1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Gazze ateşkesi: İsrail'in başarısızlığı ülkeyi kriz modunda bıraktı
Gazze ateşkesi: İsrail'in başarısızlığı ülkeyi kriz modunda bıraktı

Gazze ateşkesi: İsrail'in başarısızlığı ülkeyi kriz modunda bıraktı

İsrail'in mevcut gidişatını anlamaya yönelik her türlü girişim, kaçınılmaz olarak ülkenin kaosa sürüklendiğinin farkına varılmasına yol açmaktadır.

18 Şubat 2025 Salı 06:25A+A-

Abed Abou Shhadeh’in Middle East Eye’da yayınlanan yazısı Haksöz-Haber tarafından tercüme edilmiştir.

 

Gazze'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve İsrail güçlerinin Netzarim Koridoru'ndan çekilmesiyle birlikte hem İsrail hükümeti hem de muhalefet kendilerini karmaşık bir konumda buldu.

Geçtiğimiz bir yıl üç ay boyunca, Gazze'de soykırım yapıldığı ve bölgenin etnik olarak temizlenmesi gerektiği söylemi etrafında hem hükümet destekçilerini hem de muhalifleri kapsayan bir İsrail konsensüsü vardı.

Şimdi ise beklenmedik bir şekilde ABD'deki yeni Trump yönetimi İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu bir ateşkes anlaşmasına zorlayarak siyasi elitler arasında ve İsrail toplumunun kendi içinde bir kriz yarattı.

Bir yandan İsrail kamuoyu, İsrail medyasının ordunun karmaşık yer altı savaş stratejileri de dahil olmak üzere yer altı ve yer üstündeki taktik başarıları hakkında devlet propagandasını durmaksızın tekrarladığı 15 aylık bir kampanyaya rağmen Hamas'ın hala Gazze'de kontrolü elinde tuttuğunu görünce şaşırdı.

Öte yandan İsrail toplumu savaşın bedelini ekonomik, psikolojik ve insan hayatı olarak ağır bir şekilde ödüyor. 15 ay süren çatışmaların, sayısız bombalamanın ve ordunun insanlık dışı uygulamalarının ardından İsrail hala Hamas'ı ortadan kaldırmayı başaramadı.

Daha da kötüsü, Gazze'den gelen ve yerinden edilmiş Filistinlilerin Netzarim Koridoru üzerinden evlerine döndüklerini gösteren son görüntüler, Filistinlilerin anavatanlarına geri dönme söylemini güçlendirdi.

İsrail hükümeti şimdi temel bir ikilemle karşı karşıya. Itamar Ben Gvir'in aşırı sağcı Otzma Yehudit partisi ve Bezalel Smotrich'in Dini Siyonizm partisi tarafından temsil edilen dini milliyetçi gruplar dışında, hükümet üyelerinin çoğu savaşı sona erdirmenin zamanının geldiği sonucuna vardı.

Askeri başarısızlıklar

Ultra-Ortodoks partiler Shas ve United Torah Judaism, yeşiva öğrencileri için askerlik yasası konusunda üzerlerindeki baskıyı hafifleteceği umuduyla ateşkesi destekliyor. Ekonomik sağ kanadın üyeleri İsrail'in ekonomik gerilemesini durdurmak istiyor ve ateşkesle birlikte ülke ekonomisinin savaşın yıkımından kurtulabileceğini umuyor.

Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'a bağlı olanlar da dahil olmak üzere eski ordu generalleri, yerleşimci sağın Gazze'de yerleşim kurma arzusu dışında gerçekçi bir askeri hedef kalmadığını kabul ediyor ki bu da ordunun hazırlıksız olduğu askeri komplikasyonlar yaratacak bir hareket.

Yelpazenin diğer tarafında, savaş çabalarına tam destek veren ve soykırım söylemini sürdüren İsrailli merkez sol ve Siyonist sol partiler, şimdi İsrail'in Hamas yönetimini dağıtma, askeri kanadını (El Kassam Tugayları) yok etme ve askeri operasyonlar yoluyla rehineleri geri getirme hedeflerine ulaşamadığı gerçeğiyle boğuşuyor.

Gazze'de hayatını kaybeden rehinelerin birçoğu kapsamlı bir anlaşma ya da en azından daha akıllıca diplomatik manevralarla geri getirilebilirdi ki İsrail hükümeti bunu yapmayı reddetti.

Eğer şimdiye kadar İsrail'in polis kurumları Ben Gvir tarafından siyasi olarak ele geçirilmiş olarak görüldüyse, şimdi ilk kez İsrail ordusunun kendisi Siyonist konsensüsün kalbindeki geleneksel yerini kaybediyor.

Kriz, Gazze'deki soykırımdan sorumlu kilit isimlerden biri olan askeri şef Herzi Halevi'nin istifasıyla zirveye ulaştı. Halevi, insanlık dışı kararlar almaktan çekinmedi.

Ancak onun mirası sadece vahşet olmayacak; 7 Ekim 2023'teki başarısızlığı, ordu üzerindeki kontrolünü kaybeden beceriksiz bir genelkurmay başkanı olarak hatırlanmasını sağlayacak. Rütbeler içinde artık disiplini sağlama, iç yapısal değişikliklere öncülük etme veya etkili bir şekilde komuta etme yetkisine sahip değildi.

Liderlikteki başarısızlıkları (bazıları aşırı milliyetçi görüşlere sahip olan) sağcı subaylar tarafından otoritesine meydan okumak için istismar edildi ve üst düzey subayların seçimini etkilemek için Smotrich ile ittifaklar kurdular, özellikle de dini milliyetçileri tercih ettiler.

Kaosa sürükleniyoruz

İsrail'in Gazze'deki başarısızlığı ve Ben Gvir'in partisinin koalisyondan çekilmesinin ardından yaşanan siyasi kargaşa nedeniyle hükümet ve ordu şimdi işgal altındaki Batı Şeria'da, özellikle de Cenin mülteci kampı ve diğer kuzey bölgelerinde geniş çaplı askeri operasyonlar düzenleyerek diğer sağcı grupları yatıştırmaya çalışıyor.

Bu durum, Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'daki kendi meşruiyeti pahasına da olsa İsrail güvenlik güçleriyle devam eden işbirliğine rağmen gerçekleşiyor. Bu operasyonların asıl amacı, Netanyahu tarafından ihanete uğradığını düşünen ve Ben Gvir'in yaptığı gibi Smotrich'e koalisyondan ayrılması için baskı yapan dindar sağcı halk için bir eylem illüzyonu yaratmaktır.

İsrail'in mevcut gidişatını anlamaya yönelik her girişim, kaçınılmaz olarak ülkenin kaosa sürüklendiğinin farkına varılmasına yol açıyor. Sağ içinde derinleşen bölünmeler, siyasi elitler arasındaki parçalanma, toplumsal anlaşmazlıklar ve ordu içindeki gerilimler, kargaşa içindeki bir ülkenin resmini çiziyor. Ancak tüm bu başarısızlıkların arasında birleştirici bir faktör var: İsrail'in Filistin halkına karşı doymak bilmeyen intikam arzusu.

Gazze'den gelen görüntüler, her şeye rağmen Gazze halkının neden direnmeye devam ettiğini ve evlerine dönmekte ısrar ettiğini anlamakta zorlanan İsrail kamuoyu için hayati önem taşıyor.

Sağduyu, gücün bir sınırı olduğunu ve her şeyin daha fazla öldürme ve yıkımla çözülemeyeceğini dikte eder. Ancak İsrail'de siyasi yorumcular şimdi savaşın başarısızlığından “liberal ilerici batı değerlerini” sorumlu tutuyor ve bu değerlerin ordunun görevini tamamlamasını engellediğini savunuyor - İsrail ordusunda bu tür değerler neredeyse hiç olmamasına rağmen. Ordunun eylemlerini sınırlayan tek faktör, Amerikan silah sevkiyatındaki gecikmeler nedeniyle “aptal bombalar” ve d9 buldozerlerin yetersizliği olmuştur.

Ancak İsrail'in mevcut söyleminde rasyonaliteye pek yer yok. İsrail toplumunu, uygulanabilir tek çözümün Filistin halkıyla -işgalin sona erdirilmesi ve Yahudi üstünlüğünden vazgeçilmesi de dahil olmak üzere- siyasi bir anlaşma olduğuna ikna etmeye yönelik her türlü girişim sadece alay konusu olacaktır.

Hayalperest olarak görülmek istemiyorsanız, bunu İsraillilere açıkça söylememek en iyisidir! Muhtemelen bunu kendileri anlayacaklardır - zaten çok geç olduğunda.

 

* Abed Abou Shhadeh, Yafa'da yaşayan bir siyasi aktivisttir. Abou Shhadeh, 2018-2024 yılları arasında Yafa-Tel Aviv'deki Filistin toplumunun belediye meclisi temsilcisi olarak görev yaptı ve Tel Aviv Üniversitesi'nden siyaset bilimi alanında yüksek lisans derecesine sahip.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum