
"Gerçek şu ki; insan pek zalimdir, pek nankördür"
"Ve size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür." (İbrahim/34)
وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟ ﴿٣٤﴾
"Ve size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür." (İbrahim/34)
“O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi.”
Mal, soy, sağlık, süs ve zevk verdi.
“Eğer Allah’ın nimetlerini sayacak olursanız, onları bitiremezsiniz.”
Bu nimetler o kadar çoktur ki, insanların bir kısmı, hatta tümü sayıp bitiremez. Çünkü bütün insanlar iki zaman çizgisi ile sınırlıdırlar: Başlangıç ve son. Ayrıca zaman ve mekan sınırlarına bağlı bilgi sınırı ile de kuşatılmışlardır. Allah’ın verdiği nimetler ise çok olmakla beraber sınırsızdırlar. Bu yüzden insanın kavrama yeteneği bu nimetleri tümü ile algılayamaz.
Bütün bunlara rağmen, insanlar, Allah’a eşler koşuyorlar, yine de Allah’ın nimetlerine karşılık şükretmiyorlar, bu nimetleri küfürle karşılıyorlar.
“Kuşkusuz insan çok zalim ve son derece nankördür."
FİZİLALİL KUR’AN
Evet Rabbimizin üzerimizde o kadar çok nîmeti var ki bunların hangi birini sayabileceğiz? Hayat nîmeti, varlık nîmeti, vahiy nîmeti, kitap nîmeti, peygamber nîmeti, hidâyet nîmeti, dış dünyamızdaki nîmetleri. Bırakın onları bizler vücudumuzdaki nîmetlerini bile sayamayız. Bedenimizdeki nîmetleri, göklerdeki nîmetleri, denizlerdeki nîmetleri, karalardaki nîmetleri sayılamayacak kadar çoktur Rabbimizin.
Ama tüm bu nîmetlerin sahibine karşı gerçekten insan çok zalim ve nankördür. İnsanlar Allah’ın nîmetlerini biliyorlar, nîmetlerin sahibi olarak Allah’ı tanıyorlar ama inkâr ediyorlar, nankörlük yapıyorlar, zalimce bir tavır takınıyorlar. Gerçekten çok tuhaf bir şey. Nîmet sahibi olarak Allah’ı bilecekler, tanıyacaklar, tüm bu nîmetlere muhtaç olduklarını anlayacaklar, gözlerini ne tarafa çevirirlerse hep Allah’ın nimetleriyle yüz yüze gelecekler ve de üstelik Allah’ın elçileri kendilerine gelip açık ve net bir şekilde tüm bu nîmetlerin Allah’tan olduğunu haber verecek, kendilerine apaçık Allah’ın âyetlerini okuyacaklar ve bu insanlar her şeyi bile bile yine de inkâr edecekler, örtbas edecekler. Bu nasıl bir iştir? anlamak gerçekten mümkün değildir. Yâni bu insanlar kendi aleyhlerine böyle bir kararı nasıl verebiliyorlar? Böyle nankörce bir tavrı nasıl takınabiliyorlar? Anlamak mümkün değildir.
BASAİRUL KUR’AN
HABERE YORUM KAT