1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Hülya Şekerci Ereğli'de 'Mümin Kadın'ı Anlattı
Hülya Şekerci Ereğlide Mümin Kadını Anlattı

Hülya Şekerci Ereğli'de 'Mümin Kadın'ı Anlattı

Karadeniz Ereğli'de Müslümanlarla bir araya gelen Hülya Şekerci 'Mümin Kadın' konulu kitabını anlattı.

06 Haziran 2012 Çarşamba 00:18A+A-

Hülya Şekerci 'Kur’an- Hayat Ekseninde: Mümin Kadın' kitabı anlatımıyla Karadeniz Ereğlide Müslümanlarla bir araya geldi.

Verimli bir havada geçen anlatımda konuşmasına kadının sosyal hayattaki yerinin kısıtlandığını ifade ederek başlayan Şekerci Peygamber'in (sav) bunun tam tersi bir uygulama izlediğini belirtti. Şekerci konuşmasının devamında şu hususlara değindi:

Toplumumuzda da belirtisi olan kadının ikincilleştirilme örneklerinden bazıları; kadının erkeğin hulya_sekerci_eregli.pngarkadan yürümesi, kadınların geri planda olması gibi durumları içselleştirecek şekilde yaygınlaşmıştır. Fakat Siyer incelendiğinde Peygamberin kadınları çok fazla ön plana aldığı hatta ilk dönemlerde tek cami olmasına (tüm sorunların konuşulduğu, savaş planlarının yapıldığı) rağmen, peygamber tarafından kadınların gece dahil engellenmemiştir. Hatta “Kayle” örneğindeki gibi kadınlarında miras olarak kaldığı bir dönemde; Kayle isimli kadının 3 kızını istediği kişilerle evlendireceğini söyleyen, çocukların amcasına karşı çıkmış, 2 günlük yoldan peygambere gelip, kızlarının hakkının annesine ait olduğunu resmileştiren bir belgeyle geri dönmüştür.Yine Uhud Savaşında “Nesibe” isimli kadın son sıkıntılı anlarda, herkesin kaçıştığı sırada Peygamberin yanında kalmış, onu korumuş, yaralanmış ve peygamberimiz iyileşene dek onu ziyarete gitmiştir.

Öyleyse biz, Resul “Kadın”a bu kadar önem verdiği halde nasıl gerisin geri cahiliyeye döndük? Çünkü Peygamberin vefatından sonra saltanat babadan oğula geçmiş ve bu şekilde adalet yerini Nüfuza ve İslam dışı yaptırımlara bırakmıştır. Hatta Sahabe “Peygamber yaşarken bizler, üzerimize bir ayet gelir korkusuyla ne kadınlarımıza laf söyleyebilirdik ne de el kaldırabilirdik demiştir.” Arap toplumunda kadın o kadar aşağılanıyordu. Dil ile de devam eden ve dile de yansımış ve saçma bir fikir olduğunda “Reyünnisa” kadın görüşü ifadeleri kullanılırdı. Kadın konusunda pek çok ayet de yanlış algılanmaktadır. Örneğin, kadının perde arkasından konuşması, bu ayet, tüm kadınlar için değil sadece peygamber hanımları için geçerliydi ve o dönemde kapı barındıran bir ev değil çadır şeklinde evler olduğundan kadınların dikkatli olması ayette belirtilmişti. Yine, “dışarıya cahiliye kadını gibi çıkmayın” ayetinde ise; kadını sosyal hayattan soyutlanmamıştır aksine, açık saçık cahil kadınlar gibi dikkat çekecek şekilde dışarıya çıkmayın vurgusu yapılmıştır. Kadınların İslam’ın ilk dönemlerinde yine azımsanmayacak rolleri vardır. Siyer tarihi bununla ilgili örneklerle doludur. İlk Şehid kadının Sümeyye olması, ilk inananın Hz. Hatice olması, Kıble değişiminde yapılan sayımda %40ının kadın olması dikkat çekicidir.Peki, bu ayetlere ve Peygamber uygulamalarına rağmen kadın nasıl ikincilleşmiştir? Üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir husus budur!

Kadın süslenerek veya bakımla eşinin gözüne giremez, bilakis bu durum ters bile tepebilir kadın itibarını dahi kaybedebilir... Çağımızda yaşanan boşanmaların, çatışmaların, gelin kaynana sendromlarının arka planı düşünülmelidir. Modern çağda Müslümanların bu bozulmaları çekirdekten düzeltmesi makul bir yol olabilir. Kadın erkek ayrımının ailemizde yaşanmaması için istişareyle kararlar alınmalıdır. kadınlarsa kendilerini değerli hale getirmek

için bilinçlenmeli, güncel haberleri takip etmeli, gazete okumalı ve vahyin ışığında bilge bir birey olmalıdır.

Özellikle kadınların dizi kuşağından ve kadın programlarından kurtulması şarttır, bunun yerine kitap okumaya, evlerimizi medreseye çevirmemiz gereklidir. Evliliklerimizde de aynı bilinç lazım, parasını, mevkiini, güzelliğini önemseyerek evlenen kadın ve erkekler ileride yaşadıkları dayak, şiddet vs. sıkıntılarında hangi önemsediği şey ona yetişip onu kurtarabilir ki? Bunun yerine kadın-erkek olsun evlenirken bilinçli, Mümin kadın ve erkekleri seçmemiz gerekmektedir.

Boşanma Konusu

Kur’an’da boşanma istişare, hakem, iddet gibi 3 aşamalı ve seviyelidir. Kişiler boşanmaya karar vermişse bu seviyelerden geçer bir süre ayrı kalırlar ve 3 kez bu sıraları takip eden bir uygulamadan geçmelidirler. Ayrıca boşanma hakkı sadece erkeğe ait olan bir hak değildir, kadın ve erkek bu noktada kendileri karar verebilecek konumdadırlar. Mahkemelere de gitseniz, kadın ya da erkek fark etmez dava açabilirsiniz ki bugün bile mahkemelerde bir müddet ayrılıkla gelen düşünme mühleti vermektedir. Ayrıca bu 3 aşamalı 3 kez yaşanan bir durum olmuşsa artık boşanırlar ve yeni bir eşle evlenmeden kadın tekrar eski eşine dönemez. Örtünme Hususu

Özellikle çocuklarınızın örtüneceği dönemlerde onlara kurandan Araf-26 yani; takva elbisesi giyin ayetini okuyun! Çünkü kişi çarşaf dahi giyse ağır bir göz makyajı ve dikkat çekici bir topuklu ayakkabıyla da takvadan dışarı çıkabilir. Örtünme durumu kadını işaret etse de takva hem kadın hem erkek için geçerlidir.

Çocuklarımız içinse çalışmalar yapmalı ,hiç bir çalışma olmasa dahi onların yalnızlaşmaması için Müslüman kişilerle ve aile çocuklarıyla beraber bulundurarak tek olmadıklarını onlara göstermek gerekir. Çünkü çocuklar popüler kültür ve tv etkisiyle İslam’dan uzaklaşmış bir çizgidedir ve İslami aile çocukları ise onların yaşantısı benimsemesi ve yalnızlaşmayla karşı karşıyadır. Peygamberimizin Hz. Aişe İle Olan Evliliği

Hz Aişenin küçük yaşta evlendirilmesi gibi konular gündeme gelmektedir. Arap toplumunda kadınların yaşı adet döneminden sonra sayılıyor ya da yaşları bilinmiyordu ki bir önceki nesil dahi ya erken yada geç yazdırılmış ve yaşlarını tam bilememektedirler. Öyle ki Hz. Zeynep'in Zeyd'den ayrılıp Peygamberle evlendirilmesinde dahi müşrikler yaygara koparıp, tartışmalar yapmışlardır. Eğer ki bu evlilikte ters bir evlilik olsaydı dönemin müşrikleri muhakkak yaygara koparır ve ellerine geçen bu fırsatı değerlendirirdi.

Örtünme

Allah Kur’an’da takva örtüsüne sarılın buyurmaktadır. Kadın toplumsal hayat için oldukça önemlidir. Bu minvalde toplumda gerçekleşen bozulma süreci tamamen kadının arka bir planda ve durmadan engellenmesinden kaynaklanmaktadır. Kadın örtüsüyle bir iffetin, merhametin ve onurun timsali olmalıdır. Onur’un örneği olabilmek için örtüsüne doğru bir şekilde sarılan mümin kadınlardan olmak durumundayız. Örtü bir teferruat yada süs eşyası değildir tam tersine üzerimizde bir ayet olmadıktan sonra manasızdır. Takva örtüsü, kadında başörtüsü ise, erkekte de iffetli olunması gerektiğidir. Örtünmek bir kimliktir, Örtünmek süsü gizlemek, dikkati çekmemek, bana bak yerine bana bakma demektir. Örtü Rabbimizin kadından en güzel isteğidir.

28 Şubatçılar, yasakçılar kadınların, kızların saçlarını görmeye meraklı değillerdi fakat amaçları takva örtüsünü yıkmaktı, onları açık saçık bir hale getirmekti. Toplumumuz örtülü olduğunu düşünen takva örtüsünden yoksun insanlarla doludur. Merhametle bunu anlatmak durumundayız.

Hülya Şekerci'nin soru-cevap kısmıyla biten konuşmasını müteakip kitaplarını imzalamasıyla program sona erdi.

Haksöz Haber

Haber: Zeynep Karagüzel Yıldızhan

hulya_sekerci_eregli.jpg

HABERE YORUM KAT