
Göçenlere Değil Göçe Çare Lazım
Mevsimlik işçilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için ilk kez bir proje başlatıldı. Her yıl göç etmek zorunda kalan işçiler ise kendilerini göçe zorlayan sorunların giderilmesini istiyor.
Sonbahar yavaş yavaş kışa dönüyor. Birçok evde hazırlıklar başladı. Bazı "ev"lerin kışa hazırlanması ise sökülüp kamyonlara yüklenmesi anlamına geliyor. İlkbaharla birlikte yollara koyulup kamyon sırtında yüzlerce kilometre yol katederek gittikleri yerlerde çalışacakları tarlaların yakınındaki çadırları mesken tutan mevsimlik işçiler için dönüş vakti. Yaklaşık altı aydır konakladıkları çadırları boşaltmaya başladı Kürt işçiler.
Sabahın erken saatlerinden akşamın alacakaranlığına kadar çalışarak, yemek dahil günde 21 lira "hak" edebildiler. Her yıl bölgeler arasında yaşanan bu göç dalgasında bir ileri bir geri sürüklenip en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığı bir hayata da mecbur kalarak. Artık bu yıl için çadırlarda geçirdikleri "çileli günler" sona erdi ama onları yine de başka çilelerle dolu bir hayat bekliyor.
36 ile yayılacak
Bu hayatı onlarca yıldır bir kader gibi yaşayan mevsimlik işçiler belki de ilk kez devlet tarafından hazırlanan bir projenin konusu oldular. Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için bu yıl bir proje başlatıldı. Polatlı Kaymakamlığı ve Polatlı Belediyesi'nin girişimleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın hazırladığı proje için Ankara'nın Polatlı İlçesi'ne bağlı Sarıoba Köyü pilot bölge seçildi.
Proje kapsamında oluşturulan çadır okulda, işçi çocukları evlerinden uzak kaldıkları eğitim öğretim döneminde eğitimlerini sürdürüyor. Proje ayrıca, çadırköye içme suyu, elektrik ve kanalizasyon sistemi getiriyor. 90 milyon liraya mal olması beklenen projenin toplamda 36 ile yayılması öngörülüyor. Yılda 8 ile 10 bin arasında mevsimlik işçiyi barındıran Polatlı'da başlatılan pilot uygulama önemsense de mevsimlik işçilerin sorunlarına geçici çözümler sağladığı düşüncesiyle eleştiriliyor.
"Biz bu memleketin siyahlarıyız"
Mevsimlik işçiler, proje kapsamında yapılan çalışmaları uzaktan izliyor. "Hadi su neyse de elektriği nasıl çekecekler çadıra?" diyor birisi, diğeri "Bana su getirsen ne fayda, karnım doymadıktan sonra" diyerek tepkisini dile getiriyor.
Çadırköy'deki yaşamından, çalışma koşullarından memnun değil hiç kimse. "Mayıstan beri buradayız, vallahi 5 bin lira biriktiremedim" diyor Diyarbakırlı bir mevsimlik işçi. Bir Siirtli ise: "Sekiz senedir buraya geliyorum. Hep karın tokluğuna çalışıyoruz. Bize bu suyu köyümüzde verseler olmaz mı?" diye soruyor.
Diyarbakırlı sözü alıyor yine: "Nasıl ki Amerika'da senelerce siyahları çalıştırdılar. İşte biz de bu memleketin siyahlarıyız. Şikâyet etsen terörist diyorlar. İnsanlar Doğu'da aç, yapacak iş yok. Devlet Bulgar göçmenlerine verdiğinin yarısını niye bize vermez? Buraya çadır okul yapıyor şimdi. Sen memleketimde imkân versen, ben buralara gelmesem olmaz mı?" Çadırköy'de yaşayan Kürtler, devletin asıl onları mevsimlik işçi olarak çalışmaya mecbur bırakan sorunları çözmesini istiyor.
Çadırköy'de umutlu olanlar da var. Şırnaklı bir aile "en azından çocukların eğitilmesini" önemli buluyor. "Biz alıştık bir yerde böyle yaşamaya, susuz, elektriksiz. Bu sene yetişmedi ama seneye buraya gelenler belki daha rahat eder" diyor baba.
(Sezayi Erken / Taraf)
HABERE YORUM KAT