1. YAZARLAR

  2. MURAT KAYACAN

  3. Hz. Peygamber’in Zeynep Bint-i Cahş ile Evliliği
MURAT KAYACAN

MURAT KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Hz. Peygamber’in Zeynep Bint-i Cahş ile Evliliği

19 Haziran 2014 Perşembe 09:03A+A-

Peygamberin halasının kızı Zeynep b. Cahş onunla evlenmek istemektedir. Rasulullah ise onu azadlı kölesi ve evlatlığı Zeyd b. Harise ile evlendirmiştir. Ne var ki bu evliliğin yürümeyeceğinin belli olmasının ardından da Zeyd eşini boşamış ve Rasulullah da Zeynep ile evlenmiştir. Bu yazıda bu konuya dair iki ayet üzerinde duracağız.

Rivayetlerin çoğuna göre Zeyneb’in Zeyd ile evlenmesi hicretten önce Mekke’de inen (ancak Medenî bir sure olan Ahzab suresinde yer alan) şu ayet ile gerçekleşmiştir: “Allah ve peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mümin bir erkeğin ve mümin bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.” (Ahzab, 33: 36). Zeynep b. Cahş her ne kadar kendisinin soylu bir aileden gelmesini Zeyd’in de köle olarak satılmış ve Rasullah tarafından hürriyet bahşedilmiş bir kişi olmasını görmezden gelmemiş olsa da ilahi emir ile karşı karşıya gelince itaati seçmiş ve evlenmiştir. Ne var ki, aradaki statü farkı evliliğin yürümesine engel olmuş ve Zeyd kararlı bir şekilde onu boşamayı düşünmüştür. Bunu Rasulullah’a ifade edince Kur’an ikisi arasındaki diyaloğu şöyle aktarmaktadır: “Hani Allah'ın kendine nimet verdiği senin de kendisine lütufta bulunduğun kişiye, ‘Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın!’ diyordun. Allah'ın ortaya çıkaracağı şeyi de içinde gizliyor ve insanlardan korkuyordun. Oysa Allah Kendinden korkmana daha layıktır. Sonunda Zeyd onunla ilişkisini kesince seni onunla evlendirdik ki, oğullukları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde üzerlerine bir zorluk olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.” (Ahzab, 33: 37).

Yukarıdaki iki ayetten ilk bakışta anlaşılan Zeynep’in her iki evliliğini de ilahi emir doğrultusunda yaptığıdır. Ne var ki, insanlar birçok fiili kendileri işledikleri halde Kur’an o fiilleri Allah’a isnat etmekte ve onların öznesinin Allah olduğunu söylemektedir. Bu, Yüce Allah’ın evrendeki egemenliğini ve otoritesini vurgulamak, insanlara her şeyi O’nun verdiğini hatırlatmak için kullandığı din diline bir örnektir. Hz. Peygamber’in Zeynep’le evlendirilmesi olayı da aynı şekilde olup Yüce Allah’ın bu işteki fiili, toplumun tepkisini çeken Rasulullah’ın korkmamasını söylemek, böylece evlatlıkların boşadığı kadınlarla evlenilemeyeceği şeklindeki cahili anlayışı yıkmaktan ibaret olmuştur. Rasulullah’ın içinde gizlediği şey, bu işin toplumda yol açacağı tepki ve elçiliğine oluşturabileceği engeldir. Değilse, ikisinin nikâhını Yüce Allah’ın gökte kıydığı ve Peygamberin de bunu yapmağa mecbur kaldığı şeklindeki anlatımlar, sünnetullahı göz ardı ederek çok yerde ayetleri literal anlayıp insanın her şeyini Yüce Allah’ın önceden belirlediğini ve ona yaptırdığını anlatan Cebriye anlayışından başka bir şey olmaz. Onun için Hz. Peygamberi Zeynep’le Yüce Allah’ın evlendirdiği anlatımlarına bu şekilde bakmak gerekir.

Zeyneb’in, Rasulullah’ın evlatlığı Zeyd ile yaptığı evliliğindeki sorunlara şahit olan Rasulullah, onun kocasına sabır telkin etmiş ve eşini boşamamasını istemiştir. Peki yukarıdaki ayette Rasulullah’ın Allah’ın ortaya çıkaracağı şeyi içinde gizliyor oluşu ifadesinden ne kastedilmektedir? Burada iki ihtimal söz konusudur. Allahu Teala Rasulullah’a bu evliliğin sona ereceğini ve ardından onun –evlatlık edinilen kimsenin boşadığı eşi ile evlenme yasağını kaldırmak amacıyla- Zeynep ile evleneceğini ilham etmiş olabilir. Diğer ihtimal de onun “bir kimsenin evlatlığının boşadığı eş ile çocuğunun boşadığı eşin evlenmesi arasında bir ilişki olmadığı” kanaatinde oluşu ve bu yanlış kanaati ortadan kaldırma konusunda kendisini yeteri kadar güçlü hissetmemesi olabilir. Herhalukârda Rasulullah’ta bu değişimi gerçekleştirme konusunda bir çekingenlik/erteleme arzusu söz konusudur ve bu durum ilgili ayette eleştiri konusu yapılmaktadır.

Yukarıdaki ayetlerin Zeyd eşini boşadıktan sonra geldiğini düşünmek daha doğru olur. Aksi takdirde evli birini başka biri ile evlendirmek söz konusu olur ki bu, şeriata da akla da örfe de uygun değildir. Yukarıdaki ayette Onu seninle evlendirdik ifadesinden kastedilen de Zeyd’in eşini boşamasının ve “Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç âdet süresi beklerler.” (Talak, 65: 4) ayeti gereğince iddetin beklenmesinin ardından Zeyneb’in Rasulullah ile yaptığı evliliktir.

En doğrusunu Allah bilir.

 

YAZIYA YORUM KAT

4 Yorum
  • Murat KAYACAN / 25 Haziran 2014 18:25

    Nami Tatlıcı,
    Allahu Teala sizi Ramazan ayına kavuştursun.
    1. "İlahi emir olmadığını" nerede söylediğimi göremedim.
    2. Emire itaat etmeselerdi, bizim gibi Allah'a karşı gelmiş olurlardı. Ahireti merkeze alıp itaat ettiler.
    3. Zor bir imtihan olduğu doğru ama onlar bunu aşabildiler.
    4. Bazı illerde "kadına miras verilmemesi" çok dindar ailelerde bile devam ediyor. Ayetten ibret alacaksak, vahyin yasaklamadığı ne varsa bir şekilde onların helal olarak algılanmasına katkıda bulunmak en azından "kınamamak" gerekir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Nami Tatlıcı / 22 Haziran 2014 11:58

    Murat Bey, bazı olaylarda hikmet-i ilahiyi elimizde olan bilgilerle çözmek mümkün olmuyor. Ben Rabbime havale ediyorum. Kafir suizan ederken mümin bilmediği hakkında hüsnüzan eder. Aşağıdaki hususlara eklemeniz varsa memnun olurum.

    * “Allah ve peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mümin bir erkeğin ve mümin bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.” (Ahzab, 33: 36). burada ilahi emir olmadığını söylüyorsunuz, o zaman bu ayet ne anlama geliyor?

    * Evlilikte irade esasken, geleneksel açıklamaya göre Hz. Zeynep, önce Hz. Zeyd ile sonra Efendimizle ilahi emirle evleniyor. Bunu nasıl açıklamalı? Sizin açıkladığınız tarzın ikinci ayet için olduğunu varsaysak bile, birinci ayet ile hiç bağdaştıramadım.

    * Bir de Hz. Zeyd'in Peygamberimiz adına Hz. Zeynep'i istemeye gitmesini nasıl açıklayacaksınız? Çok ilginç değil mi?

    Netice itibariyle, kafirlerin şehvetperestane bir yoruma girmeleri zaten baştan tutarsız ve kötü niyetli, onları itibara almaya gerek yok. Efendimiz istese, ilk başta Hz. Zeynep'le evlenebilecekti. Ancak, bu tarz süreçler yaşandı. Hz. Zeynep, Hz. Zeyd ve Peygamberimizin üçü için de büyük imtihan. Ama (bazı cahiliye adetlerini kaldırma dışında) tam hakikatini ve hikmetini ben tam bilemiyorum. Siz iletirseniz sevinirim.

    Yanıtla (0) (0)
  • İmren PEKŞİRİN / 19 Haziran 2014 19:16

    Abdülkadir Bey,
    Uygun bulduğunuz meallendirme şeklini belirtirseniz, iyi olur. Karşılaştırma imkânımız olur.
    Selamunaleyküm.

    Yanıtla (0) (0)
  • Abdulkadir / 19 Haziran 2014 17:59

    S.a.
    Ayeti meallendirirken bir yanlış yapıldığını düşünüyorum.
    Vahyi tebliğ etmekle görevli ve bu konuda tüm insanlığa rol model olan Peygamberimizin, evli bir kadına karşı evlilik niyeti taşıması ve bu niyetini, insanların tepkisinden çekinerek içinde tutması, O'nun misyonuyla asla uyuşmayacak bir ahlaksızlık olur.
    Meali yanlış veriyor, sonra da hüsnü zanla durumu düzeltmeye çalışıyoruz.

    37. ayet Resulullah(as)'dan Zeyd'e hitap şeklinde başlıyor.
    Ama benim gördüğüm tüm meallerde 2. cümleden itibaren hitap "Allah'tan Resulullah'a" şekline dönüşüyor.
    Bu durumda da niyetini, insanların tepkisinden çekinerek içinde tutan Peygamberimizmiş gibi bir anlam çıkıyor. Kanaatimce muhatabı değiştirmeden (Rasulullah'tan Zeyd'e hitap şeklinde) devam edildiğinde hiçbir sıkıntı kalmıyor.
    Şöyle ki; Rasulullah'ın kendi elleriyle evlendirdiği Zeyd-Zeynep evliliği yürümüyor. Ama her ikisi de yürümeyen bu evliliği insanların tepkisinden çekinerek sonlandıramıyorlar.

    Peygamber efendimiz de eğer mümkün ise bu evliliğin devam etmesi gerektiğini, ama yürümemesi durumunda da insanların tepkisinden çekinilmemesi gerektiğini öğütlüyor.
    Bu konuşmanın ardından Zeyd ve Zeynep evliliği sonlandırıyorlar.
    Allah'ın emri ile Zeynep b. Cahş ve Peygamber efendimiz evlenmesi de bu olaydan sonra gerçekleşiyor.

    Dediğiniz gibi "En doğrusunu Allah bilir"
    Allah'a emanet olun...

    Yanıtla (0) (0)