
Hak ile fitne sarmalında: Kürt meselesi
Batı’nın Kürtleri bu coğrafyaya karşı bir sopa olarak kullanma planını, ancak vahiy merkezli, adalet ve kardeşlik temelli bir siyasal perspektifle bozabiliriz.
M. Hasip Yokuş / Haksöz Haber
Bazen hak ile fitne arasındaki mesafe, kılıç sırtı gibidir. Bir adım attığında adaletin yolundasındır; bir adım daha attığında ise fitneye kapı aralarsın. Bugün “Kürt meselesi” tam da böyle bir yerde duruyor. Bir yanda asırlardır bu topraklarda yaşayan bir halkın hak ve adalet arayışı, diğer yanda emperyal güçlerin bu arayışı kendi kirli hesaplarına alet etme çabası… İşte bu iki uç arasında, hepimizin imtihanı başlıyor.
Modern çağlarda İslam coğrafyasına yönelen her saldırının ardında, Batı’nın çıkarlarını tahkim etmeye yönelik sistematik bir mühendislik, jeopolitik bir kurgu ve uzun vadeli bir hesap illa ki vardır. Sömürgecilik döneminde doğrudan işgallerle yürütülen bu fasit hesap, Soğuk Savaş’la birlikte vekâlet savaşlarına, 11 Eylül sonrasında ise doğrudan askeri müdahalelere evirilmişti. Bugün ise daha sofistike, daha görünmez, ama çok daha derin sonuçlar doğurabilecek stratejiler devrede.







