1. YAZARLAR

  2. Şengül Çelik

  3. Dikkat: 'Örtülü' Tellak Aranıyor
Şengül Çelik

Şengül Çelik

Yazarın Tüm Yazıları >

Dikkat: 'Örtülü' Tellak Aranıyor

15 Ağustos 2009 Cumartesi 05:02A+A-

Yeni kurulacak "İrtica Otel"inin "Caiz Hamamı"nda görev yapacak 1.70 ve üzeri boylarında, genç, güzel, bakımlı, "makyaj" yapmasını bilen, her şeyden önemlisi "başörtülü" tellak aranmaktadır. Adaylar arasında yapılacak mülakatta "takvalı" olanlar tercih edilecektir.

Evet, yanlış duymadınız, başörtülü tellak da nereden çıktı şimdi demeyiniz lütfen, küresel dünyanın yaygın ekonomik düzeni kapitalist anlayışta her şey basit bir arz-talep meselesidir. Aslında çok basit olan bir sorunun cevabını çok perspektifli ama yüzeysel izah etmek gerekirse bu neredeyse kundaktaki bebelere malum olan meselenin trajikomik süreci başörtüsünün ne olduğunu çok iyi bilip de kabul etmeyen bu yüzden de yeni tanımlar arayışına giren güruh tarafından başlatılmıştır. "Başörtüsü nedir?" gibi basit ve anlaşılır sorusunun kesin ve net verilen cevabını "Başörtüsü neyin sembolüdür?" sorusuyla bir bilinmeze çevirmişlerdir. Yapılan iş, kuyu deşme kahramanları ile meşhur bir memlekette kasıtlı olarak kuyuya taş atmaktır. İşte yıllar önce atılan o taş o gün bu gündür sürekli kuyudan çekilen kovalarla halkın önüne gelip gelip gitmektedir. Kovasını her daldıran bir taş çıkarmıştır çıkarmasına ya kimse kimsenin çıkardığını beğenememiştir.

İLLE DE BİR SEMBOL OLACAKSA...

"Başörtüsü neyin sembolüdür?" Efendim toplumda bu kadar çok Ahmet Haşim hayranı ve taraftarı olduğunu en oturaklı edebiyatçılarımız bile tahmin edememiştir. Aynalara küskün bu şairimiz, anlatacaklarını doğrudan ifade etmez, semboller kullanmayı tercih ederdi. Toplumdaki Ahmet Haşim taraftarları ne hikmetse 90'lı yıllarda başörtüsünü keşfedip onun neyin sembolü olabileceğine dair yeni bir akım başlatmışlardır. Yaklaşık 20 yıldır gündemden hiç düşmeden tazeliğini koruyan, her zaman popüler ve sağa sola bakmadan herkese prim yapan bu akımın elbette birtakım sosyolojik, psikolojik, ekonomik, politik ve dahi fenomenolojik açılımları bulunmaktadır.

Başörtüsü sosyolojik açıdan: 1. Kentleşmenin yanında köylü kalmışlığın, modern kadının yanında (modernlik ölçü birimi bu kontekste çıplaklık olmuştur) gerici kadının, özgürlüğün yanında tutsaklığın, bilmenin yanında cahilliğin (sözü geçen bilgi türü ancak ve ancak Mey, Kazmaüreten, Şey Grill, Limonata gibi nadide aydınlanma dergilerinden edinilmektedir) Bodrum'a yaz tatiline giden balkon vücutlu beylerin yanındaki manken görünümlü kızların yanında yazları memleketin bilumum çimenlerinde göbek kaşıyan beylerin yanındaki mangal yelleyen kadının tilki kürkü, yılan derisi ayakkabısı ile hayvan haklarını savunan teyzelerin yanında bindiği ciple çevreye zarar veren bacıların ...... diye uzayıp giden bir listenin sembolüdür.

Psikolojik olarak başörtüsü: 1. Kıskanç erkeğin kadınına dayatmasının (ki bu sayede başını kapatıp orasını burasını açan bu halleriyle de eksantrizm peşinde koşan moda dünyasına yeni ilham kaynağını oluşturan güruhun) kıskanç kadının erkeğine dayatmasının (ki açık çalışan kadın yerine örtülüsü her zaman müreccahtır anlayışıyla kıskançlıklarını bastıran ve "metresi kaç kuruş" gibi iş dünyasını hatırlatan e e kötü bir sözcüğü sözlükten sildirip yerine usturuplu "imam nikâhlı 2. 3. 4...eşi" terimini oluşturanların) Namus düşkünü babaların dayatmasının (ki bu sayede kimi cami avlularını kafelerle yarışır hale getirip minareleri ağlatan MSN'den eş arayan kızcağızların) sembolüdür.

Ekonomik açıdan başörtüsü: Yoksul semtlerin gözbebeği gibi görünse de önce "İşyerimde örtülü çalıştırmam." diyen, sonra rengârenk örtüler üretip ceplerini dolduran Hittali Bey gibi adamların sermayelerini katlatan bereketli bir tüketim aracının, bu pazardaki pastanın büyüklüğünü fark eden bir yanda siyasetçilerinin, "İslam'ı" bahane edip Avrupa Birliği'ne taş koymaya çalıştığı başta Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin diğer yanda modacılarına, ekonomik krize yeşil çareler ürettiren araçlardan birinin sembolüdür.

Politik açıdan başörtüsü: Her seçim öncesi miting alanlarının, vaatkeşlerin bir numaralı propaganda aracı olup seçim sonrası aynı tas aynı hamam yola devam denilip rafa kaldırılan dosyanın, çocukluğunda eski aylardan yıldız yapıldığı masalına canı gönülden inanan, dönme-dolaptan yönetime katılan yeni açılım avcılarının yanar döner oyuncağının sembolüdür. Töre bağımlılarının seçim meydanlarında kutsadığı ama bir türlü Meclis'ten içeri sokmadığı, evlere girerken hijyen için soyulan ayakkabılar gibi Meclis bahçesinde bıraktığı gelenekten gelip geleceğe geçirilemeyen bayrağın sembolüdür.

ASLINDA TEK GERÇEK ANLAMI

Fenomenolojik olarak başörtüsü nedir diye sorarsanız o, bir metrekarelik kumaş parçasıdır ama onu yaptığın yapacağın tanımlarla tüketemezsin. Sen onu her tanımlamanda bir yüzünü keşfedersin ama o her an yeni bir yüzüyle çıkar ortaya. Bir bakarsın "gericilik" yaftası olmuş, bir bakarsın "ultra-modern"liğe ulaşmış. Keşfettikçe açılacağını sanırsın ama yanılırsın. O keşfedildikçe kapanır, kapandıkça okunur, okundukça açılır, açıldıkça sonsuzlaşır ve senin ömrün biter onun anlamları bitmez.

Bu arada önemli bir farkı açıklamakta da yarar var. Çoğu zaman "örtülü" ile "başörtülü" sözcükleri birbirlerinin yerine kullanılsa da aslında aynı anlamları taşımazlar. Başörtülü kadın, yurdumun herhangi bir sokağında her an görebileceğiniz sıradan bir insan varlıktır. Örtülü kadınsa "örtülü ödenek" gibi ne olduğu nereden geldiği nereye gittiği amacının ne olduğu belli olmayan, belli olsa bile umuma duyurulmayan karabatak gibi bazen görünen bazen kaybolan sırlı, gizemli bir varlıktır. Tüketim asrının ekonomik dehaları ahlakçıları susturmak için nasıl malum dergileri poşetle tesettüre girdirip halka sunmakla daha fazla kâr elde ettiyse aynı politikayı "resimde tutan elbette canlısında da tutar" mantığıyla örtülü kadını garson, erkek berberi, taksi şoförü, dişçi, işçi yaptı. Niyet ise; kutsal tüketim eylemini körükledikçe körüklemek, hal böyle olunca kurbağa bacağı, karides, istiridye, portakallı ördek out; örtülü kadın ve temsil ettiği kültür: kuru fasulye, çiğ köfte in.

Eee ibreler ne yana oynarsa biz de o yana. Malum ilim karın doyurmuyor. Sermaye denen ticarî ayrıcalığı elde eder etmez Hakirköy'de açacağım İrtica Oteli'nin Caiz Hamamı'nda çalışacak örtülü tellak aramaktayım. Mülakatı geçenlerin başlarına yurtdışında özel siparişle üretilmiş ekose desenli "bölbizi" marka örtü, bellerine aynı desenden peştamal müessesemizin eşantiyonu olarak verilecektir. Takvalı olanlara öncelik tanınacaktır. Efendim bilenlere bilmeyenlere, takva vikaye kökünden gelir sağlamlaştırmak anlamı da bulunur. "Mana yüklü kavramlar alınır, itina ile boşaltılıp isteğe göre anlam yüklenir" servisinin Cinnah şubesinden sizin için yepyeni anlam yüklettim "Takvalı Tellak" keseyi sağlam, itinalı atan kişidir. Bu arada aslen dinî literatüre ait olan başörtüsünün Müslümanlara göre neyin sembolü olduğunu hâlâ merak eden varsa söyleyelim; başörtüsü, Yaratıcı'ya itaatin, yani kulluğun sembolüdür ve Müslüman kadının vazgeçilmezleri arasındadır. Onun için Yaratıcı'sının emrini ifade eder o kadar, gerisi laf-ı güzaftır.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT