
Gazze’de gerçekleşen Siyonist soykırım gözlerden nasıl kaçırılıyor?
Tüm Arap liderler Trump'ın tuzağına düştü. Bu kasıtlı mıydı yoksa Trump'ın kendileriyle oynadığı cehennemi stratejik oyunun sonuçlarını ve bağlamını anlamadıkları için mi?
Dr Amira Abo el-Fetouh’un Middle East Monitor’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.
Filistinlilerin Gazze'den sürülmesi ve Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ne “sahip olma” ve burayı “Orta Doğu'nun Rivierası” haline getirme yönündeki şeytani planı, birçokları için medyanın ve siyasetin güncel odak noktasıdır. Bu politika sistematiktir, doğaçlama değildir. Kamu bilincini yeniden şekillendirmek ve muhaliflerin ilerlemesine izin vermek yerine onları savunma pozisyonuna itmek için kullanılan yöntemin bir örneğidir. Bu, hayali bir gerçeklik yaratmaya dayanan hesaplanmış bir manipülasyondur, böylece imkânsız fikirler tartışmaya açık hale gelir ve gerçekleştirilmesi mümkün olmayan projeler kesin senaryolar gibi görünür.
ABD'nin zorba başkanı planını açıkladığından beri olan budur. Tüm dünyada kınandı ve eleştirildi; Filistin davasının ve meşru haklarının sonu sanki çoktan gelmiş gibi yas tutuldu. Sayısız açıklama yapıldı ve Mısır Cumhurbaşkanı ile Ürdün Kralı'nın, Washington'dan milyarlarca dolar yardım almaya devam ederken, Filistinli mültecilerin kendi sınırlarından geçmeye zorlanmasını önlemeye çalışırken kıvrandıklarını gördük.
Trump, planını reddetmiş olsalar da, kendisi açısından intikam zamanının geldiğini ve bunun gerçekleşeceğinden emin olduğunu açıkça ifade etti.
Trump böylece dünyanın dikkatini Siyonist düşmanın işlediği iğrenç suçlardan, Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı işlenen soykırımdan ve İsrail'in temel ve sık sık dile getirdiği savaş hedefleri olmasına rağmen Hamas'ı ortadan kaldıramaması ya da rehineleri geri verememesinden uzaklaştırmayı başardı. Nihayetinde İsrail askeri ve ekonomik olarak tükendikten sonra Hamas'ın ateşkes anlaşması için öne sürdüğü koşulları kabul etmek zorunda kaldı.
Trump'ın Gazze'deki “Rivierası” ile ilgili açıklamasından bu yana gördüğümüz düzeyde bir medya abartısı, sakin bir şekilde Kanada ve Grönland'ı ilhak etmek ve Panama Kanalı'nın kontrolünü ele geçirmek istediğini söyledikten sonra görülmedi. Bu açıklamaların neden ciddiye alınmadığını ve neden Gazze ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesiyle ilgili açıklaması gibi medyanın ilgisini çekmediğini merak eden var mı?
‘Rıza üretimi teorisi’ olarak adlandırılan ve tekrarın kabul yarattığı fikrine dayanan bir siyasi teori vardır. Bir diğeri de sel teorisidir; bu teoriye göre, stratejik kaos yoluyla siyasi anlatının kontrolünü ele geçirmek için kamusal alan ve medya, ne kadar gerçek dışı olduklarına bakılmaksızın ifadelerle doldurulur.
Trump'ın yaptığı da budur, dolayısıyla Filistinlileri Gazze'den Mısır ve Ürdün'e yerleştireceği ve onları kabul etmemeleri halinde Kahire ve Amman'a yaptırım uygulayacağı konusundaki ısrarı da bundan kaynaklanmaktadır. Bunun gerçekleşmeyeceğini ve çılgın fikrinin uygulanabilir olmadığını bilmesine rağmen bunu yapıyor.
Siyonist Başbakan Binyamin Netanyahu, Suudi Arabistan'ın Suudi topraklarında bir “Filistin devleti” kurmasını önererek Trump'ı geride bıraktı. Türkiye'de muhalefetteki Gelecek Partisi'nin lideri olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da sahneye çıkarak Filistinlilerin, İngiliz Mandası'ndan önce Gazze'yi yöneten son meşru varlık olan Osmanlı İmparatorluğu'nun meşru varisi olduğunu söylediği topraklara göç etmesini önerdi. Gazze Şeridi'nin özerk bir bölge olarak Türkiye'ye yeniden bağlanması gerektiğini vurguladı.
En komik öneri ve bence Trump'a en uygun yanıt, Siyonist varlığın güçlü bir destekçisi olan eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından Dubai'deki Dünya Hükümet Zirvesi'nde yapıldı. Johnson, Trump'la alay ederek Gazze sakinlerinin Trump'ın Florida'daki çiftliğine taşınmasını önerdi ve buranın milyonlarca insanın yerleşmesi için harika bir yer olduğunu söyledi.
Bu tür saçmalıklar medyadaki yayınları ve köşe yazılarını doldururken, kaos kamuoyu radarının altında tehlikeli hamleler yapmayı kolaylaştırıyor.
Tüm Arap liderler Trump'ın tuzağına düştü. Bu kasıtlı mıydı yoksa Trump'ın kendileriyle oynadığı cehennemi stratejik oyunun sonuçlarını ve bağlamını anlamadıkları için mi? Önümüzdeki hafta Trump'ın Filistinlileri yerlerinden etme önerisini görüşmek üzere acil bir Arap zirvesi düzenleyecekler.
Gazze halkının yerinden edilmesine ilişkin anlatı elbette yeni bir şey değil. Siyonistlerin 1948'de Filistin topraklarını gasp ettikleri ve Arap ulusunun kalbinde kendi varlıklarını kurdukları zamana kadar uzanıyor. Filistinlileri defalarca yerlerinden etmeyi denediler. Örneğin 1956'da Başbakan David Ben-Gurion bunu yapmaya çalıştı ancak Gazze halkının topraklarına olan bağlılığı planını uygulamasını engelledi ve proje başarısız oldu, tıpkı Trump'ın “Riviera” planının başarısız olacağı gibi. Siyonist varlığın bir diğer eski İzhak Rabin, uyandığında Gazze'yi denizde boğulmuş olarak bulmayı diledi. Ancak Rabin bir başka fanatik Siyonist tarafından öldürüldü ve Gazze'nin onuru tüm düşmanlarına meydan okuyarak yaşamaya devam etti. Aynı şekilde, haydut Trump'ın başkanlık dönemi sona erecek ve tarihin çöplüğüne gidecek, ancak Gazze gururlu kalmaya devam edecek, adı tarih kitaplarına altın harflerle yazılacak.
Sonuç olarak, yerinden edilmeyle ilgili tüm bu konuşmalar Gazze'deki Siyonist soykırım ve savaş suçlarından dikkati başka yöne çekmektedir. Sorumluların hala hesap vermesi gerekiyor ve bir sonraki adım işgalin tamamen sona erdirilmesi. Özgür Filistin!





HABERE YORUM KAT