1. YAZARLAR

  2. Yavuz Bahadıroğlu

  3. Evlilik programları
Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Evlilik programları

14 Ağustos 2011 Pazar 00:03A+A-

Bazen “eğri” ile “doğru” öylesine bir birine karışıyor ki, zamanla “eğri”yi “doğru”, “anormal”ı “normal” gibi görmeye başlıyoruz!

Mesela özel televizyonların evlendirme programları “normal” değil, ama bize “normal” gibi geliyor...

O tür programlarda kullanılan yapay dil ve üslup son derece tiksindirici, çünkü ne doğallık var, ne şiveye hâkimiyet...

Türkçe düpedüz ekranlar arasında katledilirken, biz koltuklarımızdan gülümseyerek seyrediyoruz. Yani suça iştirak halindeyiz...

Sayın Bülent Arınç, evlilik programlarını kastederek “midem bulanıyor” demekte haklı; doğrusunu isterseniz benim de midem bulanıyor.

Evlilik kutsal bir müessese... Türkçe konuşma ve dua lisanım. Bunlarla kimsenin oynamaya hakkı yok...

Zaten evlilik öyle günübirlik tanışmalarla, madde eksenli anlaşmalarla yürütülebilir bir şey değil. Nitekim ekran evliliklerinin çoğunun sonu hüsran oluyor.

Eski evliliklerin sağlam olmasının bir sebebi de önemli süreçlerden geçtikten sonra gerçekleşmeseydi. Aile büyükleri kararı tümüyle çocuklara bırakmaz, yerine göre devreye girerler, deneyimleriyle yol gösterirlerdi.

Önce “flört” çıktı başımıza, sonra da evlilik programları...

Ekranda tanışıyorlar, ekranda konuşuyorlar, ekranda evleniyorlar. Bu arada sunucunun reyting amaçlı laubali tavırları, profesyonel stüdyo seyircilerinin öğretilmiş şamataları işin tuzu-biberi oluyor...

Gerçekten de artık buna bir dur denmeli!

Kazandıkları paralar yeter!..

Yıktıkları hayaller yeter!..

Oynadıkları kurumlar yeter!

Kimse şunu unutmasın ki, bu oyunun malzemesi insandır. İnsan kutsal varlıktır. Reyting uğruna insanı buruşturup kenara atamazsınız.

Ama gördüğüm kadarıyla yapılan budur.

Zaten çağımızda evliliğe musallat olan envai çeşit parazit var. Kimi telefon, kimi internet kanalıyla evlilikler çözülüp çöküyor. İletişim araçları ve medya yangına körükle gidiyor. Evlilik müessesesini kuvvetlendirecek programlar yerine, evlilik kurumunu hafife alan programlar yapıyor...

Biz de güle güle katılıyoruz...

Enkaz altında kaldığımızda da bakalım gülebilecek miyiz?

Sık sık ekranlarda izlediğimiz “sanat çevreleri”nin aşk, arkadaşlık ve evlilik serüvenleri de başka bir âlem...

Günübirlik “sevgili” değiştiriyor, neredeyse ayda bir boşanıyorlar...

Seyrede ede bize bu tür yaşantılar da “normal” gibi gelmeye başladı, ama asla “normal” değil...

Toplum uzun süredir anormal şartlara alıştırılıyor. “Sanatçı” dünyasında yaşananlar kasabalardan sonra köylere kadar gidiyor. Evlilikler çöküyor, aileler dağılıyor...

İsveçli meşhur aile hukuku hocası Prof. Gaston Jezz’in şöyle bir tespiti var:

“Türk milletinin elinden âile nizâmını alınız, geriye hiçbir şey kalmaz.”

İster istemez, bu tür programların yalnızca para için mi, yoksa daha derin amaçlar için mi yapıldığını düşünmekten kendini alamıyor insan.

İyi ki Bülent Arınç kalitesinde siyasetçilerimiz var...

Nesle sahip çıktığınız için teşekkürler Sayın Arınç!

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT