1. YAZARLAR

  2. Akif Emre

  3. Gazze mi, Filistin mi, Kudüs mü?
Akif Emre

Akif Emre

Yazarın Tüm Yazıları >

Gazze mi, Filistin mi, Kudüs mü?

17 Temmuz 2014 Perşembe 15:31A+A-

Aslında Gazze saldırısı için İsrail'in sahici, inandırıcı bir gerekçesi yok. Belli ki, İsrail Gazze operasyonunu, yeni bir dönemin inşası için gerekçe olarak kullanmak istiyor.

Filistinlilerin kanı üzerinden yeni bir Ortadoğu ve Filistin denklemi kurmak için İsrail kendine özgü yöntemlere başvuruyor. Ortadoğu'nun parçalanmışlığının, Arapların güçsüzlüğünün üstüne Filistinlilerin askeri, siyasi anlamda en zayıf oldukları bir dönemde yeni bir denge kurma girişimi.

Öncelikle Filistinlilerin birlik hükümeti kurma girişimlerini parçalayarak bir kez daha ayrıştırdı. Abbas yönetimiyle beraber hareket etmek zorunda kalan Hamas'ın ve el-Fetih'in uzun sürede girdikleri dönüşüm sürecinin başlamasına bile izin vermedi. Muhtemel bir uzlaşı hükümetiyle Hamas İsrail'i hiç olmazsa 67 sınırları içinde kalmayı ilan etmeye zorlayabilirdi. Anlaşılan bu yönde bir uzlaşma bile İsrail'i rahatsız ediyor. Bu durumda İsrail ne yapmak istiyor, sorusu akla geliyor. İsrail sadece Hamas'ı yok etmek mi istiyor?

Bu soruya cevap vermeden önce önemli bir ayrıntıyı hatırlamamız gerekiyor. İsrail sadece Hamas-El fetih uzlaşmasını berhava etmekle kalmadı, iki devletli çözüm alternatifini de artık tanımadığını ilan etti. Bu durumda akla gelecek olan: Siyonist işgalcilerin Filistinlileri bomba yağdırarak dize getirmek istedikleri... Ama Filistinliler gibi dinamik bir halkın bu şekilde dize getirilemeyeceğini en iyi Siyonist koloniciler biliyor olmalı.

Evet, Hamas gibi İsrail'in varlığını tanımayan ve dünyaya terörist olarak sunulan İslamcı yapıların çökertilmesi ilk hedeflerden biri. Hazır, Mısır'da İhvan gibi bir yapı bile terörist ilan edilip denklemden çıkarılmışken onun Filistin uzantısını çökertmeye kimse ses çıkarmazdı. Nitekim öyle oldu ve Obama dahil terörle mücadele adına katliama açık çek verdiler. Siyasi ve askeri desteğin bir sonraki adıma matuf olduğunun işaretleri çıkmaya başladı bile. Önceki gün İsrail basınında çıkan bir yazıda İsrail'in iki devletli çözümü rafa kaldırırken üç devletli bir yapı düşündüğü ortaya atıldı. Yani, iki halk üç devlet formülü.

Gazze ve Batı Şeria olarak parçalanan Filistin hem coğrafi hem siyasi olarak ayrı ayrı muhatap alınacak ikili yapıya dönüşüyor. Bir yanda Batı Şeria'da asla bir devlete izin verilmeyeceği söylemi dillendirilirken diğer tarafta üç devletli çözüme zorlayacak planlardan söz ediliyor. Batı Şeria kendi halinde dururken Gazze'yi acılarıyla Filistin'den koparmak planı en azından söylem düzeyinde tutmuş görünüyor. Bölgesel olarak Gazze'nin bombalanmasına tepki gösterirken bile Filistin olarak algılamıyoruz, 'Gazze'ye yardım' çığlıkları atıyoruz.

Bu arada asıl sorunu gündeme getirme mecali bile kalmıyor biz Filistin sevdalılarının: Kudüs'ün işgal edilmişliği sorunu.

Gazze katliamı üzerinden yeni bölgesel denklemin nasıl inşa edilmek istendiğinin son örneği de Sisili Mısır'ın denkleme dahil edilmesiyle ortaya çıktı. Sisi'nin İsrail-Filistin meselesinde devreye girmesi demek Camp-David denkleminin yeniden sağlama alınması demek.

Yine dün İsrail basınında çıkan habere göre, 'düşük doğum' olarak anılan kısa süreli ateşkes girişimi, Batılı troykanın talebi ve Netanyahu'nun Sisi'yle yaptığı ve (son ana kadar) gizli tutulması istenen telefon görüşmesi üzerine gerçekleşmiş. Hamas'ın reddetmesiyle sonuçlanan bu kısa ateşkeste Sisi'ye gizli telefon görüşmesiyle rol verilmesi Ortadoğu denklemi ile yakından alakalı. Daha kontrol edilebilir, daha zayıf bir aktöre, hepsinden önemlisi toplumsal taleplerin siyasete yansımasının engellendiği bir rejime emanet edilmek isteniyor.

Suriye'den Filistin'e kadar önemli gelişmelerde Sisili Mısır, eski rolünü üstlenmesi için yeniden denkleme dahil ediliyor.

Unutulan bir şey var... Ne bölge halkları eskisi gibi susturulabilecek, dünyadan izole edilebilecek halklar ne de denklemi kurmak isteyenler eski güce sahipler. Tek avantajları sahte oluşumlarla İslam'ı İslam'a karşı savaştırma stratejileri... Müslüman basiretinin, tarihsel birikimin, her şeye rağmen bu oyunu bozacağından eminim.

Yeni Şafak

YAZIYA YORUM KAT