1. HABERLER

  2. HABER

  3. İstiklal Mahkemeleri Arşivi Raftan İndiriliyor
İstiklal Mahkemeleri Arşivi Raftan İndiriliyor

İstiklal Mahkemeleri Arşivi Raftan İndiriliyor

Meclis, bin 352 kişiyi darağacına gönderen İstiklal Mahkemeleri’nin arşivini raftan indiriyor.

06 Aralık 2011 Salı 10:42A+A-

914 bin 695 belge Latin alfabesine çevrilecek, arşivlerin açıklanmasına ise sonra karar verilecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dersim Katliamı ile ilgili özür dileyip bazı arşiv belgelerini açıklamasının ardından başlayan tartışmalar sürerken Cumhuriyet tarihinin en önemli belgeleri gün ışığına çıkarılıyor.

İstiklal Mahkemeleri dosyaları tozlu raflardan indiriliyor. Meclisin arşivinde, İstiklal Mahkemeleri’yle ilgili 914 bin 695 sayfa belge ile 158 eski defter bulunuyor. Eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından 23. Dönemin sonlarında başlatılan çalışmayla, 8 kişilik bir ekip belgeleri günümüz Türkçesine çeviriyor. 1,5 yıldır süren çalışmanın, 2-2,5 yıl daha süreceği tahmin ediliyor. Çevirinin tamamlanmasının ardından arşivin açılıp açılmayacağına Meclis Başkanlığı ya da Başkanlık Divanı karar verecek. Ancak, çalışma tamamlanmayıncaya kadar açılması düşünülmüyor. Bu çalışma kapsamında, belgelerin Türkçeye çevrilmesinin yana sıra teknolojik imkânlardan yararlanarak kayıt altına alınması, arşivlenmesi ve saklanması da mümkün olacak.

Belgeleri ilk gören kişi

“İstiklal Mahkemeleri’’ konusundaki çalışmasıyla tanınan Prof. Dr. Ergün Aybars, Meclis’te bugüne kadar kapalı tutulan belgelere ilk ulaşan kişi...

Doktora ve doçentlik tezini hazırlarken aldığı izinle İstiklal Mahkemeleri’ne ait belgeler üzerinde çalışan Aybars, “O belgeler arasında İstiklal mahkemelerinin birbirleriyle, Ankara, valilikler ve kolordularla yaptıkları yazışmalar, dava sonuçlarının yer aldığı karar defterleri var. Bunlar İstiklal Mahkemeleri’nin üyeleri olan milletvekilleri tarafından zarflara konulmuş, numara verilmiş’’ dedi.

Belgelerin, Meclis’in depolarında 30-40 metrelik duvarı kapladığını anlatan Aybars, bunlar üzerinde aralıklarla 1970’li yıllar boyunca çalıştığını, kendisinden başka kimsenin çalışmadığını tahmin ettiğini belirtti. Kendisinden sonra çalışacaklara kolaylık olması açısından dosyalara numara verdiğini belirten Aybars, “Belgeler üzerinde çalışırken, mahkemelerin genel prensiplerine, kararlarına baktım, detaylarına girmedim” diye konuştu.

‘Pontus isyanı’na ilişkin belgeler de var

Meclis arşivinde “Pontus isyanı’’ ile ilgili belgeleri de gördüğünü, ancak bunlar üzerinde çalışmadığını kaydeden Aybars, Merzifon Amerikan Koleji’nde ele geçirilen belge, harita ve yazışmaların yer aldığı 160’dan fazla dosyanın da bunlar arasında olduğunu bildirdi.

Bu belgeler üzerinde araştırmacıların çalışması gerektiğini belirten Aybars, “Dürüst tarihçilerin bunu bir doktora tezi yapmasını isterim. Çünkü bir döneme ait belgelerden öğrenilecek çok şey var’’ dedi. Belgelerin açıklanmasında sakınca olmadığını belirten Aybars, şöyle konuştu: “Bu mahkemeler halka açık çalıştı, idamlar açık alanlarda yapıldı. O nedenle gizliliği yok. Bu belgelerin açıklanmasından bir korkum yok, açıklansın. Ancak bu belgelerin araştırmacılara açıklanmasından, günümüz Türkçesine çevrilmesinden çok daha önemlisi korunmasıdır. Üzerinde çalışmadan önce günümüz teknolojisinden de yararlanarak orijinali kayıt altına alınmalı. 70-80 yıl öncesine ait olan bu belgeler yırtılabilir, üzerine bir şey dökülebilir, bu orijinalliğini bozar. Çünkü orada noktayı sıfır olarak yazmışlar. Küçücük bir darbe, bu bilgilerin aktarılmasında hataya yol açabilir.’’

Aybars, belgelerin açılmasının konuyla ilgili daha fazla ayrıntının ortaya çıkmasına neden olabileceğini belirterek, “Ben bazı belgeleri gözden kaçırmış olabilirim. Rakamlar üzerinde bazı oynamalar olabilir. Örneğin ben, bir ay kadar çalışmış olan Diyarbakır İstiklal Mahkemesi’nin evraklarını bulamadım, bu nedenle kitabımı hazırlarken rakam koyamadım’’ dedi.

Aybars, İstiklal Mahkemeleri’nin, “olağanüstü tehlike karşısında yasama organının kendi içinden seçtiği üyelerden kurulu mahkemelere olağanüstü yetkiler vermesiyle kurulan ihtilal mahkemeleri’’ olduğunu, kuruluş amacının asker kaçakları sorununu çözmek olduğunu ifade etti.

Aybars, İstiklal Savaşı’nda “asker kaçaklarını, casusları, bozguncuları, vatana ihanet suçlarını yargılamak, iç güvenliği sağlamak” amacıyla 14, Cumhuriyet’in ilanından sonra Türk inkılabının gerçekleşmesi amacıyla üç İstiklal Mahkemesi kurulduğunu kaydetti.

55 bin kişi yargılandı 1352 kişi idam edildi

Prof. Dr. Ergün Aybars’ın verdiği bilgiye göre, İstiklal Mahkemeleri’nde 55 bin kişi yargılandı, 1352 kişi idam edildi, yaklaşık 40 bin kişi hakkında ise dayak cezası verildi. Toplam 17 İstiklal Mahkemesi kuruldu. Ankara hariç diğer İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921’de kaldırıldı. Ankara İstiklal Mahkemesi ise 31 Temmuz 1922’ye kadar görev yaptı. Çerkez Ethem, Atatürk’e suikast, komünist kuruluşlar gibi davalara bakıldı. İkinci dönem İstiklal Mahkemeleri ise 1923-1927 arasında çalıştı. Hilafet ve saltanat yanlıları yargılandı.

İstiklal Mahkemeleri’nde bin 352 kişi idam edildi. Şeyh Said, isyanın liderliğini yapmaktan 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi’nce idam edildi.

Başbakan Erdoğan’ın Dersim Katliamı ile ilgili özür konuşması sırasında sözünü ettiği İskilipli Atıf Hoca da, Şapka Devrimi’ne karşı çıktığı için Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından şubat 1926’da müdafaa yapmasına gerek görülmeden Kel Ali lakaplı (Ali Çetinkaya)’nın kararıyla Ankara Samanpazarı Meydanı’nda asıldı.

HABERE YORUM KAT