1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Hutbeyi susturmak: Seküler kamusal alanın dine tahammülsüzlüğü
Hutbeyi susturmak: Seküler kamusal alanın dine tahammülsüzlüğü

Hutbeyi susturmak: Seküler kamusal alanın dine tahammülsüzlüğü

Seküler eleştirilerin samimi bir dertten değil, dinin toplumsal görünürlüğüne karşı köklü bir tahammülsüzlükten beslendiğini burada açıkça görmek gerekir.

17 Ağustos 2025 Pazar 20:55A+A-

Cundullah Avcı / Haksöz Haber

Türkiye’de cuma hutbeleri, son aylarda artan şekilde tartışmaların odağında. Kadınların miras hakkı, giyim özgürlüğü, zinaya dair uyarılar ve aile kurumuna ilişkin nasihatler, hutbeleri seküler kesimin hedef tahtasına oturttu. İzmir Barosu’nun son hutbe üzerine yaptığı sert açıklama, bu tartışmaları hukuki boyuta da taşıdı.

Seküler kesim, görünürde laiklik, eşitlik ve özgürlük kavramları üzerinden itiraz ediyor. Ancak bu tepkilerin derininde çok daha köklü bir problem yatıyor: Seküler tahayyül, dinin toplumsal bir gerçeklik olarak kamusal alanda görünür kılınmasından rahatsızdır.

Hutbe, sadece bir dinî nasihat değildir;  Müslümanların toplumsal varoluşunun sembolik ifadesidir. Her cuma, minberden yükselen söz, bireyleri aşarak toplumu inşa eden bir çağrı olmalıdır. Berger &Luckmann’ın ritüellere ilişkin yorumlara nazara alındığında hutbe, “toplumsal gerçekliğin” her hafta yeniden üretildiği bir ritüeldir.

Yazının devamı >>>