1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. “Dediler ki: ‘Korkma, biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz'"
“Dediler ki: ‘Korkma, biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz'"

“Dediler ki: ‘Korkma, biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz'"

“Dediler ki: ‘Korkma, biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz.’" (Hicr/53) 

26 Nisan 2025 Cumartesi 07:30A+A-

 

قَالُوا لَا تَوْجَلْ اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ ﴿٥٣﴾ 

  

53- Dediler ki: "Korkma, biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz." 

  

قَالَ اَبَشَّرْتُمُون۪ي عَلٰٓى اَنْ مَسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ ﴿٥٤﴾ 

  

54- Dedi ki: "Bana ihtiyarlık gelip-çökmüşken mi müjdeliyorsunuz? Beni ne ile müjdelemektesiniz?" 

  

قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ ﴿٥٥﴾ 

  

55- Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." 

  

Onlar “Korkma, biz sana bilgin bir oğlun olacağını müjdeliyoruz” dediler.” 

Bu şekilde müjde vermişlerdi. Surenin akışı da ayrıntıya girmeden çabucak geçiyor. 

Yine burada sadece İbrahim peygamberin cevabı yeralıyor. Karısına bu esnada söylediği sözlere değinilmiyor: 

“İbrahim, “Hayli ilerlemiş yaşıma rağmen mi bana bu müjdeyi veriyorsunuz? O halde neye dayanarak müjde veriyorsunuz” dedi.” 

İşin başında Hz. İbrahim, hayli ilerlemiş yaşına rağmen bir evlâdının olacağına ihtimal vermiyor. (Başka bir yerde de değinildiği gibi, karısı da kocamış ve kısırdır.) 

Melekler hemen O’nu kuşkulardan uzaklaşıp kesin inanca çağırıyorlar: 

“Onlar dediler ki; “Sana bu müjdeyi gerçeğe dayanarak veriyoruz, sakın umutsuzlardan olma.”   

Yani karamsarlardan olma. Hz. İbrahim derhal kendine geliyor ve Allah’ın rahmetinden ümit kesme kuşkusunu içinden söküp atıyor. 

FİZİLALİL KUR’AN  

Buradaki âlim bir oğulla kastedilen İshak (a.s) dır. Sâffât sûresindeki Halîm bir oğul müjdesiyle de İsmail (a.s) kastediliyordu.  

Bu yaşımda mı bana bu müjdeyi veriyorsunuz? Bu halimle benim nasıl bir çocuğum olabilir? Gerçekten ikisinin de yaşları belliydi. 90,100 yaşını aşmışlardı. Her ikisinden de dünya hesabına göre bir çocuğunun olması mümkün değildi. O ana kadar Rabbimizin yeryüzünde uyguladığı yasası böyleydi. Ama Adem’i topraktan yaratan, Havva’yı da Ondan yaratan Allah elbette Sâre’den de bir çocuk dünyaya getirmeye muktedirdi. Allah’ın gücünün yetmeyeceği ne var ki? Fakat İbrahim (a.s) in bu sorusunu ve hayretini de yadırgamamak gerekir. O diyordu ki yâni bu iş nasıl olacak? Ben yüz yaşında, karım da kısır. 

Evet İbrahim (a.s)böylece hayretini dile getirince melekler buyurdular ki: Sana hak olarak müjde veriyoruz. O çocuğun dünyaya gelmesi haktır ve sen sakın bu konuda umutsuzlardan olma. Çünkü onu senden ve karından dünyaya getirecek olan başkası değil Allah’tır. Dilediği zaman var eden, dilediği zaman yok eden O’dur. Bu âlemde insanlar ancak O’nun izniyle bir hayat yaşamaktadırlar.  Göklerin ve yerin sahibi O’dur. Dilediğine oğullar kızlar verir, dilediklerini de çocuksuz bırakır. O Alîmdir, O Kadîrdir. 

BASAİRUL KUR’AN 

HABERE YORUM KAT

3 Yorum