Fransa'da cumhurbaşkanlığı koltuğuna sosyalist aday François Hollande'ın oturmasından sonra milletvekili seçimlerini de sol ittifak açık ara önde tamamladı.

Sosyalist Parti'nin ikinci turdaki zaferi, yarı başkanlık sisteminin geçerli olduğu Fransa'da Cumhurbaşkanı François Hollande'ın iktidarını pekiştirdi.

Milletvekili seçimlerinin ikinci turu Sosyalist Parti (SP)'nin galibiyetiyle sonuçlandı. SP, tek başına yüzde 40,76 oy oranına ulaştı. Sol ittifak seçimlerde 320 milletvekili elde etti. Bu sonucun ardından 577 sandalyeli mecliste çoğunluk için gerekli olan 289 sayısına da Sol ittifak ulaşmış oldu. 

2007 seçimlerinin galibi Halk Hareket Birliği (UMP) ise yüzde 37,80 oyda kaldı. UMP mecliste 220 milletvekili ile temsil edilecek. Seçimlerde UMP’nin birçok önemli ismi meclise girmeyi başaramadı. Önceki dönemde İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan ve yabancılara yönelik açıklamalarıyla tepki çeken Claude Gueant’ın yanı sıra Çalışma Bakanı Nadine Morano da seçimi kaybeden liderler arasında yer aldı. Jean Marc Ayrault başkanlığında kurulan yeni hükümetin bütün bakanları ise milletvekili seçilmeyi başardı. 

IRKÇI LİDER SEÇİLEMEDİ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yakaladığı yüzde 17’lik oy oranıyla büyük sürprize imza atan aşırı sağ parti Ulusal Milli Cephe (FN) 14 yıl sonra Paris'e 2 milletvekili gönderdi. Henin-Beaumont bölgesinden aday olan FN lideri Marine Le Pen, yüzde 50.11 oy elde eden SP adayı Philippe Kemel’a karşı yüzde 49.89’da kalarak az bir farklı meclise girmeyi başaramadı.

Marine Le Pen, seçimden sonra yaptığı açıklamada (FN)’nin yeniden meclise girmeyi başardığına vurgu yaparak, ''Bu seçimler FN'nin, solun alternatifi olduğunu birkez daha gösterdi'' diye konuştu. Seçim sistemini eleştiren Le Pen, 6 milyon seçmenin oyuna ulaşmış bir partinin sadece 2 milletvekili çıkardığının altını çizdi. FN’nin kurucusu Jean Marie Le Pen’in 22 yaşındaki torunu Marion Marechal Le Pen de Fransa tarihinin en genç milletvekili oldu. 

Seçimlerin bir diğer süprizi ise Pyrenees-Atlantiques ikinci bölgeden aday olan MoDem partisi lideri François Bayrou’nun seçimleri kaybetmesi oldu. Partisinin 2 milletvekili kazandığı seçimlerde Bayrou yüzde 30,17’de kalarak, yüzde 42,78 oy oranına ulaşan Sosyalist Nathalie Chabanne’nın açık ara gerisinde yer aldı. 

Cumhurbaşkanı François Hollande’ın eski hayat arkadaşı ve bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adayı Segolene Royal ise, La Rochelle bölgesinde yüzde 62,97 oy elde eden sol aday Olivier Falorni’ye karşın yüzde 37.03’de kalarak meclise girmeyi başaramadı. Seçilmesi halinde meslis başkanlığı için aday olacağını belirten Royal, 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra milletvekili seçimlerinden de başarısızlıkla ayrılmış oldu. François Hollande’ın birliktelik yaşadığı Valerie Trierweiler’in Royal’in rakibini destekleyen açıklaması uzun sure tartışılmış, Hollande ise Royal’ın yanında yer aldığını söylemişti. 

Fransa milletvekili genel seçimlerine halkın ilgisi az oldu. 43.9 milyon seçmenden sadece 55,9'u oy kullandı.

Hollande'ın Sosyalist Partisi 577 sandalyeli Meclis'e 291 vekil sokarken, bu Hollande'ın 5 yıl boyunca hem senato hem de Meclis'te kendisine taraf çoğunlukla iktidarda olacağı anlamına geliyor.

Yeşiller 20, içinde Komünist Parti'nin de bulunduğu sol cephe 13 vekil çıkarırken, sol partilerin 1997'den bu yana çoğunluğu elde edemedikleri Meclis'teki toplam sanedalye sayısı 341 oldu.

SÜRPRİZLER

İkinci tur seçim sonuçları, Fransız siyaset sahnesinde önemli sürprizlere de sahne oldu.

2007 yılında düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sosyalist Parti'nin adayı olan, Cumhurbaşkanı François Hollande'ın eski hayat arkadaşı Segolene Royal, milletvekili seçilemedi.

Fransa'da Demokrasi Hareketi'nin lideri François Bayrou da ikinci turun ardından milletvekili olamadı. Bayrou'nun partisindeki iki aday ise ikinci turda yeterli oyu alıp milletvekili seçilme başarısını gösterdi.

Fransa'da aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen de yine ikinci turun ardından meclise giremeyen liderler arasında yer aldı.

Marine Le Pen, ikinci turu kaybederken, 1997 yılından bu yana ilk kez aşırı sağ partiden iki milletvekili meclise girme hakkı kazandı.

Fransız seçmeninin sadece yüzde 56'sının sandığa gitmesi ve oy kullanmayanların oranındaki rekor artış, yine seçimin dikkati çeken notları arasında yer aldı.

SARKOZY'NİN KAN KAYBI SÜRÜYOR

Fransa'da Cumhurbaşkanı François Hollande'ın partisi Sosyalistler, genel seçimlerin ikinci turunda büyük bir başarıya imza atarken, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği, daha önce ezici çoğunluğa sahip olduğu mecliste önemli ölçüde kan kaybına uğradı.

Seçim sonuçlarının ardından ''France 2'' televizyon kanalına konuşan Sosyalist Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, ''Bu güçlü ve sağlam çoğunluk bize mecliste istediğimiz değişiklikleri rahatça yapmamıza olanak sağlarken, önemli sorumlulukları da beraberinde getirecek''dedi.

Fransız Sosyalistler, gerek ülkede gerek AB içinde ekonomik krizin önüne geçilmesi için mali disiplini güçlendirmek yerine, daha fazla yatırım ile istihdamı artırmanın planlarını yapıyor.

Sosyalist Parti'nin 577 sandalyeli mecliste 308 ila 320 arasında milletvekiline sahip olması bekleniyor.

Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği ve ittifak yaptığı diğer küçük sağ partilerin ise yeni mecliste 213 ila 220 arasında sandalyeye sahip olacağı tahmin ediliyor.

AB İÇİN KRİTİK SEÇİM

İkinci turda elde edilen zafer, genelde AB politikalarına soğuk bakan radikal solun vereceği desteğe hiç ihtiyaç duymadan Sosyalist Parti'nin, beş yıl boyunca iktidarda kalıp, istediği yasa tasarılarını geçirmesine olanak sağlayacak.

Fransa'da Sarkozy dönemimdeki sağcı iktidar, Almanya ile mali krizin aşılması için ''daha fazla harcama yerine daha fazla kısıntı'' politikasına ağırlık vermeyi benimsemişti.

AB'deki siyasi gözlemcilerin merakla beklediği konu ise AB'nin iki büyük ve önemli ülkesinin liderleri Merkel ve Hollande'ın önümüzdeki dönemde nasıl uyum için çalışacağı.

Hollande, geçen hafta AB liderlerine ekonomik kalkınmaya ivme kazandırmak için 120 milyar avro tutarında yeni büyüme sözleşmesi önermişti.

Haziran ayı sonunda Brüksel'de yapılacak AB zirvesi, Merkel ve Hollande'ın önümüzdeki dönemde nasıl ve ne şekilde işbirliği yapacakları konusuna da bir anlamda açıklık kazandıracak.