
"İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara!"
"İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara! Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır)." (Rad / 29)
"İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara! Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır)." (Rad / 29)
Evet o mü’minler iman ederler ama bu imanlarını sadece söz planında, iddia planında bırakmayarak sâlih ameller işlerler. İmanlarını söz planında bırakmayarak eyleme dönüştürürler. İmanlarını pratiğe dökerler. İman kaynaklı bir hayat yaşarlar. Fıtratlarına ve yaratılışlarına uygun ameller işlerler. Allah’ın razı olduğu ve emrettiği amelleri işlerler.
Sâlih amel fıtrata uygun amel demektir. Sâlih amel Allah’ın razı olduğu, sevdiği ve emrettiği ameldir. Sâlih amel Resûlullah efendimizin hayatında, sünnette olan ve mahza Allah için yapılmış amel demektir. Sâlih amel sâlih bir imandan kaynaklanan ameldir. Yâni yaptırıcısı Allah olan amel sâlih ameldir. Unutmayalım ki yaptırıcısı Allah olmayan, meselâ toplum adına, çevreyi razı etme adına, insanların beğenisini kazanma adına, yönetmeliklere ters düşmeme adına, modaya uyma adına, amir, müdür, patron adına, efendi şeyh adına yapılan hiçbir amel sâlih amel değildir.
Gayr-i sâlih amel de imandan kaynaklanmayan, imanın gereği olmayan, ya da gayr-i sâlih bir imandan kaynaklanan, gayr-i sâlih bir inancın gereği olarak işlenen ameldir. İşte onlar sâlih ameller işlerler. Ne mutlu onlara. En güzel âkıbet, en güzel sonuç onlarındır.
BASAİRUL KUR’AN
Dünya hayatında yöneldikleri yüce Allah’ın katında güzel bir dönüş yeri vardır onlar için.
Fakat mucize gösterilmesini isteyen ve imanın verdiği huzuru hissetmeyenlere gelince, onlar büyük bir sıkıntı içinde oldukları için mucizeler, olağanüstülükler istemektedirler. Üstelik sen kavmine böyle bir çağrı ile gelen ilk peygamber değilsin ki, bu olayı yadırgasınlar. Hiç kuşkusuz onlardan önce birçok ümmetler ve peygamberler gelip geçmiştir. O halde onlar kâfir oluyorlarsa, sen hareket metodunu izle ve Allah’a dayanıp güven.
Ayette geçen ve "Ne mutlu" diye tercüme edilen "TÛBÂ" kelimesinin ne anlama geldiği hususunda farklı görüşler zikredilmiştir. Bazılarına göre "TUBA" cennet demektir. Buna göre âyetin mânâsı: "Salih amel işleyenlere cennet vardır." demektir. Bazılarına göre de "TÛBÂ" cennette bulunan ve müminlerin, altında gölgelenecekleri büyük bir ağacın ismidir. Buna göre de âyetin mânâsı şöyledir: "Salih amel işleyenlere cennette Tûbâ ağacı vardır." Bazılarına göre ise Tûbânın mânâsı, "Ne mutlu, müjdeler olsun, gözün aydın olsun" şeklinde müjde ifadeleridir.
TABERİ TEFSİRİ
HABERE YORUM KAT