1. YAZARLAR

  2. SÜLEYMAN CERAN

  3. Gazze için gerekli olanı yapma zorunluluğumuz var!
SÜLEYMAN CERAN

SÜLEYMAN CERAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Gazze için gerekli olanı yapma zorunluluğumuz var!

23 Mayıs 2024 Perşembe 13:36A+A-

Güne başlarken dinç oluruz. Algılarımız açıktır. Sonrasında tempolu saatler geçirirken zorlanmayız. Vakit geçer. Yorgunluk hâsıl olmaya başlar. Dikkatimiz ara ara dağılır. Akşam olur, gün geceye evrilir. Uzun uyku saatlerine bırakırız kendimizi. Uykunun en derininde olduğumuz anlarda bile küçük bir çıngı, işaret, ışık yahut bir hareket refleks olarak kaldırır bizi; uyanıştır bu! Dünya’da da işler aşağı yukarı böyle işler.

Son kırk yılı emperyalistlerin taarruzlarını uykulu gözlerle izleyen, derin hülyalara dalan yeryüzü, işgalci İsrail’in Gazzeli sivillere hunharca saldırması ve Gazzelilerin de amansız direnişi vesilesi ile ilk kez ani bir sıçrayışla kendine gelmiş gibi görünüyor. Columbia Üniversitesi'nde başlayan ve dünyanın dört bir yanına yayılan Filistin'e destek gösterilerinin yeni merkezi Avrupa kıtası oldu: İngiltere’de Oxford, Cambridge, Newcastle, Birmingham, Liverpool, Manchester’da öğrenciler ayakta. Finlandiya’da Helsinki Üniversitesi; İsviçre’de Cenevre, Lozan, Basel’de Filistin bayrakları sahada. Avusturya’da Viyana Üniversitesi; Hollanda’da Amsterdam, Utrecht, Leiden’de eylemler aralıksız sürüyor. Fransa’da yasaklara rağmen Sorbonne, Sciences Po, Paris 8 direniyor. Danimarka’da Kopenhag Üniversitesi eylemlerin merkeziyken Almanya’da Humbolt ve Free Universty of Berlin’de gösteriler durdurulamıyor. İtalya’da Sapienza, Bolonya, Floransa ve Federico Üniversiteleri açık ara Filistin’in yanında. Belçika’da Gent, Anvers ve Liege Üniversiteleri ile direniş yurdu İrlanda’da Dublin Üniversitesi Gazze’yi yalnız bırakmıyor. Soykırımın başladığı günden beri uyumayan İspanya’da Valencia, Bask, Navarra, Aragon, Endülüs, Katalonya, Barcelona, Zaragoza Üniversiteleri direnişleriyle tarihe geçtiler bile.

Avrupa’da, Amerika’da gerçekleşen gösteriler, sakin selamet yapılan eylemler değil. Gösterilere katılan siviller için ciddi riskler söz konusu olmasına rağmen eylemler durmaksızın devam ediyor. ABD’de 13 yargıç, protesto gösterilerine katılanları işe almayacaklarını deklare etme cesareti gösterdi bile. Harvard Üniversitesi yönetimi, çimlerin üzerine kamp kuran öğrencilerin, gösterilere devam etmeleri halinde kampüsten "ayrılmaya zorlanacaklarını" bildirdi. Ohio Başsavcısı Dave Yost, Ohio'daki üniversite yöneticilerine, gösteriye katılan öğrencileri, ağır suç cezası alma olasılıklarına dair uyarmalarını tavsiye etti. California Üniversitesinin San Diego kampüsünde polis, Filistin destekçisi göstericilerin kamplarına müdahale etti ve 64 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan öğrencilere geçici uzaklaştırma cezası verildi. Gösterilerin Avrupa ayağında özellikle Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ve Avusturya’da gerçekleşen Gazze eylemlilikleri ciddi çatışmalarla, göz altılarla ve hatta tutuklamalarla engellenmeye çalışılsa da gençler, kararlılıkla direnişlerini sürdürmekteler.

Malcolm X’in/Malik el Şahbaz’ın: “Tüm uyuyanları uyandırmak için bir tek uyanık yeter” dediği yerdeyiz. Gazze, tek başına yaktığı çıngıyla milyonlarca insanı derin uykusundan uyandırıyor. Orman yangınlarında çam ağacı kozalaklarının tutuştuğunda kilometrelerce öteye fırladıklarından bahsedilir. Kıyıdan karşıdaki adaya sıçrayan kozalaklar yangını önüne alınmaz boyutlarda büyütürlermiş. Gazze’deki direniş, iman, tevekkül, sabır, dayanışma ve inanç ateşi öngörülemeyecek yerlere sıçrıyor ve oraları hareketlendiriyor. Bu öyle bir ateş ki 24 Şubat 2024’te, Aaron Bushnell isimli ABD askeri, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde "Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim" demiş ve başından aşağı benzin dökerek kendisini tereddütsüz yakarak can vermişti. Sonraki aylarda protestolarda kolları kırılan profesörleri, tutuklanıp okuldan atılan öğrencileri, işine son verilenleri, fişlenenleri gördü gözlerimiz.

Gazze soykırımına karşı Türkiye’de eylemlilikler belli şehirlerde ve kitleleşmeyen sayılarda kalsa da Avrupa’da yükselen bir tepki var. Bunun pek çok nedeni olabilir: Yerel seçimlerde Gazze sürecinin politik malzemeye dönüştürülmesi, farklı ajandalara sahip grupların kitleleri ürkütmesi, sürecin uzaması, sekülerleşmenin dizginlenemez hâle gelmesi, yükselen ırkçılık eğilimleri gibi nedenler sayılabilir. Ülkemizin işgalci İsrail’le ticaretini geç de olsa sonlandırması, Hamas üyelerini ve binden fazla yaralıyı misafir etmesi, yardım çalışmalarının kesintisiz devam etmesi, Cumhurbaşkanımızın açıklamaları bu minvalde son derece kıymetli gelişmelerdir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da yerinde ve ileri açıklamaları varken Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının Gazze konusundaki stabil tutumları anlaşılabilir değildir. Böylesine eşi benzeri görülmemiş soykırıma karşı durmaksızın yükselen, çeşitlenen ve belli amaca matuf eylemliliklerin olması gerekirken yaşanan yeknesaklık hayret verici boyutlardadır. Konuya ilişkin vebal etki, yetki, güç ve imkân sahibi dernek, vakıf, teşkilat sorumlularının üzerindedir. Gazze soykırımı sürerken söylememiz gerekirken söylemediklerimizden; yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan dolayı hepimiz hesap vereceğiz. Bunu birbirimize sıkça hatırlatmakta fayda mülahaza ediyoruz.

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum