1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. FETÖ ile Mücadelede Kumpasçı Zihniyet ve Taktikleri Adalet Sağlar mı?
FETÖ ile Mücadelede Kumpasçı Zihniyet ve Taktikleri Adalet Sağlar mı?

FETÖ ile Mücadelede Kumpasçı Zihniyet ve Taktikleri Adalet Sağlar mı?

Fethullahçı bloktan “Evet” blokuna transferin bedelini tek tip kıyafeti savunarak ödemeye çalışan Hüseyin Gülerce, Fethullahçı cunta ile mücadelede FETÖ’nün psikolojik harp taktiklerinin kullanılmasını da şiddetle tavsiye etmekte.

28 Aralık 2017 Perşembe 15:57A+A-

HAKSÖZ-HABER

FETÖ ile mücadele örgütün psikolojik harp taktiklerinin kullanılmasını şiddetle tavsiye eden Hüseyin Gülerce, tutuklu ve hükümlülerin tek tip kıyafet giymesine yönelik tartışma veya itirazları “Hayır blokuna destek verenler” çuvalına doldurup kendisinin de öteden beri “Evet” blokunda yer aldığını üstüne basa basa vurgulama ihtiyacı hissetmiş!

Bizler Müslümanız Sayın Gülerce! Rabbimiz “Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevketmesin” buyurmakta.

Fethullahçı zihniyetin kumpas ve taktikleri ne hayır ne de adalet getirir, ancak toplumun kimyasını bozar!

Hüseyin Gülerce’nin bugünkü Star’da (28 Aralık 2017) yayınlanan bahse konu yazısı:

Badem Kurusu, FETÖ’nün Kimyasını Bozdu

Türkiye; toplumsal duruş ve siyasal tercih açısından tam bir kutuplaşma içerisinde. Kestirmeden söylerseniz, Erdoğan karşıtları/düşmanları ile Erdoğan destekçileri/dostları şeklinde bir ayrışma var.

696 sayılı KHK'da yer alan “sivillere yargı muafiyeti” hükmü ile ilgili tartışmanın özünde de bu var. FETÖ tutuklu ve hükümlülerinin, duruşmalarda badem kurusu tek tip elbise giymesi konusundaki tartışmanın özü de böyle...

İstisnalar hariç, 16 Nisan referandumundaki ‘Evet’- ‘Hayır’ blokları diye isimlendirebileceğimiz bu iki blok, şu belli başlı olayların hepsinde, “Erdoğan düşmanlığı ya da Erdoğan dostluğu” duruşlarını/çizgilerini korudular:

‘Hayır’ bloğu: MİT müsteşarının 7 Şubat 2012’debir savcı tarafından ifadeye çağrılmasını sahiplendiler. Gezi olaylarına destek verdiler. 17/25 Aralık’a “yolsuzluk soruşturması” dediler. MİT tırlarının durdurulmasına, “hükümet, terör örgütlerine silah gönderiyor” diyerek sahip çıktılar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan karşısındaki Ekmeleddin İhsanoğlu isminde birleştiler. 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmiş olmasından rahatsızlık duydular. Nitekim ilk fırsatta FETÖ’nün “kontrollü darbe”, “tiyatro” algısına sahip çıktılar. 16 Nisan’daki referandumda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ‘Hayır’ dediler.

‘Evet’ bloğu:MİT Müsteşarının FETÖ’cü savcı marifetiyle ifadeye çağırılmasını, Erdoğan’a karşı savaş ilanı olarak gördüler. Gezi olaylarının, siyasi darbe girişimi olduğunu gördüler, Erdoğan’ın arkasında kenetlendiler. 17/25 Aralık’ın, “yolsuzluk” susturucusu takılmış bir darbe olduğunu bildiler, karşı çıktılar. “Menderes’i, Özal’ı yediniz, Erdoğan’ı vermeyeceğiz” dediler... Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı desteklediler, ilk turda seçilmesini sağladılar. 15 Temmuz darbe girişiminde hiç tereddütsüz sokağa fırladılar. “Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan” inancıyla Erdoğan’ın çağrısını, Çanakkale’ye koşar gibi sahiplendiler. Şehit oldular, gazilik payesi aldılar. Vatana, devlete, demokrasiye sahip çıktılar, FETÖ ihanetini sinelerinde söndürdüler. 15 Temmuz’un FETÖ eliyle tezgâhlanmış bir ihanet olduğundan asla şüphe etmediler. FETÖ’cü hainlerin emniyet/yargı/TSK içerisindeki darbeci elemanlarının, mahrem imamlarının, ByLock’çu Gülenistlerin yargılanmasına destek verdiler.

İşte bugün tartışılan iki konuda, iki blok da çizgisini devam ettiriyor.

Hayır bloğu: Sivillerin terör eylemlerine müdahalesi suç sayılmıyor, bu iç savaş çıkarır. “Terörle mücadele ediyoruz” diyenler karşı tarafı boğazlayacak… Tek tip elbise faşist uygulamadır.

Evet bloğu:15-16 Temmuz’da millet meşru müdafaa hakkını kullandı. Meşru müdafaa suç değildir. Darbecilere geçit mi verilseydi… “Kontrollü darbe” diyenler yarın kahraman gazilerimizi yargılamaya kalkabilir. Darbecilere karşı mücadele edenler, yargılamadan muaf tutulmalıdır…

Söz konusu kararnamedeki iki hususu da ‘Evet’ bloğu içinde mücadele eden biri olarak ben de destekliyorum.

15 Temmuz darbe girişimine geçit vermeyen sivilleri, hukuken korumalıyız. Darbecilerle mücadele edilmesini cesaretlendirmeliyiz. Bu ülkede FETÖ gibi, vesayetin cuntaları gibi bir daha darbe düşünecekler bilmeli ki, 15 Temmuz ruhu yine şahlanacaktır. Bu milleti demokrasiye, devlete, vatana, bayrağa sahip çıkmaktan kimse alıkoyamaz. Hukuka, insan haklarına gerçekten sahip çıkmak, darbecilerin karşısına dikilmekle olur.

FETÖ’cülere, duruşmalara gider gelirken ve duruşma esnasında badem kurusu elbise giydirilmesine gelince. Fetullah Gülen haininin en iyi bildiği şey psikolojik harptir. Hala Amerika’dan, Avrupa’dan, içerde belli medya üzerinden, CHP destekli psikolojik harp yürütüyor. Fuat Avnili psikolojik algı operasyonlarını unutmadık.

F. Gülen’in moralini en çok bozan, kendisine psikolojik harp uygulanmasıdır. Mesela, “ilkokulu dışarıdan bitirmiş emekli vaiz” dediniz mi kimyası bozulur, bir hafta kendisine gelemez.

Şimdi bu badem kurusu elbiseler giydirilmesi var ya, FETÖ’ye karşı yapılmış en esaslı psikolojik hamledir.

Şimdiden FETÖ tutuklu ve hükümlülerinin, kripto FETÖ’cülerin, firardaki Gülenistlerin dünyaları alt üst oldu. Moralleri bu güne kadar hiç böylesine bozulmamıştı…

HABERE YORUM KAT

3 Yorum