► Konstanz dış dünyada ne kadar dikkate alınıyor? Türkiyeli bir gazeteci buraya geldi ve şehri ülkesinde tanıttı.

► Türkiyeli gazeteci İbrahim Sediyani Konstanz'a, Almanya'da en çok sevdiği şehir olan bu şehre pek çok kere geldi.  Ve yaşadıklarını, izlenimlerini Türkiye'deki bir site için kaleme aldı.

Türkiye'de yaşayan insanlar Konstanz ve çevresi hakkında çok şey biliyorlar. Onlar şehrin tarihini tâ M. Ö. 2. yy'dan bugüne biliyorlar. Onlar Reichenau adası hakkında  ve 1999 yılındaki sel baskını hakkında da bazı bilgilere sahipler. Onlar, bazı Konstanzlılar'ın İsviçre tarafında akrabalarının olduğunu bile biliyorlar. Bütün bu bilgileri onlar İbrahim Sediyani'ye borçlular. O bir gazeteci ve yazar ve ülkesinde "Modern Seyyâh" sıfatıyla anılıyor. O'nun Almanya'ya bakışlarıyla Türkiye'deki pek çok insan Bodensee bölgesini yakından tanıma imkânı buldu.

38 yaşındaki İbrahim Sediyani bugüne kadar Konstanz ve çevresine pek çok kereler geldi. Bavyera eyâletinin Aschaffenburg kentinde yaşayan bu yazar, ne zaman geziye başlasa, Türkiye'deki insanları hep Almanya'nın güney ucuna götürüyor. O, gezi izlenimlerini internette paylaşıyor. Böylece Türkiye'de yaşayan insanlar Salem'deki Affenberg parkının, Friedrichshafen'deki zeppelin müzesinin ve Berber maymunlarının resimlerini görüyorlar. O'nun yazdığı web sitesini ziyaret eden internet kullanıcıları, şunu öğreniyorlar: "Konstanz, bir şehrin ihtiyaç duyduğu güzelliklerin çok daha fazlasına sahip." İbrahim Sediyani ne zamanki Konstanz Gölü kıyısındaki en büyük şehirden bahsetse, bunu hayranlık ifade eden cümlelerle yapıyor. Diyor ki: "Burada bir nehir, bir sınır, bir göl ve bir ada var. Bir şehir daha ne ister?" O, bu cümleleriyle Konstanzlılar'ın niçin şehirlerini bu kadar sevdiklerine vurgu yapıyor. Sediyani yazılarında okuyucularına en çok nereyi sevdiğini de söylüyor. Sediyani, "Almanya'nın en güzel yeri Mainau Çiçek Adası, Mainau'nun da en güzel yeri Kelebek Evi'dir" diye yazıyor. Ancak İbrahim Sediyani sadece duygulara hitap etmiyor, yazılarında çok ilginç bilgiler de veriyor. Meselâ, Himalaya Dağları'nda 5902 metre yüksekliğindeki bir tepenin adının "Konstanz Tepesi" olduğu ve adını bu şehirden aldığı, Mainau adasının isminin 1242 yılına kadar Maienowe olduğu ve Konstanz şehrinde 3 bin Müslüman'ın yaşadığı gibi ilginç bilgiler de sunuyor. İmperia heykeli, Türkiyeli bu gazeteci için daha bir anlam ifade ediyor. O, İmperia'nın ellerinde kral ve papayı taşıdığını ve bunların da devlet ve dîni sembolize ettiğini açıklıyor. Sonra da buna şöyle bir yorum getiriyor: "Her ne kadar kral ve papa, dünyanın en güçlü erkekleri bile olsalar, kadınlar karşısında birer köle durumuna düşerler. Çünkü en güçlü erkek bile, güzel bir kadın karşısında aciz ve çaresizdir."

 38 yaşındaki gazeteci, kendisini Doğu'nun Karl May'ı olarak niteliyor; O, Karl May'ın yaptığının tam tersini yapıyor. Nasıl ki Karl May Doğu ülkelerini geziyordu ve gezi izlenimlerini Batı toplumu için kaleme alıyordu, İbrahim Sediyani de Batı ülkelerini geziyor ve gezi izlenimlerini Doğu toplumu için kaleme alıyor. Karl May "Batılı" bir gözle Doğu ülkelerine ve toplumlarına bakıyordu, İbrahim Sediyani de "Doğulu" bir gözle Batı ülkelerine ve toplumlarına bakıyor. İnternet sitesi sayesinde Konstanz'ın Türkiye'de tanınmasına önemli katkıda bulunduğunu söylüyor. O'nun yazdıklarını okuyucuları yorumluyor da. Bir okuyucu şöyle diyor: "Almanya ve İsviçre'de çok güzel eserlerin ve doğal güzelliklerin olduğunu ve Avrupa'nın yalnızca ev ve arabalardan ibaret olmadığını öğrendim." Çok doğru söylüyor. 

 Konstanz'ı anlatan gezi yazısı:

http://haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=14719