1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. Kaddafi’nin nostalji çadırında yaşayanlar
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Kaddafi’nin nostalji çadırında yaşayanlar

28 Ağustos 2011 Pazar 00:09A+A-

Akyazılı Kaddafi’den Nuray Mert’e kadar dünyanın her yanında ve yöresinde Kaddafi ile birlikte nostalji çadırında veya dünde yaşayanlar ve dünü özleyenler var. Gerçekten de onlara bir derece hak vermek mümkün. Kaddafi gibi renkli adamı nerede bulursunuz? 42 yıldır dünyayı eğlendiriyor. Asırda değil ancak asırlarda bir menendi ve benzeri gelebilir. Analar Kaddafi gibisini asırlarda ancak bir doğurabilirler. Yahudilerin kırmızı ineği gibi onları laboratuvarda bile üretmek ve kopyalamak mümkün değildir. Bundan dolayı Kaddafi günlerini özleyenleri anlıyorum. Kaddafi’siz bir dünya daha renksiz ve tekdüze olacaktır. Kabul. Lakin Libya halkını da bir deliye vermişler. Bir de meseleye bu gözle bakmak lazım. İster Kaddafi kampında isterse karşı kampta olun devran değişti ve yeni bir gün ve yeni bir dönemin başındayız. Bu dönemin yokları veya outları arasında tekmili birden Kaddafiler de var. Tarih rüzgarının yele verdikleri arasında Kaddafi de bulunuyor. Halka bedeli olmasa bizce de mahzuru yok kalabildiğince kalsın. Esasında, Berlusconi ve benzerlerini nükteleriyle ve hal ve hareketiyle ve Amazonlarıyla mutlu ediyordu. Sır değil zanka zanka konuşmasıyla dünyayı da mutlu etti. İnsanları mutlu etmek de büyük bir hüner ve fazilet. Lakin mutluluk yolu da yine de meşru olanla olmayan arasında ayrışıyor. Libya’da halk ayaklanması başlamadan önce zanka zanka ve bunga bunga kafadarları arasında parlak bir koalisyon hüküm sürüyordu. Kaddafi çadır önünde İtalya’ya verip veriştiriyor çadırın içinde ise Berlusconi ile bunga bunga alemlerine eşlik ediyordu. Koalisyonu çöktü. Çadırı devrim rüzgarıyla yıkıldı. Kaddafi sırra kadem bastı ve Berlusconi’ye ise nazar değdi ve kötü günlerden geçiyor.

Geçmişte Kaddafi gibiler kralın soytarısı veya palyaçosu rolünde olurlardı. Şimdi ise devran değişti ve soytarılar yani müherriçler kralın kendisi oldu. Günümüzün farkı da bu olsa gerek. Sedat’ın deyimiyle Libya soytarısı Arap liderlerinin duayeni veya Afrika Krallar Kralı veya Modern El Hakim Biemrillah sıfatlarıyla anılmayı seviyordu. Dünyada denemediği kıyafet ve benimsemediği sıfat ve unvan kalmamıştı. Sevenleri kendisini kaybetseler de hatıralarıyla dünde yaşamaya devam edebilirler. Gözlerini kapatarak güneşi inkar edenler olduğu gibi dünde yaşayarak bugünü inkar ve reddedenler de olabilir.

Kaddafi nerede sorusunun cevabı Kaddafi kampıyla yakından alakalı olmalıdır. Bu kamp Kaddafi’ye savaş boyunca yardım etti. Arkasında oldu. Kaddafi ülkesinin tek adamı olsa da servetini başkalarıyla yönetiyordu. ‘Ye ve yedir’ şeklinde formüle edilen Yeşil Kanununu uyguluyordu. Ülkesinin servetini dünyanın eşkıyasıyla paylaşıyordu. Bu servetin kırıntıları ise sanatçıların payına düşüyordu. Muammer ve Seyf Kaddafiler ülkelerinin servetini gönül eğlendirme meclislerinde tüketiyor ve harcıyorlardı. Kaddafi kampını ilk terk edenler dünyanın yağmacıları oldu. Lakin ideolojik kamp sonuna kadar Kaddafi’nin çadırını destekledi. Bu kampın başında Suriye’nin menhus ve katil rejimi var. Cezayir de bu kampın ortaklarından. Bu ülkelerin ilk günlerden itibaren Kaddafi’ye yardım gönderdikleri tevatür halinde rivayet ediliyor. Zira bir yazımda ifade ettiğim gibi Kaddafi devrim önünde yavaşlatıcı maddeydi ve sıranın kendilerine gelmesini geciktiriyordu. Kaddafi’nin çadırı hepsi için oksijen çadırıydı. Kaddafi çadırının ayakta kalması Suriye ve Cezayir rejimlerine oksijen sağlıyordu. Mustafa Abdulcelil, Kaddafi’nin çadırının yıkılması ve şapkasını devrimcilere kaptırmasıyla fare (cürzan) durumuna düşüp kaçtığının anlaşılması üzerine onun Libya-Cezayir sınırında olabileceğini söylemişti.

Cezayir ilk günden itibaren safını belli etti ve devrimcilere uzak durdu. İnceden inceye Kaddafi’yi destekliyordu. Kaddafi’nin Bin Ali ve Mübarek için yaptığını Buteflika da Kaddafi için yaptı. Geçici Ulusal Konseyi ve devrimcileri tanımayı hep ağırdan aldı ve son ana kadar da pozisyonunu değiştirmedi. İşte tam bu sırada Kaddafi kafilesinin zırhlı araçlarla Cezayir sınırını geçtiği duyuldu. Kaddafi son dakikaya kadar umutlarını Trablus halkına bağlasa ve çağrı üzerine çağrı yapsa da sonuç değişmedi. Bu sebeble daha fazla kendisini zanka zanka diyarında tehlikeye atamazdı. Yeni adresiyle ilgili Cezayir, muhtemel duraklardan birisi olarak gözüküyor. Cezayir Libya’daki yeni yönetimi tanımak için ‘İslami aşırılarla’ ilişkisini kesme şartını getirdi. Böylece geçmişte ‘terör olaylarından’ çok çekmiş bir ülke olarak güya pozisyonunu meşrulaştırmaya çalışıyor. Cezayir kendi Ali Belhac’ıyla meşgulken bir de Libya’da müttefik Kaddafi’yi deviren Abdulhekim Belhac ile karşılaştı. Belhac’lardan biri sönerken diğeri aktif çıktı. Cezayir’in tutumunun sebebi Libya’daki değişim ve demokrasi rüzgarlarının Cezayir’e de esecek olması. İslami kesimler karşısında Beşşar, Kaddafi ve Buteflika’nın aynı koalisyonun ortakları olduğu anlaşılıyor. Bundan dolayı Ali Abdullah Salih gibi Buteflika da yanı başında esen demokrasi rüzgarlarını veya halk hareketini sari ve bulaşıcı bir hastalık olarak görüyor. Ve gardını almaya çalışıyor. Lakin denildiği gibi korkunun ecele faydası yoktur.

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT