1. YAZARLAR

  2. Kürşat Bumin

  3. Kıbrıs'ta bu pazar seçim var, unutmadınız herhalde
Kürşat Bumin

Kürşat Bumin

Yazarın Tüm Yazıları >

Kıbrıs'ta bu pazar seçim var, unutmadınız herhalde

14 Nisan 2009 Salı 10:15A+A-

Kıbrıs'ta önümüzdeki pazar günü seçimler var. Var olmasına var da –ne hikmet ise- bu önemli seçim "Türk Medyası"nın gündemine bir türlü giremiyor. Oysa –hatırlatmaya gerek yok- Kıbrıs'taki gelişmeler en başta Türkiye-AB ilişkilerinde olmak üzere "anavatan"ın üzerinde titizlikle durması gereken bir mevzuu değil mi? Tamam sözünü ettiğim medya Ergenekon'un Kıbrıs ayağıyla ilgili bir takım gelişmelere ilgi göstermedi değil; ama seçimlere ilişkin haber ve yorumlar parmakla sayılabilecek ölçüde.

Cengiz Aktar bir hafta kadar önce şöyle yazıyordu: "Ancak biz siçim ve krizle cebelleşirken nispeten iyi giden müzakere süreci belli ki Ankara'nın şahinlerini rahatsız etmiş ve bunları CTP'yi silme aşamasına getirmiş. Buna CTP'nin beceriksizliklerini de ekleyince Denktaş'ın eski partisi UBM'nin seçimi kazanması kesin görünüyor."

Ben kişisel olarak, 2005'te yapılan erken genel seçim (20 Şubat) ve cumhurbaşkanı seçiminden (17 Nisan) galip çıkan (Talat'ın ilk turda % 55.60 oy oranı ile cumhurbaşkanı seçildiğini hatırlayın) CTP merkezli siyasetin bugün yapılan anketlerde niçin mağlup çıktığını açıklayan bir yorum ile karşılaşmadım.

Meraksızlıktan mıdır, "anavatan"ın ana gündeminin fazlaca yüklü olmasından mıdır, anlayabilmiş değilim.

Madem durum bu merkezde, ben de bugün köşemi Niyazi Kızılyürek'in Yeni Düzen gazetesinin dünkü sayısında yayımlanan "Seçim arifesinde bir hafıza yolculuğu" başlıklı yazısından iki bölüme ayırmaya karar verdim. Yazının tamamı Kıbrıs resmini –tabii ki- çok daha iyi veriyor. Merak edenler internet aracılığıyla ulaşabilir. İşte size bu güzel yazının ilk ve son bölümlerinden birkaç satır:

"Kıbrıs Türk toplumu seçim yolunda ilerlerken, gelin bir "Hafıza Yolculuğuna" çıkalım. İstiyorsanız buna bir "Kıbrıs Türk Masalı" içine girmek de diyebilirsiniz...

15 Temmuz Darbesi'nin ardından 20 Temmuz 1974 sabahında Türk uçakları Kıbrıs semalarında göründüğünde, Kıbrıslı Türkler bayram sevinci yaşadı. "Beklenen gün" nihayet gelmişti. Kıbrıslı Türkler bayram yaparken, Kıbrıslı Rumlar perişan durumda adanın güneyine doğru kaçıyorlar, boşalttıkları yerleşim birimlerine adanın güneyinden gelen Kıbrıslı Türkler doluşuyordu. Kıbrıs ortadan bölünmüştü. Coğrafi bölünmüşlüğü bir müddet sonra demografik bölünmüşlük izledi ve bir yıl içinde Kıbrslı Türkler adanın kuzeyinde, Kıbrıslı Rumlar da adanın güneyinde toplandı.

Kıbrıslı Türklerin ezici çoğunluğu Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesini büyük bir coşkuyla karşıladı. Bu coşku, Kıbrıslı Rumlardan arda kalan ganimeti paylaşırken tam bir bayram sevincine dönüştü. Lüks binalar, evler, fabrikalar, oteller, birden bire Kıbrıslı Türkler'in olmuştu. 'Her şey birden bire olmuştu'. 'Çocuklar gibi şen' Kıbrıslı Türkler, bir tombola torbasına ellerini atıyor ve ellerine gelen numaraların işaret ettiği güzel Rum evlerine talip oluyorlardı…"

"Önceleri "masalımsı" bir dünyada, daha sonraları da belirsizlik içinde yaşayan ve hamasetle uyutulmaya çalışılan Kıbrıs Türk toplumu bugün sonsuz sayıda seçeneklere sahip olan bir toplum değildir. Aslında, ufukta Kıbrıslı Rumlarla federal bir devlet çatısı altına girmekten başka bir çıkış yolu görünmüyor. Federal Kıbrıs devletinin ortağı olmak uzun süreden beri devam eden belirsizliği, mülksüzlüğü, soyutlanmayı ve nihayet devletsizliği ortadan kaldıracak ve toplumu Avrupa Birliğine entegre edecek tek somut olanak olarak karşımızda durmaktadır. Bu olanağı kullanmak ve ortaya bu doğrultuda vizyon koymak Kıbrıs Türk toplumunu yönetmek isteyenlerin önünde duran en büyük meydan okumadır. "İki-devletli-çözüm" ve "konfederasyon" gibi tezlerin ne Kıbrıs Rum tarafında, ne de dünyada tek bir alıcısı yoktur. Bu yaklaşımlar Kıbrıs'ı çözümsüzlüğe, Kıbrıslı Türkleri de "hukuk dışı" bir dünyaya mahkum etmekten başka hiç bir işe yaramıyor. En önemlisi, siz kendinizi "hukuk dışı" bir dünyaya hapsetmek isteseniz bile, bu artık mümkün değildir. Hukuk size ulaşacak yolu mutlaka bulacaktır. Sıradaki mahkeme davalarına bakmak yeter. Unutmayalım ki, Kan Koçan Yapmaz. Hukuk'un soğuk eli bize dokunmadan, çözüm yaparak hukukun içine biz kendimiz girelim...

Bu yazıyla seçime giderken hafızalarımızı tazelemek istedik. "Masalımız" burada bitti. İyi geceler Kıbrıs Türk toplumu... Sabahleyin uyandığında oyunu kime vereceğini bir daha düşün…".

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT