1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Bu ne reform, bu ne Pelikan turşusu?!
Bu ne reform, bu ne Pelikan turşusu?!

Bu ne reform, bu ne Pelikan turşusu?!

Elbette sözün doğrusu “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” şeklindeydi. Ama çelişki tıpatıp cereyan edince ister istemez hayretimizi bu biçimde ifade etmek zorunda kaldık.

22 Kasım 2020 Pazar 17:05A+A-

HAKSÖZ HABER

Son 10 gündür yani Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın tuhaf bir biçimde kamuoyuna ilan ettiği istifadan bu yana yargıda, demokraside ve ekonomide reformla yatıp reformla kalkıyoruz. Elbette ne kadar ağır hasarlar alınmış, ümitler ve güvenler ne denli sarsılmış olsa da yine de bütün bir toplum kimi yanlışlardan dönüleceğine ve olumlu bir dizi adımlar atılacağına ilişkin beyanlardan mutlu oluyor. Hatta öyle ki organize suç örgütü liderlerinden Alaattin Çakıcı’nın kamuoyunda çok tartışılan hakaret ve tehdit içerikli mesajı bile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Gül’ün temel haklar ve özgürlükler konusuna ilişkin kuvvetli ve ısrarlı vurgularına yönelik ağır bir tahrik ve tam tekmil bir sabotaj olarak algılandı. Mesele hala tartışılıyor hala. Ancak mafyatik ilişkilerin, karanlık ve derin devlet teamüllerinin meşru siyasete karşı giriştiği sözkonusu sabotaja Allah’tan Devlet Bahçeli ve MHP kadroları haricinde sahip çıkan olmadı.

Bizans’ta oyun bitmez” misali Türkiye’de de siyasetin normalleşmesine yönelik türlü ayak oyunlarına, aşırı tuhaf dirençlere ve bir kısım asalak takımına devlet kesesinden ulufeler ve arpalıklar dağıtılarak toplumun midesini bile isteye bulandırmaya matuf ayrımcılıklar yapıldığına şahit oluruz. Siyaset ve bürokrasi halka karşı adeta “eski tas, eski hamam” duygusunu perçinlemek üzere müstehzi ve mütekebbir bir şekilde konuşlanır.

Yeni dönem ve yeni anlayış diye diye bugün halka verilen müjde ne olsa beğenirsiniz? Kamuoyunda “Pelikan Yalısı” diye bilinen ve sosyal medya ağları üzerinden bin bir türlü yalan, iftira, manipülasyon ve itibarsızlaştırma operasyonunun merkez üssü şeklinde çalıştığı iddia edilen Boğaziçi Küresel İlişkiler Derneği’ne Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle “kamu yararına çalışan dernek” statüsü verilmiş. Kuzguncuk’taki bir yalıda “herkesin bildiği sır” niteliğindeki faaliyetler sürdüren Pelikan Şebekesi’ne Türkiye’ye yaşattığı güzellikler sebebiyle Devlet Üstün Hizmet Madalyası verilmesine bir adım kaldı herhalde.

Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak’ın maddi-manevi tam desteğine mazhar oldukları ileri sürülen Pelikan Şebekesi’nin bileşenleri ilginç profillere sahip. Çünkü bir dönem Fethullah Gülen’in Taraf Gazetesi’nde safkan liberal ve tam-yol Avrupa ve Amerikacı modunda roller üstlenen gazeteci, trol ve troliçeler son birkaç yıldır Doğu Perinçek’in izinde Rusya-Çin bloğuna hizmete yazılmışlardı. Böylelikle AK Parti içinde, Hükümet, bürokrasi ve yerel yönetimlerde terfi ve tenzil işlerinden ekranlara çıkacaklar-çıkamayacaklar listesi düzenlemeye değin koordinasyon işlevi göre politbüro işlevi gördükleri yönünde değerlendirmeler de yapılıyordu.

Acaba Bosphorus Global’i kamu yararına çalışan dernek statüsüne kavuşturan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi neyi murad etti? Hangi üstün hizmetleri, topum ve siyasetten yükselen hangi yöndeki talep ve takdirleri göz önünde tutuldu?  Resmi adı Boğaziçi Küresel İlişkiler Derneği olan fakat toplum tarafından Pelikan Şebekesi ismiyle maruf çevre bu dönemde yargı, demokrasi ve ekonomideki reform çalışmalarında da mı belirleyici rol üstlenecek yoksa? Matruşka ve hacı yatmaz sentezi hiç kaybetmiyor ve kaybettirmiyor ama her zaman kazanıyor ve kazandırıyor sanılıyor galiba. Bu bir zan ama bu zan en temelde toplumu balık hafızalı ve alık yerine koymakla malul.

Somut gerekçe ve tecrübelerle toplumda nefret unsuru olarak kodlanmış, nifak ve nefret üreten tezgâh olarak imlenmiş trol şebekeleriyle beraber yol yürümek, paralel seyir halinde ilerlemek halkın açtığı kredileri bozuk para gibi harcamaktan başka bir anlama gelmez. Yalancı ve müfterilerden medet uman siyaset iklimi, trol ve troliçelerden kuvvet devşiren siyasetçi modeli ülke ve toplumu adalet ve refaha, özgürlük ve güvenliğe taşıyabilir mi?

untitled-1-006.jpg

 “Kamu yararına dernek” statüsü almak ne anlama geliyor?

Eski sistemde Bakanlar Kurulu, yeni sistemde Cumhurbaşkanı kararı ile derneklere “kamu yararına dernek” statüsü verilebiliyor.

Bu statü sayesinde söz konusu dernekler, birçok vergiden muaf oluyor. Bir derneğin kamu yararına çalışan dernek sayılabilmesi için en az bir yıldan beri faaliyette bulunması ve faaliyetlerinin topluma yararlı sonuçlar verecek nitelikte olması şartı koşuluyor.

Dernekler Yönetmeliği’nin 49. maddesinin ‘c’ fıkrasına göre ise bu statüyü alabilmek için derneklerin “Amacı ve gerçekleştirdiği faaliyetlerin, üyelerinin dışında yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde toplumun ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çözümler üretecek ve toplumsal gelişmeye katkı sağlayacak nitelikte olması” gerekiyor.

Ne tür vergi kolaylıkları sağlanıyor?

Kamu yararına çalışan dernekler statüsüne girmeyi başaran STK’lar için şu kolaylıklar sağlanıyor:

– KDV istisnası (Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine göre, kamuya yararlı sayılan derneklerce yapılan Kültür ve Eğitim hizmetleri ile Sosyal Amaçlı mal ve hizmet teslim ve ifaları KDV’de istisnadır).

– Veraset ve intikal vergisi muafiyeti (Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen kamu yararı için ilim, araştırma, kültür, sanat, sağlık, eğitim, din, hayır, imar, spor gibi amaçları gerçekleştirmek için kurulan derneklere bu nitelikleri devam ettiği sürece yapılacak bağış ve yardımlar veraset ve intikal vergisinden muaftır).

-Emlak vergisi muafiyeti (Emlak Vergisi Kanunu’nun 4/e ve 14/c maddeleri gereğince kiraya verilmemeleri ve Kurumlar Vergisi’ne tabi işletmelere ait olmamaları veya bunlara tahsis edilmiş bulunmamaları şartlarıyla, kamuya yararlı derneklere ait bina ve araziler emlak vergisinden daimi olarak muaf tutulmuştur).

– Damga vergisi muafiyeti (Damga Vergisi Kanunu’nun 9. maddesi ile damga vergisinden istisna edilen kağıtların belirtildiği Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “V. Kurumlarla ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 17 numaralı fıkrası uyarınca, genel menfaatlere yararlı dernekler, her türlü işlemlerinde düzenlenen ve damga vergisi kendileri tarafından ödenmesi gereken kağıtlar bakımından damga vergisinden muaftır).

HABERE YORUM KAT

6 Yorum