1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. Doktor Cellat ile Ras-Putin
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Doktor Cellat ile Ras-Putin

12 Haziran 2012 Salı 02:16A+A-

3 Haziran 2012 tarihinde yeni Meclis’in açılışındaki konuşmasıyla birlikte Beşşar Esat’ın sıfatı Doktor Cellat’a çıktı. Daha önce de kendisine Batinilerin Başdaisi Meymun Kaddah’dan mülhem olarak Beşşar el Kaddah deniliyordu.

Hule katliamından dokuz gün sonra Meclis’te yaptığı skandal konuşmasında adeta katliamlara ağıt yakmak yerine bahane üretmiştir. Konuşmasında şöyle demiştir: “Cerrah doktor ameliyat odasına girdiğinde yarayı açar ve yara kanamakta ise orasını alır, keser ve koparır. Bu durumda doktora ne kötü ettin ellerin kırılsın, ellerini kirlettin mi demeliyiz? Ya da eline sağlık hastayı kurtardın mı demeliyiz?” Aptalca sözleri böyle devam edip gidiyor. Lakin taraftarları her zamanki gibi zırvalarına tevil üretiyorlar.

Tarafgirliğin, yandaş ve candaşlığın hakkını veriyorlar! Candaşlar kör lakin karşılarında göz doktoru var. Onun gözü açık. Bu sözleri de dinledikten sonra iyice kanaat getiriyorsunuz ki, Suriye’de korku filmi acılığında izlediğiniz bu film, film değil gerçeğin ta kendisi. Sırplar bu gerçek filmi bize 1992-95 yılları arasında tattırmışlardı. Sırplardan veya Çetniklerden sonra en canlı ve kanlı gösteri Beşşar’ın çeteleri veya Şebbiha adı altındaki ölüm mangaları tarafından icra ediliyor. Baş Şebbiha ise Doktor Cellat. Beşşar’a göre Suriye hasta ve tabib-i hazık olarak kardeşi Mahir ile birlikte ülkeyi boydan boya ameliyat ediyor. 3 Haziran tarihli konuşmasında katliamı kınadığını söylemiş ve bu katliamı canavarların bile yapmayacağını ifade etmiş. Burada kendisini tarif ediyor. Şu farkla ki, demek ki artık canavarlık bile kesmiyor. Onun ötesinde bir sıfata layık. Bu ailenin canavar olduğu Esma’nın itirafından da belli. Suriye yönetimince kullanılan e-mail hesaplarından yapılan yazışmalar Suriyeli muhaliflerce ele geçirilmiş ve bazı Arap ve Batı medya organlarına dağıtılmıştı. Daily Telegraph Gazetesi’nin yayınladığı e-postadan birinde Esma Esad, Lübnan Başbakanı’nın yeğeni olan Azmi Mikati’ye internet üzerinden yaptığı bir testin sonucuna göre canavar çıktığını söylüyor. Mikati de yalakalık kabilinden Esma Esad’a cevaben yazdığı e-postada “Şimdi sözlükten canavarın anlamına baktım. Melek gibi saf, zeki, nazik ve güzel anlamına geliyor” diyor.

*

Suriye Kabileler Federasyonu Başkanı Salim Abdulaziz Musallat, Beşşar’ın Doktor Cellat olduğunu ve Suriye halkının toplu halde silkelenerek bu celladı tepelemelerini ve üzerlerinden atmalarını istiyor. Suriyeli celladın uluslararası bir ortağı da var. Ras-Putin. Yeni Rus Çarı olmak isteyen Ras-Putin Beşşar’ın hamisi. Peki! Ruslar, Sırp kuzenleri gibi neden Beşşar’a sahip çıkıyorlar? Onlar da mı Sırp? Beşşar giderse Nuseyriler, Şiiler ve Ortodokslar sahipsiz kalırmış! Azınlıklar için garanti istiyorlar.

Mısır ile birlik bozulduktan sonra Nasır yeni Suriye rejimini suçluyor. Onlar hakkında tarihi değerlendirmede bulunuyor. Suriye’yi Mısır’dan koparanları çete olarak tanımlıyor. Bunların ırk ayrımcılığı yaptıklarını ve mezhepçilik (taifiyye/sekterizm) yaptıklarını ve azınlıklara imtiyazlar vererek çoğunluğu iktidar mevkiinden uzaklaştırdıklarını ve bastırdıklarını söylüyor. Suriye’deki Baasçıların ülkeyi iki kısma ayırdıklarını ve bütün nimetlerini azınlıklara peşkeş çekerek dipçik kuvvetiyle çoğunluğu haklarından mahrum ettiklerini ifade ediyor (http://www.youtube.com/ watch?v=JhiZiwJuaFA&feature=fvwrel). Esasında, Mısır’dan kopmanın nedeni ülkede azınlıklar saltanatı kurmaktı. Said Havva, Nasır’la ideolojik sürtüşme içinde olsalar da İhvan olarak bundan dolayı Mısır’la birliği tercih ettiklerini ifade etmiştir. Zira alternatifi azınlıkların diktatörlüğü idi. Ve Suriye Mısır’dan ayrıldıktan sonra ülke adım adım bu tuzağa çekilmiş ve bataklığa düşmüştür.

*

İşte Ras-Putin ve avenesi açıktan bu azınlık diktatörlüğüne sahip çıkmaktadır. Çıkarları Ortadoğu’da çekişme üzerinden yeniden nüfuz kazanmaktır. Bunun için kendilerini yeniden Ortodoksluğun ve Şii ve akraba mezheplerin hamisi olarak ortaya sürmekte ve kan üzerinden siyasi ticaret yapmakta ve durumdan vazife çıkarmaktadırlar. Kendilerine yeni bir siyasi malzeme bulmuşlar ve bunlar üzerinden çekişme alanları üreterek nüfuz kazanmaya çalışıyorlar. Sanki Orta Asya’yı vaktiyle ve halen söğüşledikleri yetmiyormuş gibi şimdi de Ortadoğu’yu söğüşlemenin ve kaymağını yemenin derdine düşmüşler. Ahmet Dusuri adlı yazar Lavrov ve benzerleriyle geçmişteki görüşmelerini hikaye ederek Rusların da Arap sermayesinden pay almak istediklerini ve Suriye’deki politikalarının da bundan kaynaklandığını savunuyor ve ağlayan Ruslara meme verilmesini tavsiye ediyor! Aç ayıya tahabbup göstermek onun iştahını açacaktır. Düşman bir iken İran ve Beşşar rejimi sayesinde bölgeye yeni düşmanlar dadanıyor. Kimi Arap yazarların ifade ettiği gibi, esasında Rusya’nın Suriye’de kayda değer bir nüfuzu yok. Lakin çekişme üzerinden yeni nüfuz alanları kazanmak istiyor. Peki! Rusların derdi ne ve ne istiyorlar? İslam dünyası üzerinden yeniden dünya gücü olmak istiyorlar. Bunun için de ellerinde İran-Beşşar gibi bir malzeme var ve bunları kullanarak bölgede kutup başı olmanın yollarını arıyorlar. Yeni dönemde de Tartus’daki deniz üssünden vazgeçmek istemiyorlar.. Petrol arama ve yatırımı peşindeler. Yani Orta Asya petrollerinde tekel oldukları gibi Ortadoğu’dan da pay almak derdindeler. ABD’nin ahmaklığı ve İsrail sayesinde yeniden palazlanıyorlar. Bölgeye yönelik en büyük silah tedarikçisi kalmak istiyorlar. Ortodoksların kartını kullanmak istiyorlar. Bundan dolayı son sıralarda Ortodoks Patriğini aktif hale getirdiler ve o da Suriye konusunda olur olmaz konuşmalar yapıyor. Abdurrahman Raşid adlı yazara göre, Moskova’nın Suriye politikasında tıkaç hale gelmesinin temel nedenlerinden birisi bu alanda İsrail ile eşgüdüm politika izlemesidir. İsrail’in telkinleridir. Gassan İmam adlı yazara göre, Doktor Cellat ile yeni bir Ras-Putin vakasıyla karşı karşıyayız. Bunu savuşturmanın yolu, ateşi ön bahçesine taşımaktır. Öncelikle de onları İKÖ gibi alanlardan dışlamak gerekiyor. Hem İran ve hem Rusya’ya yönelik izlenecek politika teşvik değil, şantaj alanlarını kurutacak politikalar olmalıdır. Albert Çernişev’in dediği gibi: Sırça köşkte oturan başkalarının evine taş atmasın!

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum