1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. Bütün günahların çekirdeği: Yalan(cılık)
Bütün günahların çekirdeği: Yalan(cılık)

Bütün günahların çekirdeği: Yalan(cılık)

​​​​​​​İmanın ve küfrün mahalli kalptir. Küfür ve şirk kalben ve kavlen yalancılıktır. İbadetlerin, amel-i sâlihin ve güzel ahlakın mahalli, kalıptır, bedendir. İbadetsizlik ve günahkarlık kâlıben/bedenen (fiilen) yalancılıktır.

10 Eylül 2020 Perşembe 15:42A+A-

İlahiyatçı-yazar Dr. Musa Hub’un sosyal medya hesabından @DrMusaHub paylaştığı değerlendirmeleri önemine binaen biz de okurlarımızla paylaşıyoruz.

“Bütün günahları tek bir kelimede toplayabilir misin?” deseler, “evet, bütün günahları tek kelimede toplayabilirim: yalancılık!” derdim. Yalancılık, günahlar günahıdır ve bütün günahların çekirdeğidir. Bu sözü en azından en büyük günahlar ölçeğinde biraz açalım:

Dinde en büyük günahın ne olduğunu tespit için, temelde dinin ne olduğundan hareket etmek lazım. Din nedir? İslam Peygamberi’nin (s.a.v) dilinde bildiğimiz tek din tarifi: “Din, dürüstlüktür; Allah’a, Kitabına, Rasul’üne, Müslümanlara ve Yöneticilerine.” hadis-i şerifidir.

Madem ki "Din, dürüstlüktür." O halde en büyük günah, dürüst olmamaktır, yani sahtekarlıktır, ikiyüzlülüktür; tek kelimeyle yalancılıktır. Çünkü ikiyüzlülük ve sahtekarlık da bir yalancılıktır, iç yüzün dış yüzü yalanlamasıdır.

"Din, dürüstlüktür..." hadisindeki Tenezzülî Dürüstlük ve Yalancılık (Günah) Hiyerarşisi: Din; Allah'a (1) Kitabullaha (2), Rasulullaha (3), Müslümanlara (4), İnsanlara (5) ve bütün varlıklara (6) karşı dürüst olmaktır. En büyük günah da, Allah'a, kitabına.. karşı işlenendir.

Dürüstlük hadisi göstermektedir ki: Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanlara, Tüm İnsanlara ve Varlığa karşı dürüstlüğü ölçüsünde mü’min, doğrudur; dürüstlükten uzaklaştığı ölçüde yalancıdır.

Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanlara, Tüm İnsanlara ve Varlığa karşı yalancılık seviyesine göre günahların şiddeti de artar veya azalır.

Yalancılık ile günahkârlık arasında bir doğru orantı vardır. İnsanın dürüstlük hiyerarşisinde yalancılığı nisbetinde günahkârlığı çoğalır yahut eksilir.

Bütün günahların çekirdeği küfürdür, küfrün çekirdeği ise kizbdir, yalancılıktır. Yalancılığın zıttı ise doğruluktur, dürüstlüktür ki en büyük hayırlar, doğruluktan-dürüstlükten doğarlar.

Bütün günahların çekirdeği olan en büyük günah, yalancılıktır. Bütün hayırların çekirdeği olan en büyük hayır da doğruluktur, dürüstlüktür. Bu gerçeği büyük günahlar üzerinden açalım.

Dinin dürüstlük olduğuna itibarla, büyük günahları, dürüstlük derecelerine mukabil yalancılık derekelerine göre şöyle anlayabiliriz:

1. Allaha/Ulûhiyete karşı yalancılık: Allahı inkar ve Allaha şirk koşmaktır. Tevhid, Allaha imanda dürüstlüktür, yani Uluhiyete karşı doğruluktur-dürüstlüktür. Şirk ve nifak, Allaha imanda yalancılıktır, yani Ulûhiyete karşı yalancılıktır.

2. Rubûbiyete/Kitabullaha/Dine karşı yalancılık: Allahın emir ve yasaklarına uymamakla (isyan etmekle) dinine karşı dürüst olmamaktır. Din rububiyetin tecellisidir. İslam, kitabullaha/dinullaha teslimiyette dürüstlüktür. İsyan, kitabullaha/dinullaha teslimiyette yalancılıktır.

İbadet, Allah’a itaatte dürüstlüktür. İbadetsizlik, Allah’a itaatte yalancılıktır. İbadet ve fazilette riyakârlık da şirk cümlesindendir, bir tür yalancılıktır.

Namaz kılmamak, oruç tutmamak, zekat vermemek ve imkanı olanlar için hacca gitmemek, emr-i ilahîye riayette yalancılıktır. İçki içmek ve zina etmek, nehy-i ilahîye teslim olmada yalancılıktır; kişinin kendi sağlığına ve saygınlığına karşı iffetli dürüstlüğü terketmesidir.

3. Nübüvvete/Peygamber’e karşı yalancılık: Sünnete riayet, Rasulullah’a muhabbet ve itaatte dürüstlüktür. Sünnete riayetsizlik, Rasulullah’a muhabbet ve itaatte yalancılıktır.

4. Müslümanlara ve Tüm İnsanlara karşı yalancılık: Yalan şahitlik, iftira etmek ve cepheden kaçmak, müslümanlara karşı dürüstlükte yalancı olmaktır Sahtekarlık, dolandırıcılık, kul hakkı yemek, adaletsizlik, zulüm.. vs. hepsi, bütün insanlara karşı dürüstlükte yalancı olmaktır.

Ve insanın kendisine karşı yalancılığı: Herşeye ve herkese karşı dürüstlüğün özü, en başta insanın kendine dürüst olması ile başlar. Kendine dürüst olamayan, kimseye dürüst olamaz. Dindarlığın hakikati, dürüstlüktür.

Bütün günahların yalan ile doğrudan veya dolaylı, ama özden bir ilişkisi, bir sebep-sonuç neticesi veya etkileşimi vardır.

Her günah, bir yalan ve butlan içerir. İçerdikleri yalanın derecesine göre günahlar büyür veya küçülür.

En büyük yalan, Allah’a karşı söylenendir: “Allah yoktur” yalanıdır ki, bu küfür-inkar, en büyük günahtır. Özden inanmayıp dil ile inanmış gibi yapmak demek olan münafıklık da bir ikiyüzlülüktür, yalandır ve açık küfürden daha büyük günahtır.

En büyük yalandan başlayarak aşağıya doğru dizilen yalanlar, kime karşı söylendiği/yapıldığına ve sonuçlarındaki şer oranına göre derecelenirler.

En büyük günah nedir? En büyük günah, yalancılıktır, hatta bütün günahların çekirdeğidir. Şöyle ki:

Küfür, Allah’ın olmadığı yalanına inanmaktır ki en büyük günahtır. Şirk, Allah’ın yanında başkalarına tanrısal mevki vermektir ki tevhid hakikatine karşı yalan söylemektir ve küfürden sonraki en büyük günahtır.

İmanın tohumu sıdktır, doğruluktur. Küfrün tohumu kizbdir, yalancılıktır. O halde en en en büyük günah, küfrün de çekirdeği olan yalandır, yalancılıktır.

Madem ki “Din dürüstlüktür.” O halde dinde en büyük günah, dürüst olmamaktır; yani sahtekârlıktır, yalancılıktır. En büyük günahlar, yalancılığın sonuçta doğuracağı şerlerin şiddetine göre derecelenir.

Şirk, tevhidî imanda dürüst olmamaktır. İman cümlesi olan Lâilâhe faslında bütün ilahları reddedemeyip bazısını vesile-perestlikle kalbde tanrısal bir mevkiye koyarak İllallah demektir ki, İllallah’a şirk karıştırmakla tevhidî imanda yalancı olmaktır.

Günahlar günahı, bütün günahların anası yalancılıktır. Yalancılık da günahlar gibi kalben, kavlen ve fiilen olur. En düşüğü fiilen yalancılıktır, ortası kavlen yalancılıktır, en kötüsü kalben yalancılıktır. Biraz açalım:

İmanın ve küfrün mahalli kalptir. Küfür ve şirk kalben ve kavlen yalancılıktır. İbadetlerin, amel-i sâlihin ve güzel ahlakın mahalli, kalıptır, bedendir. İbadetsizlik ve günahkarlık kâlıben/bedenen (fiilen) yalancılıktır.

Nasıl ki dürüstlük; dîlde (gönülde) doğru özlülüktür, dilde doğru sözlülüktür, fiilde doğru işliliktir. Öyle de, dürüstlüğün zıttı olan sahtekarlık/yalancılık da üç perdeli olur: Kalp ile yalancılık, özde olur. Dil ile yalancılık, sözde olur. Fiil ile yalancılık, işte olur.

Özü, sözü ve işi bir (doğru) olana ve birbirini doğrulayana dürüst denir. Dürüstlük hakiki dindarlıktır ve hakikatlı insanlıktır. Özü, sözü ve işi bir (doğru) olmayana, aksine birbirini yalanlayana da sahtekâr denir. Sahtekarlık ise yalancılıktır, dinde ve insanlıkta yalancılık.

Niçin günahların merkezinde ‘yalan’ın olduğu gerçeğine bu kadar vurgu yapıyorum? Çünkü bütün günahların çekirdeğindeki o yalanı ıskaladığımızda, günah hiyerarşisindeki mantığı kaybediyoruz, hikmeti yitiriyoruz.

 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum