
“Gerçek şu ki, senden önceki peygamberlerle de alay edilmişti”
“Gerçek şu ki, senden önceki peygamberlerle de alay edilmişti.”
“Gerçek şu ki, senden önceki peygamberlerle de alay edilmişti. Fakat ben, belki yanlışlarından dönerler diye inkâr edenlere mühlet verdim; dönmeyince de onları azabımla kıskıvrak yakaladım. Böylece, cezalandırmamın nasıl olduğunu gördüler.” (Rad:32)
Ey Muhammed, kavminin müşrikleri seni yalanladığı gibi, senden önceki Peygamberleri de kavimleri yalanlamışlar ve onları alaya almışlardı. Ben, o Peygamberlerimi alaya alan kâfirlere mühlet verdim. Onlar, azgınlıklarına devam edip durdular. Sonra da onları azabımla yakalayıverdim. Onları cezalandırmam nasılmış bir bak da gör ve onlardan ibret al.
Bu âyet-i Kerime, Resulullah (s.a.v.)i kavminin inkâr ve alaylarına karşı sabırlı olmaya davet etmekte, kâfirlerin âdetlerinin böyle olduğunu bildirerek onu teselli etmekte ve usanmadan tebliğ vazifesine devam etmesinin gerektiğini beyan etmektedir.
TABERİ TEFSİRİ
Öyleyse şu anda bizler de birilerine Allah’ın dinini götürürken onlar bizi alaya alıyorlarsa üzülmeyeceğiz. Çünkü yeryüzünde vahiyle desteklenen Allah’ın en gözde kullarına bile bunlar yapılmışsa bize haydi haydi yapılacaktır. Moralimizi bozmayacağız, görevimize devam edeceğiz. Unutmayasınız ki ben onlara mühlet veririm, belki dönerler sonra da onları azabımla yakalayıp muaheze ediverdim. Benim elçilerimi alaya alanlar sonunda hak ettikleri cezayı bulmuşlardır.
Tabi bu âyet bir yandan Rasûlullah efendimizi teselli ederken, öbür taraftan da onu yalanlamaya çalışanlar için de çok ciddi bir tehdit unsuru oluşturuyordu. Sizler ey peygamber düşmanları! Seleflerinizin başına gelenleri sizler de bekleyin! Onların âkıbetlerine hazır olun! diyordu Rabbimiz.
Rabbimizin tarih içinde gerçekleştirdiği helâk yasasını çok iyi anlamak, bundan ders almak ve çevremize de bu âyetleri duyurmak, insanları bu âyetlerle uyarmak zorundayız. Önce Kur’an sayfaları arasında, sonra da geçmişin sahnesi olan yeryüzünde gezip dolaşarak, geçmişlerin sergüzeşti hayatlarıyla karşı karşıya gelecek ve böylece geçmişi tanıma imkânını elde etmiş olacağız. Bunu elde edince de geçmişten ibret çıkarabilme imkânını da elde etmiş olacağız. Yâni geçmiştekiler niçin helâk olmuşlar? Bunlar ne yapmışlar? Nasıl davranmışlar da helâk olmuşlar?
Ey peygamberim! Ve ey peygamber yolunun yolcuları! Geçmişte hakkı yalanlayanların âkıbeti ne oldu? Eyke’nin, Ashab-ı Uhdud’un, Ashab-ı Hûd’un, kavm-i Lût’un, Sodam Gomerinin hali nice oldu? Bizans’ın Romanın hali ne oldu? Onlar hakkı yalanlamışlar, dini reddetmişler, peygamberleri alaya almışlardı.
BASAİRUL KUR’AN
HABERE YORUM KAT