal çıkarlar” ve “uluslararası meşruiyet” bahanesiyle silahlı direnişin tüm biçimlerinin imajını çarpıtmak şeklinde yıllardır izlediği yoldan ayrı tutulamaz.  Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin her gün öldürüldüğü ve Batı Şeria'da evlerinin yıkıldığı bir dönemde, Filistin Yönetimi mevcut olaylardan İşgali sorumlu tutmak yerine eleştirilerini Hamas'a yöneltmeyi tercih etmektedir.

Mahmud Abbas'ın 1948 Nekbe'sinden bu yana Filistin davasının yaşadığı bu kritik ve zor aşamada sahadan ve siyaset sahnesinden uzak kalmasının ardından Abbas, 18 aydan fazla süren sessizlik ve suç ortaklığının ardından şimdi halkına hakaret etmek, işgalin suçlarını meşrulaştırmak ve Netanyahu'yu savunmak için ortaya çıkıyor. Siyasi kariyerinin son anlarında bile Abbas, şehit ailelerine, yaralılara ve mahkûmlara ödenen maaşları askıya alarak, katliamlarına rağmen İşgal ile güvenlik koordinasyonunu güçlendirerek, birleşik bir ulusal pozisyona katılmayı reddederek ve her türlü direnişi sekteye uğratarak şehitlerin ve ailelerinin düşmanı olmakta ısrar etti. Siyasi ekibi, mevcut kötüye gidişten Direnişi sorumlu tutan bir söylemi desteklemeye devam ediyor. Gözlemciler bunu, Filistin Yönetimi'nin tamamen etkisiz ve felçli olmasını ve Direniş gruplarının Gazze ve İşgal Altındaki Batı Şeria'da artan rolü göz önüne alındığında kalan önemini kaybetme korkusunu haklı çıkarma çabası olarak görüyor.

Gazze'deki Direniş Tugayları, İsrail'in ölüm makinesiyle yüzleşirken, Filistin Yönetimi'nin güvenlik birimleri Cenin, Nablus ve Tulkerim'deki aktivistleri takip etmeye devam ediyor ve Direniş'i desteklemek için sesini yükselten ve Filistin Yönetimi'nin performansını eleştiren herkesi tutukluyor. Çok sayıda rapor, Filistin Yönetimi kurumlarının aranan aktivistler hakkında İşgal güçlerine bilgi sağlama ve Direniş grupları tarafından gerçekleştirilen operasyonları gerçekleşmeden önce engelleme suç ortaklığını ortaya koymuştur. Bu koordinasyon bazı analistler tarafından bir tür “işlevsel ihanet” olarak tanımlanmıştır, çünkü Filistin Yönetimi, Filistin Yönetimi'nin varlığını ve yönetici elitinin çıkarlarını korumak karşılığında İşgale hizmet eden bir güvenlik servisi haline gelmiştir.

Bu uygulamalar göz önünde bulundurulduğunda, El Fetih Merkez Komitesi'nin açıklamalarının bu güvenlik işlevine siyasi bir kılıf sağladığı ve tehlikeli bir denklem kurduğu görülmektedir: öncelik İşgalle yüzleşmek değil, Filistinlilerin kanının dökülmesi pahasına da olsa Filistin sokağını kontrol etmek ve iç cephesini dağıtmaktır.

Gazze'deki Direniş son derece karmaşık insani ve siyasi koşullar altında bir kurtuluş ve İşgalle yüzleşme planı önerirken, Filistin Yönetimi yirmi yılı aşkın bir süredir başarısızlığını kanıtlamış olan İşgal altında bir devlet projesini sürdürmekte ısrar etmektedir. Filistin Yönetimi'nin kuruluşundan bu yana otuz yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, Oslo müzakereleri bir Filistin Devleti'nin kurulmasına yol açmamıştır. Bunun yerine, daha fazla yerleşime, yerinden edilmeye, bölünmeye ve İşgalin kökleşmesine yol açmıştır. Buradaki paradoks açıktır: Gazze'de her gün Filistinlilerin kanı dökülürken, Batı Şeria'da topraklar buldozerlerle yerle bir edilirken ve kutsal mekânlara saygısızlık edilirken, Filistin Yönetimi Direniş'e karşı esnek olmayan tutumunda ısrar etmekte ve onu yabancı gündemleri uygulamakla suçlamaktadır. Gerçekte ise güvenlik koordinasyonu ve sahte bir meşruiyet gündemi uygulamakta ve Filistin halkının isteklerinden çok işgalin çıkarlarına hizmet etmektedir.

Gazze'deki soykırım savaşı ve zorunlu göç ile Batı Şeria'daki baskılar da dâhil olmak üzere Filistin halkının karşı karşıya olduğu ciddi zorlukların ortasında, El Fetih Merkez Komitesi'nin yabancı gündemlerden ve Filistin meşruiyetinden bahsetmesi, kimin savaştığına, kimin sessiz kaldığına, kimin komplo kurduğuna, kimin şehit edildiğine ve kimin güvenlik koordinasyon anlaşmaları imzaladığına ilk elden tanık olan bir ulus için artık ikna edici değildir. Bu bağlamda önemli bir gerçek ortaya çıkmaktadır: Filistin Yönetimi marjinalleşme, gerileme ve çöküşe doğru yoluna devam ederken, Direniş tüm gruplarıyla Filistin sokaklarının sesi haline gelmiştir, ta ki tarih diğer başarısız deneyimler gibi kendi sayfasını çevirene kadar.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum
  • Galip Koç / 25 Nisan 2025 21:50

    Ama maalesef bu insan müsveddesi bizim meclislmlzde konuşturuldu ve alkışlandı.

    Yanıtla (0) (0)