1. HABERLER

  2. HABER

  3. BM'ye Takılan 'İnsanî Kriz'
BM'ye Takılan 'İnsanî Kriz'

BM'ye Takılan 'İnsanî Kriz'

Birleşmiş Milletler'in dünyanın birçok yerinde çatışmalara siyasi çözüm bulmakta yetersiz kalması, bu bölgelerde insanî krizlerin de büyümesine yol açtı.

22 Eylül 2015 Salı 13:05A+A-

24-26 Eylül arası New York’taki genel merkezde yapılacak ve 164 liderin katılacağı Birleşmiş Milletler Zirvesi’nin bu yılki konusu sürdürülebilir kalkınma. Dünyanın her bölgesinde sürdürülebilir kalkınma için 2000 yılında belirlenen hedeflere yenileri eklenecek. Liderler kaynakların eşitsiz dağılımı ve açlık krizleri üzerine üç gün boyunca tartışacak.

Sürdürülebilir kalkınma programı ve yeni hedefler üzerine çalışan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) verilerine göre, 863 milyon insan hâlâ yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu, günde 1,25 dolardan az bir parayla yaşamak anlamına geliyor. 1990 yılında bu sayı bir milyar 570 milyona ulaşıyordu. BM’nin 2000 yılındaki zirvede belirlenen hedeflerinin kısmen uygulanması sonrası sayı neredeyse yarısına kadar düştü.

Ancak sayı düşse de, bölgelere göre eşitsiz dağılım sorunu sürüyor. Yoksulluk sınırının altında yaşayanların yüzde 48’i Güney Asya ülkelerindeyken, yüzde 22’si de Afrika’da bulunuyor. Dünyanın diğer bölgelerindeyse 1 milyar 400 milyon kişi normal kilonun üzerinde, önemli bir kısmı obezite sınırlarını da aşıyor.

Çatışma bölgelerindeki açlığa BM müdahale etmiyor

Dünyada açlık sınırındaki kişilerin sayısı azalırken, çatışma bölgelerinde ise bu sayı hızla artıyor. Sorun buralarda gıda bulunamaması değil, insanların gıdaya erişiminin olmaması. Gönderilen gıdalar istenmeyen grupların eline geçebiliyor ve farklı amaçlarla kullanılabiliyor. Ateşkes sağlanamaması halinde de BM ekiplerinin geçişi güvenli olmuyor. Bu sebeple öncelik sorunlara siyasi çözümler bulmak. BMKP buralarda devreye girmek için öncelikle BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) getireceği kalıcı çözümleri beklemek zorunda. Ancak BMGK'daki farklı görüşlerden dolayı birçok krize çözüm bulmak yıllar sürebiliyor. Bu da Suriye'de olduğu gibi insanî krizin büyümesine ve sığınmacı sayısının artmasına yol açıyor.

BMKP’nin Kalkınma Planlaması ve Sürdürülebilir Büyüme Programı Koordinatörü olan Babatunde Omilola, bu sebeple yaşanan büyük gecikmelere engel olmak için Kriz Yanıt Birimi oluşturulduğunu anlatıyor. Suriye son yılların en büyük insanî krizlerine sahne oluyor ama Omilola'ya göre, bu birim, Suriye'deki krize yanıt vermekte başarılı:

“Dünyanın birçok yerinde sürekli çatışmalar, anlaşmazlıklar oluyor ve bu gibi krizlerde herkes aynı fikirde olmayabiliyor. Bazı krizlerde ve acil durumlarda BM’nin yavaş işlediği doğru ama BMGK’nin çatışmaların gerçek sebebini anlamak üzerine çok çalıştığı konusunda garanti verebilirim. Soruna çözüm arıyorlar.

‘Barış için umudumuzu kaybedemeyiz’

Suriye’deki savaşın dört yıldan uzun süredir devam ettiğini hatırlatınca Omilola, daha uzun sürse bile BM’nin barış için çalışacağını, insanların ölmesinin kabullenilemeyeceğini söylüyor. Ancak bunun nasıl olacağı hakkında yorum yapmak yerine, ‘umudumuzu kaybedemeyiz’ demekle yetiniyor:

“Barışçıl çözüme ulaşma, müzakere masasına oturma umutlarından vazgeçmemeliyiz. Barış için umudumuzu asla kaybedemeyiz. Eğer insanların savaşmaya hep devam edeceğini kabul edersek bir çözüm olmaz ve insanlar ölmeye devam eder. Henüz bu başarılamadı çünkü çok fazla grup var ve çok farklı amaçlar için savaşıyorlar. Bu biraz zaman alabilir ancak en sonunda başarılacak.

‘BM bu hedefleri koymazsa kim koyacak?’

Diğer sorun da hızla artan dünya nüfusu ve buna karşılık bütçe yetersizliği… 9 milyarlık nüfusa ulaşılması beklenen 2050’ye kadar gıda üretiminin yüzde 60 kadar artmış olması gerekiyor. BM’ye göre 2030 yılı sonuna kadar açlığın tamamen ortadan kalkması için her yıl 267 milyar dolara ihtiyaç var. Ancak bu miktara erişim kolay değil.

25 yıldır BM’nin finansal ve ekonomiden sorumlu birimlerinde çalışan Joop Theunissen, konusu sürdürülebilir kalkınma olan BM zirvesinde de bir konuşma yapacak. Konuşmanın ve zirvenin içeriğiyle ilgili Al Jazeera’ye bilgi veren Theunissen, bugünkü şartların devamı halinde zirvede ortaya konacak hedeflerin ancak yarısına ulaşılabileceğini söylüyor. En büyük sorun bütçede:

“Ülkelerin BM’ye bütçelerinin yüzde 0.7’si miktarında verdikleri paranın dışında yapılan katkılar azaldı. Bunun sebebi de ülkelerin bütçelerindeki sıkıntı, bunu anlayışla karşılıyoruz. Ancak aylar boyunca yapmak zorunda olduğu katkıyı yapamayan ülkeler var. Bu aslında son 10 yıldır karşı karşıya kaldığımız bir sorun. Bu durum harcamaları sabit olan Genel Sekreterliği etkilemiyor ama dünyanın çeşitli yerlerinde değişik projeler yapan UNICEF, UNESCO, Kalkınma Programı gibi BM kuruluşlarını ciddi şekilde etkiliyor. Verdikleri katkıyı arttıran büyük bağışçılar da var ama elbette hedeflenen bütçe için bu yeterli değil.”

 

Theunissen, 2030 için koyulacak hedeflerin ‘ütopik hedefler’ olduğunu kabul ediyor ancak o da Omilola gibi “Bu hedefleri Birleşmiş Milletler koymazsa, kim koyacak?” diye soruyor:

“Krizlerin devamına göz yumulamaz. Hiçbir ülke lideri ‘Bu para çok fazla, gelin bu hedeflerden vazgeçelim’ demeyecektir. Bazen gerçekçilik sınırlarını aşsa da bu hedefleri BM’nin koyması gerekiyor. Amaçlar önemlidir, ciddiye alınır ve bu şekilde yol alınır.”

‘Bolluklar dünyasında yaşıyoruz’

Babatunde Omilola ise kaynakların doğru kullanılması halinde 267 milyar dolara ulaşılabileceği görüşünde. Büyük devletlerden gelen bütçelerin yeterli olmaması ihtimaline karşın, desteğe bağımlı ülkelerde yeni projelere gidildiğini söylüyor:

“Bazı ülkeler diğerlerinden daha fazla kaynağa sahip, bu sebeple daha fazla katkı yapabilir. Ancak biz sorunun önüne geçebilmek için ülkelerin kendi içerinde bütçelerini doğru kullanmalarını, kalkınmayı sağlayacak yaratıcı önlemler alınmasını teşvik ediyoruz.

2030 sonunda açlığı ve yoksulluğu yok etmek için her yıl 267 milyar dolarlık bütçe gerekiyor. Bolluklar dünyasında yaşıyoruz bu sebeple bu rakam ulaşılabilir bir rakam. Bu kaynağa ulaşılabilir.”

Kaynak: Al Jazeera

HABERE YORUM KAT