1. HABERLER

  2. İSLAM

  3. KUR'AN

  4. "Kehf ve Rakim Ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?"
"Kehf ve Rakim Ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?"

"Kehf ve Rakim Ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?"

"Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?" (Kehf/9)

14 Kasım 2025 Cuma 07:53A+A-

 

اَمْ حَسِبْتَ اَنَّ اَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّق۪يمِ كَانُوا مِنْ اٰيَاتِنَا عَجَبًا ﴿٩﴾

9- Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?

Kehf, büyükçe bir mağara demektir. Ashab-ı Kehf ise böyle bir mağaraya sığman kimseler demektir. Rakîm, bu ashab-ı Kehfin isimlerinin yazılı olduğu bir levhadır. Rakîm´in, İlat şehrine yakın bir vadi, ashab-ı Kehfın binaları yahut köyleri, mağaranın bulunduğu dağ veya kitap olduğunu söyleyenler de vardır. Taberi buradaki Rakîm´in "Levha" anlamına geldiği görüşünü tercih etmektedir.

Allah teala bu âyet-i Kerimede, ashab-ı Kehf olayının, kendisinin göndermiş olduğu mucizeler içerisinde pek fazla şaşılacak bir mucize olmadığını beyan ediyor. Zira gözümüzün gördüğü bu kâinatta, ashab-ı Kehf olayından daha hayret verici olaylar vardır. Göklerin ve yerin yaratılışı, gece ve gündüzün değişmesi, güneşin, ay´ın ve diğer gezegenlerin, insanın hizmetine tahsis edilişi ve benzeri şeyler, ashab-ı Kehf kıssasından daha hayret verici şeyler değiller midir Ancak bu olaylarla her zaman yüzyüze olduğumuz için bunların, insanı hayrete düşüren bütün halleri gözümüzden kaçmakta ve ashab-ı Kehf ve benzeri olaylar gözümüzde büyümektedir.

Resulullah (s.a.v.)a verilen Kur´an ashab-ı Kehf olayından daha büyük olaylardır. Zira bunlar, kıyamete kadar insanlığın dünya ve âhirette mes´ud olmasını teminat altına almışlardır. Bundan daha büyük bir olay, bundan daha büyük bir mucize olabilir mi?

 TABERİ TEFSİRİ

Bu hikâye, mü’min gönüllerdeki imanın gerçekliğine bir örnek olarak sunuluyor. Mü’min gönüllerin nasıl imanla huzura kavuştukları, imanı ne şekilde dünyanın çekici güzelliklerine, gözalıcı nimetlerine tercih ettikleri, insanlar arasında bu imanın öngördüğü şekilde yaşamâları zorlaşınca, nasıl mağaraya sığındıkları, bunun yanında yüce Allah’ın bu mü’min gönülleri nasıl gözettiği, onları baskı ve işkencelerden nasıl koruduğu, onları rahmetiyle nasıl kuşattığı bu hikâyede somutlaştırılıyor.

Bu hikâyeye ilişkin çeşitli rivayetler vardır. Birçok söylenti, dolaşıp durmaktadır dillerde. Bazı eski kitaplarda ve efsanelerde değişik şekillerde yeralmıştır bu hikâye. Biz, bu hikâyenin Kur’an’da anlatıldığı kısmının sınırında duruyor, onunla yetiniyoruz. Çünkü tek güvenilir kaynak Kur’an’dır. Birçok tefsirde yeralan ve sağlam bir dayanaktan yoksun diğer rivayetleri ve efsaneleri ise bir kenara atıyoruz. Özellikle Kur’an-ı Kerim bu konuda, Kur’an dışındaki bir kaynağa bilgi edinme amacı ile başvurmayı, karanlığa taş atar gibi tartışmaya girmeyi, bilir bilméz konuşmayı yasaklamıştır.

Evet şimdi nefeslerimizi tutuyor, Ashâbı Kehf diye bilinen kahramanlar geçidi önünde duruyor ve onları seyretmeye başlıyoruz. Kıyâmete kadar mü'minlere örnek olarak sunulan bu yiğitlerin hayatı nasıl değerlendirdiklerini, nasıl bereketlendirdiklerini, içinde bulundukları müşrik bir topluma karşı nasıl şanlı bir kıyamı gerçekleştirdiklerini anlamaya çalışacağız. Sûrede Rabbimizin bize anlattığı birinci kıssa ile karşı karşıyayız. Ya da Ashab-ı Kehf diye bilinen yiğit müslümanların mağarasına misafir olduk. Bakalım bize ne diyecekler? Hangi mesajları verecekler. Onlarla beraber olmaya, onları tanımaya, onlarla sohbet edip hayatımızı onların bize anlattıklarıyla düzenlemeye çalışacağız.

 FİZİLALİL KUR'AN

HABERE YORUM KAT

3 Yorum