1. HABERLER

  2. İSLAM

  3. KUR'AN

  4. "Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik"
"Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik"

"Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik"

"Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de ancak bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik."

04 Kasım 2025 Salı 08:12A+A-

 

وَبِالْحَقِّ اَنْزَلْنَاهُ وَبِالْحَقِّ نَزَلَۜ وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۢ ﴿١٠٥﴾

105- Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de ancak bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.

Biz Onu, O Kur’an’ı hakla indirdik, O da hak olarak indi. Biz  yarattığımız kullarımıza hayat programı yapmak üzere onların arasından elçiyi hak olarak seçtik, ona hak olarak yetki verdik, hak olarak ona vahyimizi, kitabımızı indirdik. Ve seni de ey peygamberim, sadece bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İşte kitabın misyonu ve elçinin misyonu budur. 

Bakın Rabbimiz buyuruyor ki peygamber, sadece kendisine gönderilen hak bir kitapla sizi müjdeleme ve uyarma göreviyle görevlidir. Öyleyse ey peygamberim, sen bu hak kitabı insanlara duyur. Bu hak kitapla insanları uyar. İnanan kendi lehine inansın, inanmayan da kendi aleyhine dilediğini tercih etsin.

Yani, "Kur'an'ın mesajını değerlendirmeyen ve hakla bâtıl arasında düşünerek karar vermeyen topluluğu ikna etmek için olağanüstü bir şekilde nehirler fışkırtmak, bahçeler ortaya çıkarmak, veya göğü parça parça onların üzerine düşürmek senin görevin ve sorumluluğun değil. Kur'an hakla gönderildiğine göre, sen onu insanlara sunmalısın ve onlara açıkça inananın, kendi iyiliği için inandığını, inkar edenin de kendi aleyhine inkar ettiğini söylemelisin."

BASAİRUL KUR’AN 

Bu Kur’an, bir ümmeti eğitmek ve ona bir düzen kurmak için gelmiştir. Bu ümmet de onu dünyanın doğusuna ve batısına, dört bir yanına yaymakla yükümlüdür. Bu düzeni, eksiksiz ve mükemmel metoduna, sistemine uygun biçimde tüm dünyaya öğretmekle mükelleftir. İşte bu nedenle Kur’an sözkonusu ümmetin pratik-realiteye dayalı ihtiyaçlarına karşılık verecek biçimde bölümler halinde inmiştir. Böyle bir iniş yöntemi ilk terbiye, eğitim zamanı ve şartlarına da uygun düşmüştür. Eğitim işi uzun zaman alan deneyimleri gerektirir. Kur’an, hazırlık aşamasında bölüm bölüm gerçekleştirilsin diye uygulamaya dayalı bir sistem olarak inmiştir. Teorik bir fıkıh, soyut bir düşünce ve zihinsel değerlendirmeler için sunulan bir sistem değildir.

İşte Kur’an’ın ilk dönemden itibaren bütün bir kitap olarak değil de, bölümler halinde inmiş olmasının hikmeti de budur.

İlk müslüman kuşak Kur’an’ı bu şekilde anladı. Her bir emir veya yasağı, Kur’an’dan edindikleri herbir görev ve emirleri hayatta uygulanmak üzere verilmiş bir direktif olarak değerlendirdiler.

Onu akıllarını veya ruhlarını tatmin etme aracı olarak algılamadılar. Şiir ve edebi metinler gibi değerlendirmediler. Eğlence ve teselli araçları olan hikâyeler ve efsaneler gibi onu kabul etmediler. Onunla günlük hayatlarını şekillendirdiler. Duygularını, vicdanlarını, yaşayışlarını, çalışmalarını, evlerini ve geçimlerini ona göre şekillendirdiler. Böylece Kur’an, onların daha önce bildiklerini, miras aldıklarını ve yaptıklarını bir kenara iterek yeniden hayatlarını şekillendiren bir hayat kitabıydı.

İbn-i Mes’ud -Allah ondan razı olsun- bizden herhangi birimiz Kur’an’dan öğrendiğimiz on ayetin anlamını iyice kavrayıp, hayata eksiksiz bir şekilde geçirmedikçe, başka ayetleri öğrenmeye yeltenmezdik.

Yüce Allah bu Kur’an’ı Hakka dayalı olarak indirdi.Kur’an yeryüzünde Hakkı yerleştirmek ve sağlamlaştırmak için inmiştir.

“Hak ile indi.”

Kur’an’ın ilkeleri Hakka dayalıdır. Hakka önem verir Kur’an. Varlık yasasında değişmez, köklü bir yasa olan Hak. Bu öyle bir haktır ki, Allah gökleri ve yeri onunla ayakta durdurmuştur. Her ikisi de Hak ile iç içedir. Kur’an’ın kendisi de bütün bir varlığın esasına bağlıdır. Hak Kur’an’ın özü ve ana gayesidir. Peygamber de getirmiş olduğu bu gerçeği müjdeleyen ve ona aykırı düşmekten sakındıran Allah’ın elçisidir.

 FİZİLALİL KUR’AN

HABERE YORUM KAT

6 Yorum