
Katliam gölgesinde sağlıkta 'iş birliği' gerçekçi mi?
ABD'nin önde gelen sağlık dergilerinden birinde yayınlanan bir başyazı, giderek artan akademik boykotu baltalamak için soykırımı ve İsrail'in sağlık sisteminin suç ortaklığını görmezden geliyor.
Carlyn Zwarenstein’ın MEE’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri'nin en önde gelen ve en çok atıf yapılan halk sağlığı dergilerinden biri olan Amerikan Halk Sağlığı Dergisi’nin (American Journal of Public Health'in) yeni başyazısı, İsrail ve Filistin halk sağlığı sektörleri arasında yeniden işbirliği yapılmasını savunuyor.
Kudüs İbrani Üniversitesi ve diğer İsrail kurumlarından araştırmacılar tarafından kaleme alınan bu çağrı, İsrail'in Filistin halk sağlığının her yönünü sistematik olarak yok ettiği ve sağlık kurumlarının da bu süreçte suç ortaklığı yaptığı gerçeğini fena halde yanlış yansıtmaktadır.
Bugün Gazze'de yaşananlar sadece bir işbirliği başarısızlığı değildir. Dünyanın en güçlü ordularından biri tarafından kapana kısılmış bir sivil nüfusa karşı 600 günü aşkın bir süredir uygulanan şiddet ve terör, altyapısına ve uygulayıcılarına yönelik tek taraflı bir saldırıdır.
Ekim 2023'ten bu yana Gazze, İsrail'in 100.000 tondan fazla patlayıcı atarak yerel tarımı, fırınları, ilaç stoklarını, güneş panellerini ve su arıtma tesislerini tahrip etmesi ve halk sağlığını fiilen imkânsız hale getirmesi nedeniyle neredeyse tamamen kuşatma altında.
Mart ayı itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İsrail güçleri tarafından yasal olarak korunan sağlık altyapısına ve personeline yönelik 670 saldırı gerçekleştirildiğini bildirmiştir. İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşta en az 1.400 sağlık çalışanı öldürülmüştür.
DSÖ tarafından İsrail saldırıları sonucunda meydana geldiği belgelenen 100.000'den fazla yaralanmaya rağmen, büyük ölçüde İsrail'in gerekli vizeleri vermeyi reddetmesi nedeniyle sadece 7.057 tıbbi tahliyeye izin verildi.
Geçtiğimiz eylül ayında bağımsız bir Birleşmiş Milletler komisyonu, İsrail'in Gazze'nin sağlık sistemini yok etmek için kararlı bir politika izlediği sonucuna varmıştır. Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nin başyazısında bunlardan hiç bahsedilmiyor.
Sağlık çalışanları İsrail gözetiminde kötü muameleye maruz kaldıklarında halk sağlığı daha da zarar görmektedir.
İnsan Hakları için Hekimler - İsrail tarafından toplanan tanıklıklar sadece tıbbi ihmali değil, aynı zamanda sağlık personelinin ihlallere müdahale etmediği veya gözaltındaki Filistinli sağlık çalışanlarına işkence edilmesine aktif olarak katıldığı vakaları da anlatıyor.
Gazze'deki Nasır Hastanesi'nde ortopedi cerrahı olarak çalışan Dr. MK bir ifadesinde şunları yazıyor: "Mahkûmlar arasında cilt hastalıkları, bakteriyel enfeksiyonlar, astım semptomları ve dermatit yayılıyor. Bir doktor var ama onu hiç görmüyoruz. Hastalıklı tutuklular var ama hiçbir doktor onları muayene etmiyor. Bir klinik var ama tutuklular orada görülmüyor."
Yine de MK, mahkûmların uzuvlarının kesildiğine tanık olduğunu da anlattı - bu da tıbbi sistemin aslında bu anlatılarda sessizce var olduğunu ve birden fazla kaynak tarafından doğrulandığını gösteriyor.
Kim işbirliği yapmalı?
Amerikan Halk Sağlığı Dergisi başyazısında “yenilenmiş işbirliği” çağrısı yapılırken, tam olarak kimin işbirliğini yenilemesinin beklendiği açık değildir.
İnfaz tarzında öldürülen ve ambulanslarıyla birlikte gömülen sağlık görevlilerini mi kastediyorlar? İsrail'in evlerine düzenlediği hava saldırısında kocası ve 10 çocuğundan dokuzu öldürülen çocuk doktoru Dr. Alaa el-Neccar'ı mı? Ya da İsrail gözaltısında gördüğü işkencenin ardından hayatını kaybeden sevilen cerrah Dr. Adnan al-Bursh - ki bu işkence, cinsel istismar da dâhil olmak üzere, tıbbi ve diğer tutuklular arasında kapsamlı bir şekilde belgelenmiştir?
İsrail'de tüm doktorların dörtte biri, yeni doktor ve hemşirelerin de neredeyse yarısı Filistinli.
Şimdi halk sağlığı konusunda "yenilenmiş işbirliği" göstermeleri beklenenler onlar mı? Başka yerlerdeki Filistinli hakları savunucuları gibi İsrail'deki Filistinliler de susturuldu - çoğu zaman kendi meslektaşları tarafından.
Geçen hafta Lancet'te yayınlanan bir yazıda, uluslararası tıp camiasının İsrail'in soykırımını kınamadaki başarısızlığı ve ABD'de Filistinlilerin insan haklarını savunan halk sağlığı savunucularına karşı profesyonel misillemeye yol açan "sindirme ve susturma atmosferi" anlatılıyordu.
Yine de Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nin başyazısı soykırımı eşit taraflar arasındaki talihsiz bir ateş teatisi olarak çerçeveliyor.
Gerçekte ise bu daha çok bir fıçıdaki balığı vurmaya benzemektedir: balık, bir milyon çocuk ve aileleri; fıçı, nüfusun giderek daha dar alanlara sıkıştırıldığı küçülen bir bölge; silah ise insanları buharlaştıran, çocukların uzuvlarını koparan ve sağlık tesislerini, ambulansları ve sağlık çalışanlarını yok eden 910 kg'lık Amerikan bombalarıdır.
Soykırım kılık değiştirdi
Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nin başyazısında yazarların argümanı İsrail, Filistin ve küresel halk sağlığı aktörleri arasındaki geçmiş koordinasyona dayanıyor.
Medya ve bilimsel literatürün, "yaklaşık bir nesil öncesine kadar İsrail-Filistin sağlık işbirliklerinin geliştiğini ve tüm halklara doğrudan fayda sağladığını" vurgulaması gerektiğini yazıyorlar.
Ancak Ekim 2023'ten önceki on yıllar boyunca İsrail, Gazze'ye giren ya da çıkan her şeyi ve herkesi - tıbbi malzeme, ilaçlar, kaloriler, hatta hastalar - sıkı bir şekilde kontrol etti. 2015 yılında BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın “kalkınmasızlık ve yoksullaştırma” olarak tanımladığı bir süreç.
İşgal koşulları ve İsrail'in tam kontrolü altında yürütülen çocuk felci aşılama kampanyası gibi geçmişteki işbirliğinin başarı hikâyeleri olarak gösterilen örneklerin arkasındaki gerçek bağlam budur.
Daha da kötüsü, yazarlar, zorla yerinden edilme ve İsrail'in Gazze'nin sağlık sektörünü, kanalizasyon altyapısını ve atık yönetim sistemlerini yok etmesinin neden olduğu bir çocuk felci salgınına yanıt olarak Kasım 2024 aşı kampanyasını göklere çıkarıyor, ancak İsrail güçlerinin sözde “insani mola” sırasında bir çocuk felci aşı kliniğine şok bombası attığından bahsetmiyorlar.
Benzer şekilde yardım getirmek için yapılan işbirliğinden bahsediyorlar, ancak İsrail'in umutsuzca ihtiyaç duyulan tıbbi malzemeleri yok eden hedefli saldırısını; dikkatle müzakere edilen bir tıbbi tahliye sırasında bir hastaneye yapılan çok sayıda saldırıyı veya altı yaşındaki Hind Receb'in kurtarılması için acil servislere yalvardığı arabaya İsrail güçleri tarafından sıkılan 335 kurşunu görmezden geliyorlar.
Yardım görevlileri, hem Hind hem de sağlık görevlileri öldürülmeden önce, ailesi zaten yanında ölü yatan çocuğu kurtarmak için İsrail ordusuyla saatlerce koordinasyon sağladı.
Bu koşullar altında işbirliği ne anlama geliyor?
Suçları görmezden gelmek
Yazarlar, kamu sağlığının belirli alanlarında (sanitasyon, hastane altyapısı, su güvenliği ve çevre sağlığı) işbirliği çağrısında bulunurken, İsrail'in her birine yönelik amansız saldırılarını sürekli olarak görmezden geliyorlar.
İsrail'in bu alanlarda uluslararası hukuku defalarca ihlal etmesini ya da daha geçen yıl ebelerin yeni doğmuş bebeklerin göbek bağlarını jiletle kesip yüz maskesinin ipiyle bağladığı, giderek ölümcül hale gelen kuşatmayı doğrudan kınamaktan kaçınıyorlar.
Dezenfektan, sabun ya da temiz su olmadığı için hastaların yaraları kurtçuklarla dolup taşıyordu.
Geçen hafta sosyal medyada İsrail'in DSÖ'ye 12 yaşın üzerindeki Filistinli erkek çocuklar için tıbbi koordinasyonu askıya aldığını bildirdiğine dair haberler dolaştı.
Bu arada, Dr. Alaa el-Neccar ve hayatta kalan çocuğu nihayet tahliye edilmeden önce haftalarca tıbbi tahliyeler reddedildi - 4.000'den fazla çocuk da dâhil olmak üzere acil tahliyeye ihtiyaç duyan 10.000 hastadan sadece 15'i ile birlikte.
Peki, bu başyazının gerçek amacı nedir?
Kudüs İbrani Üniversitesi'nden yapılan bir basın açıklaması bunu açıkça ortaya koyuyor: Üniversite yazıyı "İsrail akademisini ve bilimini izole etmeye yönelik mevcut çağrılara güçlü bir karşı çıkış" olarak tanımlıyor. Yazıda "bu tür boykotlar" ve "akademik bağları koparma çabaları" kınanıyor.
İktidarı korumak
Başyazının "Filistinliler ve İsrailliler arasında işbirliğinin ve 'normalleşmenin' aşırılıkçı bir şekilde reddedilmesine" yaptığı muğlâk atıf, akademik boykotların üstü örtülü bir eleştirisi gibi görünüyor.
Filistinlilerin öncülüğündeki Boykot, Tecrit, Yaptırım (BDS) Hareketi tarafından çağrısı yapılan boykot, bireyleri değil kurumları açıkça hedef almaktadır.
Bu, apartheid dönemi Güney Afrika'sındaki benzer akademik boykotlardan esinlenen bir ekonomik ve sosyal baskı biçimidir.
Ve Kasım 2023'te Gazze'deki hastanelerin bombalanması çağrısında bulunan yaklaşık 100 doktordan, İsrail ordusu Gazze'de halk sağlığının kalan her yönünü buldozerle yıkarken bu başyazının yazarları da dâhil olmak üzere sağır edici bir sessizliğe kadar İsrail kurumlarının suç ortaklığına doğrudan bir yanıttır.
Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nin başyazısının yazarları arasında dört İsrailli doktor ve akademisyenin yanı sıra İsrail Sağlık Bakanlığı'nın eski bir Amerikalı danışmanı da yer alıyor.
Hiçbiri Filistinli değil.
Yine de, üstü kapalı bir şekilde “Gazze'nin trajik örneği” olarak adlandırdıkları şeyi yönlendiren güçler açıktır.
Elimizdeki çok sayıda kanıt, İsrail'in sağlık camiasının da katılımıyla Gazze'de halk sağlığını sistematik bir şekilde ortadan kaldırdığını gösteriyor.
Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nin başyazısı, İsrail'in Gazze'nin sağlık sistemini tek taraflı olarak yıkıma uğratmasını ve bu sistemde çalışanları gerçek anlamda ortadan kaldırmasını sorunsuz bir şekilde geçiştirerek, ABD İsrail'in savaşını aktif olarak desteklerken bile Amerikan halk sağlığı kurumları arasındaki sessizliğin devam etmesini teşvik etmektedir.
Dünya gözlerimizin önünde 2.3 milyon insanın açlıktan ölmesini izlerken, İsrail halk sağlığının soykırımdaki suç ortaklığına dikkatleri başka yöne çekme ve İsrail akademisini ekonomik açıdan önemli boykot ve elden çıkarma kampanyalarından koruma girişimi olarak okunuyor.
* Carlyn Zwarenstein, genellikle halk sağlığı ve güç dinamikleri hakkında yazan bir bilim gazetecisidir. Uyuşturucu, acı ve dayanışma hakkında bir kitabı bulunmaktadır.
HABERE YORUM KAT